“Dijitalin, biyolojik olanın ve fiziksel olanın birlikte olduğu bir tekillik çağı geliyor. Bizim bu çağa hazırlanmamız lazım”. Miili Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 8 Eylül’de katıldığı,”2023’e Doğru Türk Eğitim Sistemi Bulma Konferansı” ’ında “tekillik” kavramından böyle bahsediyor ve eğitimde dönüşüm için çağırı yapıyordu.
Tekillik – Singularity konusu uzun süredir konuşulan, üzerine kitaplar yazılmış, hatta üniversitesi bile kurulmuş bir konu (1). 6 Ekim 2018’de “Singularity University- SU ” nin 10. yılı kutlandı. (2) SU, Amerika’da Silikon vadisinde, teknoloji şirketlerinin ortasında, Stanford Üniversitesi’ne yakın bir yerde kurulmuş. Bu üniversite, geleneksel üniversitelerden farklı olarak son dönemde teknolojide yaşanan önemli gelişmelerin üstel olarak artacağını ve bu gelişmelerin insan hayatını kökten değiştireceğini öngörerek, dönüşümü yakalamak ve hazır olmak üzere inovatif düşünen ve üreten kişiler için eğitim düzenliyor. Her ne kadar adı üniversite olsa da lisans veya yüksek lisans gibi dereceler yerine alınan dersler sonunda sertifika veya kredi notu sağlıyorlar. Bugüne kadar 106 ülkede 200.000 kişilik bir topluluğa ulaşmışlar. Misyonlarını, teknolojiyi kullanarak insanlığın karşılaştığı büyük zorlukları aşmak üzere liderlere eğitimler vermek, motive etmek ve onları gerekli yetkinliklerle donatmak olarak ifade ediyorlar. Yapay zekâ, artırılmış/sanal gerçeklik, biyoteknoloji, enerji ve çevre, sağlık ve nörobilim, nanoteknoloji, ağ ve bilişim sistemleri, girişimcilik gibi konular üzerinde eğitimler veriyorlar.
Singularity University – SU, bugüne kadar UNICEF, Birleşmiş Milletler, World Wide Fund (WWF) gibi kurumlarla da ortak projeler yapmış. Deloitte, Google, SAP gibi büyük teknoloji firmaları tarafından da desteklenen SU, Dr. Peter Diamandis ve Ray Kurzweil tarafından 2008 yılında kurulmuş. Ray Kurzweil’in 7 kitabından biri olan 2006 yılında yazdığı “Singularity is Near” ‘da, teknolojideki değişimleri nasıl doğrusal değil ama üstel olarak geliştiğini ve insanlığın yeni teknolojilerle birlikte nasıl dönüşeceğini anlatıyor.21 Fahri doktorası olan Ray Kurzweil’in öngörülerin %86 doğrulukla gerçekleşmiş. Aynı zamanda Google’ın CTO’su olan Kurzweil, Forbes dergisi tarafından “en büyük düşünme makinesi” olarak adlandırılmış. Ray Kurzweil’in körler için geliştirdiği yazıları okuma sistemi (print-to-speech reading machine for the blind), orkestra seslerini üretebilen org (Kurzweil K250 music synthesizer) gibi keşifleri de var.
Kuruluşlarının 10. Yılı dolayısıyla bir de #10xImpactChallenge adını verdikleri bir de kampanya başlatmışlar. (3) Dünyanın karşılaştığı en zorlu problemleri yeni teknolojiler yardımıyla çözmek için insanları eğitmek, motive etmek ve daha iyi bir gelecek hazırlamak için herkesi birlikte çalışmaya davet ediyorlar. Bu kampanyaya katılan bazı örnek projelere baktığımızda, yapay zekanın mimaride kullanılması (Deep Blocks), satın alınan ürünlerin gideceği yere dronlar kullanılarak ulaştırılması (Matternet), son bilimsel araştırmalara kolayca ulaşabilmeyi sağlayan yapay zeka uygulamaları (iris.ai) sayılabilir.
Ağustos ayında San Fransisco’da yapılan “Singularity University Global Summit 2018”’de teknolojide yaşanan büyük gelişimler nedeniyle insanlık tarihinin en sıra dışı zamanlarından birini yaşıyor olmamız konusu vurgulanmış, bu gelişimlerin tetiklemesiyle tüm sektörlerde bir dijital dönüşüm olması ve iş yapış şekillerinin değişmesi ve yeni iş modellerinin oluşacağı konuşulmuştu.
Eğitimde reformu konuştuğumuz bu dönemde, farklı bir bakışla eğitime yaklaşan bu tür inovatif kurumlarla birlikte dönüşüm hızlanabilir ve gündelik yaşantımıza dair çözümlere daha kolay ulaşılabilecek modeller de oluşabilir.