Türkiye Bilişim Derneği, TBMM’de görüşülen RTÜK yasası ile ilgili olarak hazırlanan yasa taslaklarına karşı bir basın toplantısı hazırladı. 2 Haziran 2001 Cumartesi günü Ankara’da “Gelin İnterneti Büyütelim, İnternet Yaşamdır” başlığı altında düzenlenen toplantıda, internet devriminin sanayi devriminden daha önemli olduğu ve en az Avrupa Birliği kadar önem taşıdığı vurgulandı.
Türkiye Bilişim Derneği’nin RTÜK Konusundaki Basın Açıklaması
Biliyorsunuz TBMM’de RTÜK yasası görüşüluyor. Ortalıkta bazı sahipsiz yasa taslakları dolaşıyor; Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı ceza yasa taslaklarından bahsediliyor. TT, geçiş dönemi boşluğundan yararlanarak, vahşi kapitalist bir şekilde, rekabet ve evrensel hizmet kavramlarını karıştırarak, %400’ü bulan zamlar yapıyor. Servis sağlayıcılar kendilerini kıskacın altında hissederek, tartışmalı uygulamalara başlıyorlar.
Türkiye interneti üzerinde sanki kara bulutlar dolaşıyor. Biz, başta Türkiye Bilişim Derneği ve Bilişim STK platformu olarak, Turkiye internetinin önünü acmaya, onun geniş kitlelere yayılması, üretim için kullanılması, ülkenin rekabet yeteneğinin gelişmesi, ülkenin dünya ile bütünleşmesi stratejilerinin temelinde İnternet ve Bilişim teknolojilerin olması gerektiği inancındayız.
İnternet Devrimi, Sanayi Devriminden Daha Önemlidir
Avrupa Birliği internetin temsil ettiği değişimin, sanayi devriminden daha önemli bir gelişmeyi temsil ettiğini resmi dökümanlarında ilan etmiştir. Bu değişimin insanlığı yeni bir toplum biçimine götürdüğünü, adına Bilgi/Bilişim Toplumu dediğimiz bu toplum biçiminde, birey, beyinsel emek, bilgi, bilim, teknoloji, araştırma-geliştirmenin ve özellikle bilgi teknolojilerinin itici güç olduğunu biliyoruz. İnternet yaşamın tüm boyutlarını; çalışma, üretim, ticaret, iş yapma, eğlence, öğrenme, yönetim biçimlerini köklü olarak değiştirmektedir.
ABD’den Singapur’a, İrlanda’dan İsrail’e dünyanın bir çok ülkesi interneti gelişme stratejilerinin bir parçası yapmışlardır. İnterneti geliştirmek, ekonomik ve toplumsal yaşamın ve yönetimin etkin bir parçası yapmak için ulusal politikalar geliştirmekte, teşvik ve düzenleme mekanizmaları kurmakta, eylem planları yapmakta ve hayata geçirmektedirler. Bu konuda Avrupa Birliği’nin e-avrupa girişimi özellikle dikkat çekicidir.
İnternet En Az Avrupa Birliği Kadar Önemlidir
İnternet: Bireyler, kurumlar ve ülkeler için stratejik önemdedir. Bu teknolojilerde geri kalan ülkeler, kurumlar ve bireyler ciddi bir tehdit altındadır. Matbaa ve Sanayi devrimini kaçıran Türkiye’nin, internet devrimini kaçırma gibi bir lüksü yoktur. İnternet Türkiye için bir tercih meselesi değildir; bir zorunluluktur. Dünya ile bütünleşmek, Avrupa birliğine girmek isteyen, Türkiye’nin internette geç kalmak gibi bir lüksü yoktur. Türkiye’nin, internet ve temsil ettiği teknolojileri en az Avrupa Birliği kadar ciddiye alması gerekir. İnterneti algılıyamamış, geri kalmış bir Türkiye’nin Avrupa Birliği hayali olamaz. Öte yandan, interneti ekonomik ve toplumsal yaşamın bir parçası yapmış bir Türkiye, Avrupa Birliğinin doğal ortağı olacaktır.
Avrupa Birligi, 99 aralığında e-avrupa girişimini başlatmıştır. E-avrupa, Avrupanın rekabet üstünlüğünü korumak, gelişmekte olan Bilişim devriminden yeteri kadar yararlanmak amacıyla başlatılan bir siyasal girişimdir. Ana sloganı, her bireyi, evi, işyerini, okulu ve devlet dairesini internete taşımaktır; bunun için de ucuz, güvenlilir ve kolay internet, insanları bu teknolojilerde yetkin kılmak ve internet kullanımını yaygınlaştırmak hedefleri seçilmiştir.
Pire İçin Yorgan Yakmayalım
Biz hükümet ve parlamentomuzdan, Türkiye internetinin önünü açacak politika, mekanizma ve projeler bekliyoruz. Altyapıya yatırım yapılması, internetin evrensel hizmet anlayışı ile her yerde ucuz, güvenilir, ve kolay internet sağlaması. Ülkenin insan guçü açığı için planlar, kamunun internete taşınması için projeler bekliyoruz. Biz bunları beklerken, Türkiye internetine ciddi darbe vuracak, bu RTÜK düzenlemesi büyük hayal kırıklığı yarattı. Yapılmak istenilen düzenlemeler, internetin ruhuna aykırı ve başarı şansı olmayan önlemlerdir. Düzenlemenin hedefi olan kesimler kolayca, yurt dışında etkinliklerine devam edecekler; ama masum vatandaşlar, iş yerleri, kobiler, okullar tedirgin olacak, zarar görecektir. İnternet sektörü zarar görecek, insanların konuşma, yazma ve paylaşma arzuları frenlenecektir.
Öncelikle, interneti geleneksel basın-yayın veya medyalarla aynı kefeye koymak önemli bir kategorik hatadır. İnternet hayatın bir çok boyutuyla kesişir. Basın ve medyanın uzantısı olmak bunlardan yalnızca bir tanesidir. İnternette alışveriş veya iş yapabilirsiniz, bu anlamda internet bir dükkandır, bankadır, işyeridir veya bunların bir uzantısıdır. İnternette araştırıp öğrenebilir, ders alabilir, bilimsel araştırma yapıp sonuçlarını yayınlayabilirsiniz, bu anlamda bir kütüphane, bir üniversite veya araştırma kurumudur. İnternette özel bir mektup gönderebilirsiniz veya bir grup arkadaşınızla sohbet edebilirsiniz, bu anlamda kişisel ve mahrem bir iletişim ortamıdır. İnternette değişik insanlarla tanışabilir, değişik konularda sohbet edebilirsiniz, bu anlamda kamuya açık bir sosyal ortamdır. İnternette sivil toplum hareketleri yapılabilir, bu anlamda derneklerin, vakıfların bir parçası olabilir. Bu örnekler hayatın her alanına çoğaltilabilir. İnterneti yalnızca matbaa, radyo, televizyon, çizgisinde en son medya icadı olarak görmek, bu teknolojinin doğası hakkında önemli bir yanılgıya işaret etmektedir.
İnternet, yasaların geçerli olmadığı bir ortam olmayacaktır kuşkusuz ve toplumun faaliyet gösterdiği diğer alanlar gibi hukuk şemsiyesi altına alınacaktır. Ancak, internetin geleneksel medyalardan çok farklı yapısal özellikleri nedeniyle bunlarla aynı çerçevede ele alınması çok sakıncalıdır. Bunun ötesinde, internette, neyin “yayın” sayılacağı, neyin “basın organı” veya “medya” sayılacağı ile ilgili yerleşik tanımlar geçerliliğini yitirmiştir. Bu açıdan, bu geleneksel tanımlar üzerine kurulu düzenlemelerin uygulanması büyük güçlükler doğuracak, hatta mümkün olmayacaktır. Örneğin, elektronik tartışma listelerini geleneksel medya araçlarının ve bu listelerin moderatörlerini de geleneksel medyadaki editörlerin karşılığı olarak görmek, tamamen yanlış ve çok sakıncalı sonuçları olabilecek bir benzetmedir. Bu tür tartışma listeleri, belli bir yayın organı tarafından hazırlanan ve elektronik ortamda dağıtımı/sunumu yapılan yayınlarla karıştırılmamalıdır. Bu tür ayırımlarla ilgili örnekler çoğaltılabilir. Bu tür ayırım ve incelikler net bir şekilde ortaya konmadan gidilecek düzenlemelerin çok büyük sıkıntılara yol açacağı açıktır.
Bu konudaki düzenlemelerin aceleye getirilmemesi, Üniversiteler, İnternet Kurulu ve sivil toplum örgütlerinin görüşü alınarak yapılmasını savunuyoruz. Türkiye internetinin gelişmesi için yapılması yıllardır beklenen yasal düzenlemeler var: tüketici hakları, sayısal imza, noterlik, vb. gibi. Bütün bu düzenlemelerin, dünyadaki gelişmeleri takip eden, konuyu bilen kişilerin katılımı ile, özenle ve incelikle yapılması gerekmektedir. Biz, Bilgi, Bilişim ve iletişim alanının sivil toplum örgütleri olarak ilgi ve uzmanlık alanlarımızdaki karar süreçlerinin parçası olmak istiyoruz. Bunun bir diyalog süreci sonunda ülkemizi daha sağlıklı bir noktaya taşıyacağını umuyoruz. Bu önermenin ve hayata geçirmenin demokrasinin bir gereği ve sonucu olduğunu düşünüyoruz. İnternet konusunda gereken düzenlemeler için beraberce çalışmaya hazırız.
Sayın milletvekillerim,
Lütfen, internet konusunda aceleci ve zarar verici bir düzenlemeden kaçınınız. Gerekli görülen düzenlemeler üzerinde kamu, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve İnternet Kurulu olarak beraberce çalışalım. İnterneti Türkiye ve Türkiye’nin insanları için en etkin şekilde ve sakıncalarını en aza indirerek kullanmak için gerekenleri beraberce yapalım. Türkiye’nin ülke olarak, internetin nispeten marjinal olan problemli yönlerine değil, büyük potansiyeli olan olumlu yönlerine odaklanması gerekir. İnterneti ülkenin rekabet gücünü artırma, dünya ile bütünleşme ve Avrupa Birliği’ne girme stratejisinin bir parçası yapmalıyız. Türkiye’nin interneti büyütme yollarını tartışması gerekir; okullarımızı nasıl internete taşırız, KOBİ’leri e-ticarete nasıl alıştırabiliriz, rekabet gücümüzü artırmak için interneti nasıl kullanırız, devleti nasıl etkin, verimli, hızlı ve vatandaşa saygılı hale koyabiliriz gibi soruları tartışması gerekir. Ilgili tüm partilerin katılımı ile saydam ve sürekli çalışan mekanizmalar kurmalı; bu mekanizmalar aracılığı ile ulusal politikalar, master plan, gerekli eylem planları, teşvik ve düzenleme mekanizmalarını hemen oluşturmalıyız.
Biz, Türkiye Bilişim Derneği olarak, bilişimle ilgili tüm konuların takipcişi olduk ve olacağız. Bu bağlamda, Polatlı halk kütüphanesini internete bağladık. İnternet (Üst) Kurulu ile birlikte başlattığımiz bu projeye biz yıldır destek verdik. Ama maalesef, Kültür Bakanlığının kaynak ayıramamsı ve TTnin yüksek zamları nedenıyle kapanmak zorunda kaldı. Türkiye bilişimine yön verecek, Bilişim Şurası için hazırlıklar devam etmektedir. RTÜK kampanyası için hafta başında, ilgili milltvekileri ile internet topluluğunu biraraya getiren bir forum türü etkinlik üzerinde çalışıyoruz. İnternet Yaşamdır
Destekleyen Sivil Toplum Kuruluşları:
BMD Bilişim Muhabirleri Derneği
INETD İnternet Teknolojiler Derneği
LKD Linux Kullanıcıları Derneği
TBD Türkiye Bilişim Derneği
TBV Türkiye Bilişim Vakfı
TESID Türkiye Elektronik Sanayicileri Derneği
TISSAD İnternet Servis Sağlayıcıları Derneği
TKD Türk Kütüphaneciler Derneği
TUBISAD Türkiye Bilişim Sanayicileri Derneği
TURKMIA Tıp Bilişim Derneği
TUTED Tüm Telekomünikasyon İşadamları Derneği
UNAK Üniversite ve Araştırma Kütüphanecileri Derneği