Japonya, teknolojide hep öncü ülkelerden birisi olarak tanınmıştır. Örnek isterseniz, dünyanın ilk ticari mobil telefon şebekesinin 1979 yılında Tokyo’da kullanıma sunulduğunu veya dünyanın ilk 3G networkünün 1998 yılında yine Japonya’da kullanıma açıldığını söylememiz sanıyoruz yeterli olur. Ancak aynı zamanda Samuraylar diyarı olarak tanınan ve hem kültürüne hem de geleneklerine bağlı olan Japonya, eski teknolojileri de kaldırıp bir kenara atmıyor. Enteresan bir biçimde, ülkedeki hanelerin yarısından fazlasında hala faks mevcut ve aktif olarak da kullanılmakta.
The Washington Post’ta yer alan bir makaleye göre, Japonya’daki hanelerin %59’unda faks makinesi mevcut ve bu cihazlar aktif olarak kullanılmaya devam ediliyor. Washington Post, söz konusu haberi resmi kaynaklara dayandırdığını yazıyor. Teknoloji alanında her zaman öncü olan Japonya’da neden hala faks cihazlarının bu kadar yaygın olarak kullanımda olduğu ise birkaç önerme ile açıklanmakta. Buna göre, faks makinelerinin Japonya’da hala son derece yaygın olmasının ilk nedeni, ülkedeki insanların değişime sanıldığı kadar çok açık olmamaları. Pek çok Japon, neden faks makinesi kullandığı sorulduğunda cevap olarak bu cihazın hala güvenli ve kararlı bir iletişim yöntemi sunduğunu söylemekteler.
Ancak Japonya’da faks makinesi kullanımını tetikleyen asıl unsur, yazı dilinin son derece karmaşık olması. 130 milyondan fazla nüfusa sahip olan ülkede, latin alfabesine kıyasla son derece karmaşık bir dil olan Japonca kullanılıyor. Bu dilde kanji olarak adlanan Çince karakterler, ve Çince karakterlerden uyarlanan iki hece yazısı yani hiragana ve katakana kullanılmakta. Bu dilde mail yazmanın son derece zor olması nedeniyle el yazısı ile bir metni yazmanın ve sonra da fakslamanın çok daha hızlı ve kolay olduğu söyleniyor.
Ayrıca Japonya, yaşlı bir nüfusa sahip. Birleşmiş Milletler verilerine göre yaşam süresi beklentisi kıyaslandığında dünyada ilk sırayı 82,6 yıl ile Japonya almakta (Türkiye ise bu listede 71,8 yıl ile 98. sırada bulunuyor). Ancak Japonya, özellikle 2. Dünya Savaşı sonrasında doğum oranlarında yaşanan patlama ve ardından gelen düşüş sebebiyle, aynı zamanda dünyanın en yaşlı nüfus ortalamasına sahip olan ülkesi. Bu sebeple de, nüfusun %22’sinden fazlasının 65 yaş ve üzeri olduğu bu ülkede insanlara e-mail gibi yeni alışkanlıklar edindirmek oldukça zor bir uğraş.