Sevgili İnternetçiler
15 Haziran 2001, Cuma günü gerçekleştirdiğimiz, 3.breakfast forumu hakkında düşüncelerimi iletmeden önce, dün katıldığım bir toplantıdan söz etmek istiyorum.
Şirketimizin yönettiği portallerden birisi de, 2 yıldır yayında olan www.KadinVizyon.com . Dün bu portalin alt sitelerinden www.sabahkahvesi.com’ un mail listesinin, fiziksel 3.buluşmasına katıldık. Istanbul’un çeşitli semtlerinden gelen kadınlı erkekli bir grup insanla, Etiler Gloria Cafe’de buluştuk. Toplantıya katılamayan Ankara’dan 3 ve Amerika’dan 1 üye, Cafe’ye telefon ederek, fiziksel olarak gelemedikleri halde yoklamaya katıldılar. Ankara’dan bir hanım üye ise, yapacağı İstanbul seyahatini, toplantı tarihine ertelemiş ve kocasını, bebeğini kapmış toplantıya katılmıştı.
Bu grubun toplantısına ve içeriğine kısaca baktığımızda çok heyecan duyuyoruz. Çünkü Internet’in gücünü gösteren gruplardan birisi. Grubu yöneten bir ev hanımı. Selma Candan adını taşıyan bu hanımı, daha önce tanımıyorduk. Listeye kendi kendine üye olmuştu. Gerek sevgi dolu dili, gerekse iletişiminin güçlü oluşu ile, yarattığı sinerjiyi görünce, o hanımı bu gruba bizzat biz yönetici atadık. Neden mi yönetime ihtiyaç duyduk? Malum, aynı ilgilere sahip insanlardan oluşan bu gruplar özellikle spam ve reklam maillerine çok muhatap olabiliyorlar.
Düşünebiliyor musunuz ? Daha önce sadece ev toplantılarına katılan bu hanım arkadaşımız Kahramanmaraş’tan Çanakkale’ye, ABD Boston’dan, İzmir’e geniş bir insan kitlesini evinden yönetiyor. Daha da ilerisi yakında başka bir projemiz için supervisor’lardan birisi olacak. Tamamen evkadınlarına yönelik, evden, bilgisayardan satış yapıp para kazanmaya yönelik bu projeyi hayata geçirebilirsek, www.kadinvizyon.com ‘a yazıp evde iş yapabileceklerini ifade eden binlerce hanımdan belki birkaç on tanesine ilk kapıları açıyor olacağız. Belki İstanbul dışından, hanımlar İstanbul içi satış yapıp ev bütçesine katkıda bulunacaklar.
İşte bu İnternet’in gücü. Normal vatandaş dediğimiz kişilere muhteşem bir olanak sunuyor. Kendilerini göstermeleri, ifade edebilmeleri için. İnsanların içindeki cevheri ortaya koyuyor. Selma Candan tek yetenekli ev hanımı mı? Hayır. Benzer pekçokları var. Kadın ya da erkek. Bir dalga olarak geliyorlar. Kendilerini ortaya koyuyorlar.
Peki bu dalga durdurulabilir mi? Sanmıyoruz. Türk toplumu daha internet’in üstündeki insanların kimler olduğunu ve neler yapmaya başladıklarını, nasıl organizasyonlar kurabildiklerini farkedebilmiş değil. Bunu Reklam ajansları ile konuşurken de görüyoruz, Politikacıların son atağında da. Dün orada olmanızı isterdik. 26 yaşındaki erkek Coca Cola çalışanı, 45 yaşında ve 21 yaşında oğlu olan hanımla, İTÜöğretim görevlisi arkadaşımız, ev kadınları ile aynı platformda sohbet ediyorlardı. Ortak pekçok konuları ve hatta anıları vardı. İnternet sınırları nasıl kaldırıyor, orada görmeliydiniz.
Arkadaşlar, Cuma günkü breakfast forumu bizim açımızdan çok önemliydi. Son gelişmeler öncesi, neler olduğuna bakmak istiyorduk. Bir tarafta yangından mal kaçırırcasına RTÜK diye bilinen yasaya yapılan ekleme var. Diğer yanda ise Internet’in gerçekten regüle edilmesi gereken konuları. Kanuna Bilişimci Milletvekilimiz Emrehan Halıcı tarafından eklenen düzeltme, Internet’cileri “2 sayfa”, “21 yaş” gibi konulardan kurtardı denilirken, Hukukçular yeni şeklin bir hayli açık ve muğlak olduğunu ve sonsuz sorunlar taşıyabileceğini işaret ediyorlardı. Zaten bu nedenle de toplantıda tartışılan konulardan birisi “2 sayfa hikayesi” idi. Bazı kişiler yeni düzenleme ile kaldırıldığını ifade ederken, diğer bir bölüm ve hukukçularımız Basın Kanunu atıfları nedeniyle hala söz konusu olabileceğini anlatıyorlardı. Öğretim Üyesi bir hukukçumuz ise, böyle bir şey sözkonusu olduğunda önce Savcının bu tür bir problem yaratmayacağını, yaratsa bile kendisinin bilirkişi olarak bu konuyu reddedeceğini söylerken, aslında bu konunun gündeme gelebileceğini gösteriyordu. Zaten Sevgili Şeref Oğuz’da en sonunda “masum gözüken basın kanununun, en başta kendisi olmak üzere, bir çok gazetecinin başına ne işler açtığını” ifade ederken aynı şeyi vurguluyordu.
Bu toplantıda ilk defa bu kadar geniş bir katılımla hukukçular ve internetçiler bir araya geldiler. Katılımcılar arasında Savcı ve Hakimler de bulunuyordu. Göze çarpan hususlardan birisi Internet Camiasından arkadaşlarımızın ‘Nasıl engelleyeceklermiş bakalım, yurtdışından yayına başlarız, bize düzenleme filan sökmez’ ifadelerine karşın, bazı hukukçuların da ‘Bu basbayağı yayıncılık işte, bunun interneti filan olmaz. Bu da aynı kanunlara tabidir. Bu kanunların çıkmasında internetçi’ye sormaya gerek yoktur’ yaklaşımı idi.
Nedense toplum olarak, hep ‘birşeyleri en çok biz biliyoruz’ hastalığına tutulmuşuz. İşbirliği deyince kaçıyoruz. Neden? Her iki grubun da yaklaşımı doğru değil. Hukukçular ve Internet’çiler olarak birbirimize ihtiyacımız var. Türkiye’nin çok şey kazanacağı ‘Internet Devrimi’ni yakalamak için birlikte çalışmak durumundayız. İnternet ne gazete ne de TV, radyo. Başlıbaşına ve kendine ait kuralları olan bir medya.
Internet’in gerçekten regüle edilmesi gerekiyor. Elektronik İmza’dan, Telif Hakkına, Elektronik Ticaret’ten kişilik haklarına kadar pekçok konuda düzenlemelerin yapılmasını bizzat biz Internet Camia’sı arzu ediyoruz.
Ancak bunun konuyu bilen teknisyenler yani Internetçiler ve Hukukçulardan oluşan bir grup tarafından hazırlanması gerekli. Mevcut düzenlemeyi kim hazırlamış, İnternet bölümünü kim eklemiş baktığınızda hayli enteresan bir durum söz konusu. Mecliste 2 yıldan uzun bir süreden beri çalışan “Bilgi ve Bilgi Teknolojileri Grubu” var. 25 kişi ile yola çıkmışlar. Bugün 75 kişilik bir grup olarak 2 yılda 20 civarı toplantı yapılmış. İçinde 30 da milletvekilimiz var, ama yasa buraya gelmiyor. Neden ? Gelse de yararı olur mu ? Bu grup daha Resmi bir Komisyon haline gelmemiş bile. Sadece bir “grup”. Peki Bilişimci milletvekillerimize soruyoruz. Neden Sayın Halıcı? Neden Sayın Aktaş?
Toplantıya konuşmacı olarak İzmir ve Istanbul Barosundan katılan Hukukçular konuya adamakıllı hakimler ve istekliler de. Birlikte bir çalışma grubu kurduk. Şimdi herkesi çalışmaya davet ediyoruz. Hukukçular, Öğretim Görevlileri, Politikacılar ve İnternet Camiası, THINK TANK olarak çalışalım. Başkaları Internet’imizi baltalamadan, nasıl uygulanacağı belirsiz ama birkaç kişinin başını yakacak kurallar üretmeden, biz kuralları üretelim ve Politikacıların önüne koyalım.Üstelik bu konuda gerek Avrupa Birliği tarafından gerekse ABD’de üretilmiş kanunlar önümüzde önemli referans noktaları olarak hazır. Hukukçularımız da bir hayli çalışma yapmiş gözüküyor. Özellikle İzmir Barosu.
Çalışmaya katılmak isteyenler [email protected] adresine Hukuk Çalışmalarına katılmak istediğini belirten mail atabilirler.
Saygılarımızla