Dün yayınladığım “köy ve mezralara temsilci ve müşahid lazım” makalem hayli ilgi yarattı. Çünkü “bu halk zaten böyle” diyenler, olayın pek de öyle olmadığını anlamış oldu. Yazı analitikti. Yani seçim sonuçlarının bir boyutunun içeriğini gösteriyordu ve o içerikte, insanların moralini bozan şeyin doğru olmadığı anlaşılıyordu.
Analitik düşünce çok önemlidir. Yüzeyde gördüğünüzün aslında ne olduğunu gösterir. Bilgehan Turhan ile birlikte gösterdiğimiz resim buydu. Oysa bunu bize partilerin göstermesi ve rahatlatması gerekirdi. Aksi durumda insanlar “bu iş bitmiş, bu halk böyle” diye düşünmeye başlamıştı. Oysa işin içinde başka şeylerin olduğu anlaşılıyor.
Seçim Bilişim Sistemi Olmayan Parti, Ülkeyi Nasıl Yönetir?
14 mayıs 2023 seçiminde, muhalefet partileri arasında seçim bilişim sistemleri gelişmiş olan tek parti CHP’ydi ve bugün geldiği hale Onursal Adıgüzel tarafından getirilmişti. Asıl sorun seçim bilişim sistemlerinde değil, sahadaydı ama kabak Onursal Adıgüzel’in başına patladı. Çünkü 2018 seçiminde de problem yaşanmıştı (acaba o gün de aynısı mı olmuştu, o zaman incelemedim) ve sosyal medya yüksek sesle üstüne yüklendi, en büyük kabahatli onu gördü. Mesaj üstüne mesaj gelince de, CHP muhtemelen herkesi susturmak için onu görevden aldı.
Kafamda, CHP üst yönetiminin bilişim tarafında ne olup bittiğini anlayamadıkları için Adıgüzel’i görevden aldıkları fikri var. Çünkü muhalefette seçim bilişim sistemi sadece CHP’de var.
21.yüzyıldayız ama seçime giren 2 parti yani AKP ve CHP dışında seçime yönelik bilişim sistemleri olan parti görmüyoruz. Seçime katılan 26 partinin hepsi ülkeyi yönetmeye talip oluyor ama taraftarlarına seçim bilgisi aktaracak bir bilgisayar sistemlerine sahip değiller. Yapay zeka çağında ne diyeyim ?
CHP Seçmeni Kendisine Gol Atmakla Meşgul
Ama sorun sadece partilerde değil, muhalefet seçmeni de ilginç. Hele CHP seçmeni iyice tuhaf. O kadar eleştirel ki, kendi kalesine gol atıyor. Belki trollerle tetikleniyordur, bilemiyorum. Sosyal medyada herkes “hile listeleri” gibi magazinel olayların ya da kendi menfaati için video yayınlayanların peşinde koşuyorlar. Oysa o listeler, itiraz için zaten gönderilmiş ve çözümlenmiş olanlar (bazı çuval videoları var onları kastetmiyorum). Videolar ise 5 doğru 1 manipülasyon içeriyor.
Seçim akşamı meydana gelen olaylara yeniden bakarsak, Onursal Adıgüzel’e yüklenenler, ya da İmamoğlu o gün yanlış veri açıkladı diyen seçmenlere sormak istiyorum.
Anadolu Ajansı % 59 açıklayarak başladı ve sonra % 49 kusur ile bitti. Kimse Anadolu Ajansına, neden yanlış veri açıklıyorsun diye sordu mu? Peki İmamoğlu’na yanlış sonuç açıkladı diye neden tepki gösterildi? O anda öyle bir veri var elinde ve henüz seçim bitmemiş bile. İstanbul seçimlerinde, kaybettiğini bildiği halde “ben kazandım” diyen sonra da İstanbul’daki üst geçitlere 1 ay boyunca “Teşekkürler İstanbul” pankartları asan Binali Yıldırım’a neden bizi yanıltmaya çalışıyorsun diye soran oldu mu?
Tabii ki anlıyorum, sonuçta % 59 ile başlayan rakam, benim de moralimi bozdu. Ben de habire rakam öğrenmeye çalışıyordum ve bence de Onursal Adıgüzel bu rakam açıklama olayını kıvıramadı ama hepimiz bu seçimin geleceğini biliyorduk. Şu anda depreme de yazılım geliştiren arkadaşlar, 28 mayısa kadar çözüm geliştirmeye yani YSK dışında anlık rakam verecek bir uygulama üzerinde uğraşıyorlar. Keşke bunu önceden görseydik ve erkenden bunları yapmış olsaydık diye düşünmeye başladım.
Partilerde Seçimi Takip Edip, Anlık Strateji Oluşturan Analist Yok
Diğer yandan yeniden partilere dönersek, CHP’de Adıgüzel’in yerine gelen arkadaşı tanımıyorum, CHP içinden iyi bir insan olduğuna dair duyumlar geldi. Şimdi bu değişiklik sonrası, CHP bakalım 28 mayısta ne yapacak? Veri yayınlamayı başaracak mı?
Ben şimdiden cevap vereyim; mutlaka yayınlayacaklar. Çünkü mecburlar. Muhtemelen, sahanın eksikliğini YSK rakamları ile çarparak, yani biraz CHP, biraz YSK rakamları ile önümüze hibrit bir şeyler koyacaklar. Bu da aslında olması gereken değil. Olması gereken sahanın tam kapsanması. Bunun için de halkın yardımı gerekiyor.
Onursal Adıgüzel’in görevden alındığını anlattığım yazıda belirttim; benim gördüğüm 3 tane sorun var;
- Seçimden çok önce veriler yorumlanmamış (örneğin önceki seçimlerde AKP’nin fark attığı bölgelerin tespiti gibi),
- Seçim sırasında, partilerin herbirinde ne olup bittiğini yorumlayan ve önlem alan yok (hukuk sorunlarından bahsetmiyorum, seçim sırasındaki gelişmeleri kastediyorum)
- Saha ise seçim sırasında eksik sayı ile çalışıyor
Şimdi bu 3 sorunu detaylandıralım
1. Seçim Öncesi Veri Analizi Var mı?
Ben seçim öncesi veri analizinin olmadığını görüyorum. Örneğin aşağıdaki tabloya bakın; dün yayınladığımız “köy ve mezralara temsilci ve müşahid lazım” yazımızdaki tablonun daha inceltilmiş hali bu.
Bu tabloda, ilk satırda Tayyip Erdoğan’ın, Kemal Kılıçdaroğlu’na % 50’nin üzerinde fark attığı, ikinci satırda % 60 ve üçüncü satırda % 70 üzerinde attığı sandıklar var. Yani 11 bin ile 20 bin sandık arasındakilere dikkat etmek yeterli olabilir. Hatta % 60’lık sandık bile önemli.
Mesela bu sandıkların önceden analiz edilip, yakın markaja alınması gerekmez miydi (çünkü 2018’de de aşağı yukarı aynıydı)?
2. Seçim Sürerken Analiz Yapılıyor mu (Turkcell Neden Kapılarını Kapatıyor)?
Şimdi 2. soruna yakından bakalım. Seçim sırasında bilişim sistemleri veri üretirken, birilerinin onu anlık analiz edip, belki bazı yerlere destek yollaması lazım.
Turkcell’in seçim haftasonlarında neden çalışanlara kapatıldığını sormuştuk. Benim tahminim şu; yukarıdaki şıklardan ikincisini gerçekleştiriyorlar. Yani, bir yandan Anadolu Ajansı tarafından yüksek yüksek veriler duyurularak, insanlar kafaca hazırlanırken, diğer yandan boşluk olan (yani CHP temsilcisi ya da müşahidi olmayan) yerlerde gerekli aksiyonlar mı alınıyor? Bu seçimde sanırım % 40 sandıkta muhalefet temsilcisi bulunmuyordu. Yanlış ise düzeltsinler.
Üstelik Turkcell çalışması yeni bir çalışma da değil. Maalesef 2009’dan beri var. Acaba kim buna yol verdi? Sonucunda Turkcell’in yapısı bile değişti.
Ha bu arada belirteyim, diğerlerine (Türk Telekom ve Vodafone), soru gönderdik ve cevap vermediler. Muhtemelen “aşağı tükürsek sakal, yukarı tükürsek bıyık” modundaydılar. Gayri resmi aldığımız bilgilerde, onlarda bu uygulama yoktu. Zaten önceki yıllarda da duymadık. Ama sonradan bunların da –muhtemelen talimat olabilir– daha hafif uygulama ile networkü kapadıkları duyuldu.
Dolayısıyla, o yazıda yazmıştık; Turkcell olayına daha yakından bakılmalıydı ve hatta oraya hukuki temsilci yollanmalıydı. Ancak böyle olursa şüpheler dağılır. Benim de yukarıda yazdığım düşüncelerim değişir.
3. Saha Neden Yetersiz Kaldı?
CHP örgütünün diğer eksiğinin saha olduğu anlaşılıyor. Hem fiziksel bulunabilirlik, hem de verilerin aktarımı açısından.
Ancak diğer partiler, İyi Parti, Deva, Gelecek, Saadet, Demokrat, YeniSol, TİP, neredeydiler? CHP 290 bin temsilci + hukukçu + müşahidden bahsediyordu. Bunlar görev yaptılar mı? CHP temsilcileri ve müşahidlerinin, diğer partilerin katılımı ile 500 bine ulaştığı söyleniyordu? Bu kadar kişi sahada neden olamadı?
Dün yayınladığımız “köy ve mezralara temsilci ve müşahid lazım” yazımız da sahanın fiziksel olarak yetersiz olduğunu gösteriyor. Burada sorulması gereken şey şu; yaptığımız röportajlara bakarsanız, hani diğer partilerin de temsilci ve müşahidleri vardı?
Sahadan enteresan bilgiler geliyor. İnsanlar müşahid ya da sandık temsilcisi olarak katıldıkları yerlerden sorunları anlatıyor. Bana gelen 3-4 yorumu, ayrı bir yazı olarak yayınlayacağım.
21.Yüzyılda Yaşamayan Partilere Mecbur muyuz?
Gelelim, diğer partilere…
Seçime katılan 26 parti vardı. AKP ve CHP dışında, İyi Parti, Saadet Partisi, Deva Partisi, Gelecek Partisi, Yenisol (eski HDP), TİP. Bu partilerden muhalefette olanlarının, CHP dışındakilerin bilişimle ilgisi pek yok.
Bu 26 partiden, hiç seçimle ilgili bir analitik yorum duydunuz mu? Seçim konusunda neler yaptıklarını, nerelerde sorun olduğunu? Ben hamasi söylemler dışında bir şey duyamadım.
Duyamazsınız, çünkü hiçbirinin seçmeni bilgilendirecek bir bilişim sistemi yok. Sadece CHP’nin vatandaşa bilgi veren bilişim sistemleri var. Bir de Deva Partisinin SAYDIK.BİZ platformu vardı. Yeni parti olduğu için Deva partisi sandıklarda resmi temsilci bulunduramadı, müşahidleri ile de anlaşılan 30 bin civarı tutanak toplamışlar. 200 bin sandık olduğu düşünülürse, bir hayli eksik.
Bu açığı Türkiye Gönüllüleri gibi sivil toplum örgütleri kapamaya çalışıyor. Ama önemli bir sorun şu; bu yapılardaki gönüllü arkadaşlar genellikle büyük şehirlerde görev alıyor. Bu da çok çok önemli. Bu yapıların büyük şehirlerde durumu koruduklarını özellikle İstanbul Büyükşehir Başkanlığı seçiminde ayan beyan gördük. Ama şimdi sorun, küçük seçim bölgelerinde meydana geliyor ve CHP dahil anladığımız şu; bu bölgelerde % 40 kadar sandık korunamıyor.
Bugün seçime giren ve mitinglerde gördüğümüz her parti, “ülkeyi böyle yöneteceğiz, şöyle yöneteceğiz” söylevleri atıyorlar. Ülkeyi yönetmeye talipler ama bilişimi kullanamıyorlar. Yani kendi sistemleri olmayan bu partiler, ülkeyi nasıl yönetecekler? Yapay zeka çağında, kalem kağıtla mı analiz ve strateji geliştirecekler?
Karşılarında eğitimli olmayanlardan oluşan bir parti var ve o partinin bazı yeteneklerinin de abartıldığı kadar olmadığını görüyoruz ama onları yenememelerinin sebebi nedir acaba?
Seçim sonrası, herkesin siyasete girmesi ve siyasetin 21.yüzyıla taşınması şart. Özellikle bilişimciler –bilhassa sistem analistleri– siyasete yöneltilmeli.
Yoksa, şu anda mevcut olan bu eski püskü partilerin hepsi eski Amerikan filmlerindeki kovboy kasabalarına benziyor. Söylemleri çok iyi olanlar var (mesela Demokrat Parti, mesela TİP) ama arkalarına baktığınızda boşluk görüyorsunuz.
Eğer yaşamımızı, özgürlüğümüzü korumak istiyorsak, Atilla İlhan’ın “Ben sana mecburum” demesi gibi, Cumhuriyeti korumak için muhalefete tüm gücümüzle destek olmaya mecburuz. O yüzden göreve.
Ben de milletvekili seçimleri analizlerini yayınlayacağım ve daha ilginç bir analizi de pazartesi günü yayınlamayı planlıyorum.