İçinde bulunduğumuz hafta Girişimcilik haftası oldu ve pek çok etkinlik düzenlendi. Bu etkinliklerden birisinde karşılaştığımız Sezai Hazır ile Türkiye’nin Girişimcilik ortamını kısaca konuştuk :
turk-internet.com : Sezai Bey, sizinle Vodafone’un “ Fikir Çarkı” toplantısında karşılaştık. Herkes sizi tanıyor ama siz yeniden bize hem kendinizi tanıtır mısınız, hem de Uluslararası Gelişim Merkezi’nden (UGM) bahseder misiniz?
Sezai Hazır : Ben mühendisim. 20 yıldan beri de girişimcilik aktivistiyim. Yani kendimi öyle tanımlamaya çalışıyorum çünkü. 20 yıldan beri Türkiye’deki bu girişimcilik ekosisteminin geliştirilmesi üzerine çalışıyoruz. Son 3 yıldan beri de Türkiye Vodafone Vakfı’nın ortaklığı ve Vodafone’un ortaklığı ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ve Türkiye Kalkınma Bakanlığı’nın ortaklığı ile Uluslararası Girişimcilik Merkezi diye bir merkez kurduk.
Amacımız şuydu aslında; Türkiye’deki bu girişimcilik ekosistemini desteklemek için ne yapılması gerekir sorusuna cevap bulmaktı. Bunlarda da üç tane temel ana neden var.
turk-internet.com : Nedir?
Sezai Hazır : Birincisi, Türkiye’deki o algıyı pozitif yönde değiştirmemiz lâzım çünkü biz öyle bir nesiliz ki, annemizden, babamızdan, dedemizden “icat çıkarma” “eski köye yeni adet getirme” “elinin hamuruyla erkek işine karışma” girişimciliği erkek işi olarak tanımladık çünkü kadını da biz kodlamıştık. Kadının girişimciliği dikiş-nakış yapacak, yemek yapacak, belediyelerin gösterdiği pazarlarda satılacak. Kadın girişimciliğini böyle kodladık.
Bizim bir kere bu algıyı değiştirmemiz lâzım. Bunun için de biz 2 yıldan beri icat çıkartıyoruz! Çünkü icat çıkarmaz isek, kötü bir tüketici olursun, sürekli eleştirirsin ama tüketici olursun; icat çıkar, eski köye yeni adet getir!
“Yeni adet getir” aslında girişimciliği tanımlayan bir strüktür de çünkü girişimci inovatif bir fikir geliştirmektir aynı zamanda, geliştirdiği fikrin toplumsal bir karşılığı olmasını görmektir, öyle güzel, süslü lafların arkasına sığınıp kalmamaktır girişimcilik.
İkincisi ve en önemlisi de, bizim bir kere ilkokuldan başlayarak, insanların gelecekteki hayallerini kurmalarının yöntemini veya metodolojisini veya davranış biçimini oluşturmamız lâzım çünkü üniversite son sınıf öğrencisine “hayalin ne?” diye soruyorum, hiç hayal “yok”, hayal kurmamış, yani biz, “gençler geleceğimizdir” diyoruz ama aslında üniversitelere gittiğimiz zaman geleceğimiz meleceğimiz yok.
Hayal kurmamış ise, hayalinin peşine gitmeye çalışan bir gençlik göremeyiz. Onun için de bir kere, eğitim sistemini hayal kuran, hayalini gerçekleştirmek için fiziki ortamlar yaratan bir şekilde düzenlememiz lâzım.
Üçüncüsü de, diyoruz ki, “madem ki dünya artık küresel, buna ister karşı çıkın, ister sevin, ister sevmeyin dünya küresel” İnternete giriyorsunuz, dünyanın bir ucundaki bir malı alıyorsunuz, pazar da küreselleşti. Ne üretirsen üret, hangi fikri geliştirirsen geliştir, dünyada rekabet edebilecek bir fikir ve ürün olması lâzım.
Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafi ortama baktığınızda, 3 saat uzaklıkta 3 milyar insan yaşıyor. Bu 3 milyar insanın yaşamış olduğu coğrafya, aslında aç bir coğrafya. Yani girişimcilik ekosistemi açısından da önemli bir pazar.
Onun için diyoruz ki, ne üretirsen üret rekabet edebilir bir halde olması için, benim küresel rekabet için mücadele edebilmem için de mevzuatın benim hayatımı kolaylaştıran, rekabet etme ortamını sağlayan bir mevzuat olması lâzım.
turk-internet.com : Çok haklısınız!
Sezai Hazır : Maalesef Türkiye’deki mevzuat son yıllarda çok kısmi iyileştirmeler olsa da, halen benim dünya ile rekabet edebileceğim bir düzeyde değil. Bunun değişmezi lâzım. Bunlar değişmediği müddetçe Türkiye’de biz hedefler koyabiliriz, 2023 de diyebiliriz.
turk-internet.com : Zaten onu soracağım. 2023’ü yakalayabiliyor muyuz sizce?
Sezai Hazır : Valla, bu anki büyüme ile biraz zor çünkü biz mesela 10. Kalkınma Programı’nı hazırlarken, ilk defa devlet “ Girişimcilik Komisyonu” diye bir komisyon kurdu. Bu olumlu bir adım. Ama orada da dedik; biz istatistik olarak da, 2023’te dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında girebilmek için –çünkü hedef konmuş 500 milyar dolarlık ihracat, 50 milyar dolar’ı bunun tarımsal ihracat diye koymuş isen sen, bunu yakalayabilmen için– yüzde 7 büyümen lâzım,
Çünkü diğer ülkeler de hızlı bir gelişim içerisinde. Bu büyümeyi yakalayabilmen için de girişimci sayısını çoğaltman lâzım, başka bir çaren yok ama girişimciliği de devletin inisiyatifinde değil, devletin kolaylaştırıcılığı ile çünkü bizde devletin bir refleksi de var, “girişimci yaratılacaksa da, ben yaratırım.” Değil mi, bir sürü hibe programlar vesaire..
Bu fikri ortadan kaldırmamız lâzım. Devlet düzenleyici ve denetleyici olmalı, kolaylaştırıcı olmalı. Bilfiil devlet bu işin başında olmamalı bir kere; dünyanın hiçbir yerinde de böyle bir şey yok. Onun için “ bunu yakalayabilir miyiz?” sorusunun cevabı biraz da devletin atacağı adımlar ve Türkiye’deki bu mevzuatın değişmesiyle de paralel olduğunu düşünüyorum. Bu haliyle zor.
turk-internet.com : Ama demin çok umutsuz da olmadığınızı söylediniz.
Sezai Hazır : Umutsuz değilim.
turk-internet.com : ITO’daki bir araştırmadan bahsettiniz, 2009 sonuçları?
Sezai Hazır : Ben umutluyum. Çünkü Türkiye’de bir 5 yıl önce ile, bugünkü dönem arasındaki mukayeseyi gördüğüm zaman, –bugün burada bunu konuşuyoruz, bu konuşmanın bile ciddi bir girişim olduğunu düşünüyorum– olumlu bir durum.
Bugün küresel şirketler, Vodafone mesela, 5 milyon TL girişimci için bir yatırım fonu kurdu ama ben o 5 milyon’dan daha önemlisinin burada üretilen ürünün bir pazarının oluşturulmasının çok daha önemli olduğunu düşünüyorum yani çünkü Vodafone’un, bu küresel şirketin asıl olarak bugününü önemsiyorum çünkü ürün geliştirirsiniz; bu ürününüzün pazarı yok ise, elinizde şişer hiçbir şey ifade etmez.
Türkiye’de de bu konuda Ali Babacan ile görüşmemizde, bu konuda da bir mevzuat değişikliği istemiştik. Ben bir geliştirdiğim ürünün kamu bunun alıcısı olmalı, pozitif ayırımcılık yapmalı bu konuda. Yerli ürünleri teşvik etmesi açısından bunların çok önemli olduğunu düşünüyorum. Yani, 5 yıl önce ile bugünkü arasında ciddi gelişmeden bahsedebiliriz.
Eskiden Angel Yatırım diye bir kavram yoktu, bugün Türkiye’de bunun yasası oluşturuldu. Fonların fonu oluşturulmaya çalışılıyor. Yani bu konuda da Ali Babacan’ın çok ciddi bir desteğini, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ile Ali Babacan’ın da çok ciddi bir desteğinin olduğunu söylemekte yarar var. Algı değişmeye başladı. Üniversitelerde biz 5 yıl önce yaptığımız araştırmada, “gelecekte ne yapmak istiyorsun?” çünkü girişimcilik aynı zamanda başka bir kariyer. Yüzde 90’ı kamuda çalışmak istiyordu, şimdi yüzde 40’ı kendi işini kurmak istiyorum noktasına geldiyse, bunlar pozitif gelişmeler.
Ama daha çok yolumuz var, daha çok çalışmamız lâzım diye düşünüyorum.
turk-internet.com : Peki, çok teşekkür ediyoruz!
Sezai Hazır : Ben teşekkür ederim.
Bu söyleşiyi aşağıdaki videodan da izleyebilirsiniz;
Sezai Hazır : Hayal Kurmamış ise Hayalinin Peşine Gitmeye Çalışan Bir Gençlik Göremeyiz