İzin verirseniz daha önceki yazılarımdan iki alıntı yaparak yazıma başlamak istiyorum. 23.06.2004 tarihinde “Ağabey olmak ya da olmamak” başlıklı yazımda şöyle demiştim;
“Türk Telekom bu davranışlarını devam ettirdiği sürece, işletmeciler Temmuz sonunda arabağlantı sözleşmesi yapamamış, mali olarak tamamen zarar etmiş durumda olacak, Türk Telekom ise fiyatlarını %40-50 düşürmüş olarak serbest sektörü yok etmiş ve halkın parası ile halkın rekabet altında ucuzluk hakkını tehdit etmiş olacaktır.”
28.06.2004 tarihinde “Serbestleşme neden gelişemiyor-3” başlıklı yazımda ise şu değerlendirmeyi yapmıştım;
“Bu yazımdan da çıkan sonuç, Ulaştırma Bakanlığı, Telekomünikasyon Kurumu ve Türk Telekom’un uyumlu! bir çalışma içerisinde olduğudur.”
Yani bu olacaklar daha öncesinden biraz belli idi ancak boyutlarının bu oranda olacağını ben bile tahmin edememiştim. Ben de herşeye rağmen Telekomünikasyon Kurumu’nun bu gelişmelere engel olacağını beklemiştim, ancak son gelişmelerden sonra yanıldığımı ve Telekomünikasyon Kurumu’nun, Türk Telekom A.Ş. nin bir şubesi haline geldiğini anladım.
Biraz geriye giderek neler yaşandığına bir bakarsak, son gelişmeleri daha iyi anlayabiliriz.
- Telekomünikasyon Kurumu 2003 yılında yayınlaması gereken “Türk Telekom Referans Arabağlantı Teklifi” ni yayınlamadı ve bu döküman bu gün dahi yayınlanmamış durumdadır.
- 17 Mayıs 2004 tarihinde Uzak Mesafe Telefon Hizmetleri için ilk Lisanslar verildi.
- Lisansların verilmesi ile C Tipi işletmecilerin faaliyete başlayabilmeleri için gerekli koşulların sağlanması için Türk Telekom A.Ş. ye 2 ay süre verildi.
Hiç gündemde yok iken, 1 Haziran 2004 tarihinde TK’nın Türk Telekom A.Ş. nin tarifelerini tavan fiyat yöntemi ile belirlenmesi Tebliğinde değişiklik yapan Tebliğ yayınlandı. - 1 Haziran 2004 tarihinde Türk Telekom’un kiralık devre tarifesi yayınlandı. Bu tarifedeki en dikkat çekici bölüm, yeni işletmecilerin yoğun olarak kullanmak zorunda oldukları 2 Mbit bağlantı ücretlerinde yapılan % 2129 (yüzdeikibinyüzyirmidokuz) oranındaki artış oldu.
- 21 Haziran 2004 tarihinden başlayarak Türk Telekom yeni işletmecilere, arabağlantı sözleşmesi içinde neler bulunacağını tebliğ etti.
- 5 Temmuz 2004 tarihinde işletmecilere yazılı olarak kendi şartlarını içeren Arabağlantı sözleşmelerini verdi ve sözlü olarak bu şartlar üzerinde görüşme yapmayacağını bildirerek 12 Temmuz 2004 tarihine kadar işletmecilerden bu sözleşmeleri imzalamalarını beklediklerini belirtti.
- 7 Temmuz 2004 tarihinde Türk Telekom A.Ş., Dünyada bir örneği bulunmayan tarife değişikliğini ilan etti.
- 8 Temmuz 2004 tarihinde yeni işletmeciler Ankara’da bir araya gelerek, Türk Telekom’un indirim yapma görüntüsü altında sunduğu yeni tarifelerinin kabul edilemeyeceğini, Türk Telekom’un öne sürdüğü şartlarla arabağlantı sözleşmelerini imzalamayacaklarını ve Türk Telekom’un pervasızca sürdürdüğü uygulamaları ile her platformda mücadele etmeye kararlı olduklarını ilan ettiler.
9 Temmuz 2004 tarihinde ise işletmecilerin yukarıdaki açıklamasının ne kadar etkili olduğunu Türk Telekom Genel Müdürü Mehmet Ekinalan’ın televizyon kanallarını dolaşarak tarifelerinin ve uygulamalarının haklılığını anlatmaya çalışmasına tanık olarak gördük. 9 Temmuz Cuma günü, benim izleyebildiğim kadarı ile Mehmet Ekinalan, CNBC-e, NTV ve mtv kanallarında konuştu. Bu vesile ile CNBC-e yapımcısı Maliha Okur’u doğru sorular sorarak doğruyu ortaya çıkarma çalışması için kutluyor, NTV yapımcısı Celal Pir ile MTV yapımcısı Yavuz Semercioğlu’nu, kendi programlarında Mehmet Ekinalan’ın Türk Telekom reklamı yapmasına izin verdikleri için kınıyorum.
Mehmet Ekinalan televizyonlardaki konuşmalarında kavram kargaşası yaratarak kendisini ve yeni tarifelerini haklı çıkarmaya çalıştı. Bunu yaparken işletmecileri kamu sırtından kolay para kazanmaya çalışmakla şuçlamaktan ve bu işletmecileri kaçak telekomünikasyon işletmeciliği yapanlar ile bir tutmaktan çekinmedi. Halbuki bu işletmeciler, ülkemizin en saygın ve Devletine güvenerek Lisans almış şirketleridir.
Mehmet Ekinalan konuşmalarında sürekli olarak Türk Telekom’un bu tarifeleri maliyetlerini esas alarak oluşturduğunu belirtmektedir. Ancak Türk Telekom’un hizmet bazında bir maliyet ayırımını henüz yapamamış olduğu bilinmektedir. Ayrıca, Milletlerarası görüşmelerin TK tarafından Tavan Fiyat yöntemine göre belirlendiğini nedense hiç dile getirmemektedir. Kaldı ki, maliyet bazlı olsa bile aynı hizmet için, örneğin şehiriçi görüşmelerin bir pakette 60.000 TL, diğer pakette ise 113.000 TL olmasının maliyetler açısından nasıl bir açıklaması olduğunu doğrusu merak ediyorum. Bu yeni tarife konusunda daha söylenecek çok şey var, ancak bunu başka bir yazı konusu yapmayı düşünüyorum. Ancak Türk Telekom’un yeni tarifelerinde yer alan Hesaplıhatt ve Yazlıkhatt paketlerinde UMTH A Tipi ve B Tipi işletmecilere erişimin yasaklanmakta olduğu konusunda işletmecileri uyarmak istiyorum.
Yeniden arabağlantı konusuna dönersek, Türk Telekom’un ve Telekomünikasyon Kurumu’nun nasıl bir haksız uygulama içerisinde olduklarını daha iyi anlayabiliriz. Türk Telekom alan içi olarak belirlediği arabağlantı ücreti için işletmecilerden vergiler hariç 53.000 TL isterken bu ücretin Avrupa Birliği ortalamasının 11.000 TL, alan dışı olarak belirlediği ücret için işletmecilerden vergiler hariç 75.000 TL isterken bu ücretin de Avrupa Birliği ortalamasının 17.000 TL olduğunu belirtmemde yarar var. Bu konudaki kaynağı adresindeki dokuzuncu raporda bulabilisiniz.
Bir diğer çelişki ise Türk Telekom’un yeni tarifelerinde göze çarpmaktadır. Şirkethatt olarak belirlenen tarife paketinde şehiriçi görüşme ücretinin vergiler dahil 60.000 TL olduğu göze çarpmaktadır. Halbuki alan içi arabağlantı ücretinin verilen hizmet açısından, şehiriçi görüşme ücretinin en fazla yarısı olması gerekmektedir. Ancak yukarıda bahsettiğim gibi Türk Telekom tarafından bu hizmet için işletmecilerden vergiler hariç 53.000 TL istenmektedir.
Bütün bunlar olurken esas sorumlu olan Telekomünikasyon Kurumu’ndan hiç ses çıkmamaktadır. Acaba suçluluk duygusundan mı, yoksa söyleyecek bir şey bulamamaktan mı bilemiyoruz. Halbuki TK Kurul Başkanı Ömer Arasıl’ı her fırsatta televizyonlarda görmeye alışmıştık. Şurası bir gerçek ki, Telekomünikasyon Kurul’unu oluşturan beş kişi, işletmecilerin güvenini tamamen yıtirmişlerdir. Hatta Telekomünikasyon Kurum’u içerisinde çalışan dürüst ve değerli pek çok uzman ve yönetici de bu şekilde düşünmektedir. Bu aşamadan sonra TK Kurul üyesi olan Ömer Arasıl, Faruk Cömert, Hüseyin Edis, Ayhan T.Beydoğan ve Murat Atalı’nın derhal istifa etmesi gerekmektedir.