2.3 milyon abonesi olan TIM Hellas’daki, Telecom Italia Mobile’ın sahip olduğu hisselerin 1.4 milyar $ (1.11 milyar Euro) karşılığında, Texas Pacific Group ve Apax Partners yönetimindeki bir özel fonun (private equity) sahip olduğu firmaya satılacağı açıklandı. Bu aynı zamanda Yunanistan’a bu kadar büyük yatırım yapan ilk özel fon oluyor (Private Equity).
Apax Partners ve Texas Pasific Group’a, JPMorgan, Citigroup ve Deutsche Bank’ın finansal danışman olarak hizmet vereceği bildiriliyor. Yunan kanunlarına göre, TIM’in hisseleri firmaya satıldıktan sonra, kalan TIM Hellas hisseleri de ortalama 16.43 Euro fiyatla devredilecek.
Satın almanın temmuza kadar tamamlanması için, Yunan Telekomünikasyon ve Rekabet kurumları tarafından onaylanması gerekiyor.
TIM Hellas Hakkında
TIM Hellas Telecommunications S.A. 28 temmuz 1992 tarihinde Yunanistan’da servis vermeye başlayan bir GSM mobil operatör. Şirket 2004’den bu yana TIM markası ile network erişimi ve katma değerli servisler sunuyor. 2001’den bu yana da UMTS lisansına sahip.
31 aralık 2004 itibariyle TIM Hellas abone sayısı 2.3 milyon olarak verliyor. 2004 satışlarının da 840 milyon Euro ve işletme gelirinin 121 milyon Euro olduğu raporlanıyor.
TIM Hellas NASDAQ ve Euronext Amsterdam borsalarında işlem görüyor.
Apax Partners ve Texas Pasific Hakkında
Avrupalı şirketlere ilgi gösteren son ABD’li şirketlerden biri olarak tanımlanan Apax, düşük faizlerin de etkisiyle geçtiğimiz sene 180 milyar dolarlık satın alma yaparak rekora ulaştı. Bu miktarın 4.4 milyar euroluk kısmının Avrupa’da olduğu biliniyor.
Texas Pasific ise, sağlık, perakende, teknoloji ve havaalanı şirketlerinden oluşan 13 milyar dolarlık bir varlık sahibi.
Her iki şirketin TIM Hellas’a gösterdiği ilginin sebebi olarak Yunanlı şirketin nakit durumunun iyi olması ve bölgede rekabetin az olması gösteriliyor.
TIM’in Yunan Hisselerini Satması Ne Anlama Geliyor?
Telekom sektörü uzmanları, Telecom Italia’nın 1.4 milyar $’lık bir fona kavuşmasını, Türk Telekom özelleştirmesi ile ilgili olabilir şeklinde yorumluyorlar. Bilindiği gibi TIM, Avea hisselerinin % 40’ına sahip. Türk Telekom Avea hisselerinin diğer % 40’ına sahip. Özelleştirme olması durumunda bu hisselerin geleceği önem kazanıyor.
TIM’in Yunan ya da Brezilya’lı şirketlere karşı bir tercihi sözkonusu ise bunda Türk Telekom + % Avea hissesi için ödeyeceği bedelin bir hayli düşük olmasının da katkısı olduğu düşünülüyor.
Telekom Sektöründe Private Equity Yatırımları
Bu gelişmede dikkati çeken bir diğer husus da, TIM Hellas hisselerini alan firmanın bir operatör değil, private equity olması şeklinde görülüyor.
Telekom özelleştirmelerinde son dönem –ki bunu 2000-2002 arasındaki global telekom krizi sonrası şeklinde belirleyebiliriz– operatörlerin satın alınmasında gündeme başka operatörler yerine hep private equity’ler gündeme geliyor. Bazı private equity’lerin arkasında “karanlıklar” olduğu da yine uzmanlar tarafından ikaz ediliyor.
Bunun istisnası ancak, dünya telekom devlerinin, yerel stratejilere sahip olması durumunda ortaya çıkıyor. Örneğin Güney Amerika’ya Telefonica, Doğu Akdeniz’e Telecom Italia ve Doğu Avrupa’ya Deutsche Telecom yatırım yapıyor.
Ancak TIM örneğinde görüldüğü gibi ileride bu yatırımlar private equity türü yatırımcılara da yönelebiliyor.
Türk Telekom Özelleştirilmesinde Gelişmeler Nasıl Olacak?
Bu açıklamaların hemen arkasından merak edilen konu tabi ki Türk Telekom özelleştirmesi olacak. Yani 17 mayısa kadar ki periyot içinde önümüze acaba komşumuz Yunanistan’da olduğu gibi bir “private equity” gelecek mi?
Bildiğiniz gibi 31 mayısta yapılacak ihalenin, 17 mayısa kadar bildirim süresi var. İlk etapta katılımı onaylanan yani “kalemi oynatacak” olarak tanımlanan firmaların bu tarihe kadar oluşturulacak konsorsiyumu bildirme hakları var. 17 mayısa kadar ki sürede özelleştirmede kazanırlarsa hang ortaklarla geleceklerini açıklayacaklar. Yapacakları deklarasyon çerçevesinde de 31 mayısta tekliflerini verecekler.
Kalendermeşrep Gelin mi?
Öte yandan Türk Telekom özelleştirmesinde beklenen bulunacak mı, bir başka soru işareti.
Hani “ben kalendermeşrebim” diyerek alçakgönüllüğünü anlatan ama arkasından pek çok özellik isteyen gelinin şarkısındaki gibi Türk Telekom ve Türk halkı karşılarında “eli yüzü düzgün, kumarı olmayan, meslek sahibi” damat arıyor ama bu mümkün mü?
Dünya’da bu şekildeki özelleştirmeler maalesef 2001’lerde sona erdi. Şimdi özelleştirmelere daha farklı firmalar ve ucuz fiyatlar hakim.
Gerçekten de kulağımıza gelen söylentiler konuşulan rakamların ilk anons edilen rakamların çok altında olduğu şeklinde..
Karşı tarafın saygın bir firma olması da istenen başka bir özellik. Nitekim bir firmaya askerlerin karşı çıktıkları dedikodusu da dolaşıyor.
Serbestleşme Sancıları
Türkiye telekom özelleştirmesine çok geç girdi. Bir yandan Dünya ticaret örgütüne verilen “serbestleşme” tarihi sıkıştırdığı için işlem tersinden yapılmaya çalışılıyor ama bu da özel sektör üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor.
Çeşitli ülkelerin telekom sektörlerinde, önceliğin özelleştirmeye verildiği ve arkasından serbestleşme periyodunun –en az 2 yıl sonra– geldiği görülüyor. Bu arada yeni alan firmanın biraz etrafı toparlaması, devlet şirketini hale yola sokması için zaman tanınıyor.
Özelleştirme sonrası, yönetim kontrolünü alan firma, önce bir küçülme (downsizing ya da right sizing) yapıyor. Arkasından varlıklara yönelik alma ya da satma işlemlerini tamamlıyor. Ondan sonrasında da şirketi uluslararası rekabete de açıyor. Bir anlamda şirkete hayat öpücüğü veriyor.
Devlet de elinde kalan % 30-40 hisseyi bu süre bitiminde yani 2-3 yıl sonra ve daha değerli olduğunda halka satıyor.
Ancak bu işlem bizde çok geç kaldı. Bu nedenle de bir yandan Türk Telekom “aslında haklı olarak bile denebilir” kendisini satılabilir halde tutmaya ve varlığını korumaya çalışıyor ama öte yanda serbestleşmenin başladığını düşünen ve biran önce sektöre adım atarak öncelik kapmak isteyen özel yatırımcının para ve zamanı boşa gidiyor.
Şu anda telekom sektöründe seyrettiğimiz serbestleşme manzarasını “değer yitirmeme mücadelesi veren Türk Telekom’a karşı, yatırımını korumaya çalışan özel sektör” olarak tanımlayabiliriz.
Üstelik özelleştirme tamamlanır ise, hisseleri satın alan firmanın belli bir süre için “koruma” isteyeceği çok açık.
Türk Telekom Özelleştirmesi Tamamlanabilir mi?
Kulağımıza gelen rakamlar telafuz etmeye çekindiğimiz düşüklükte. Ama buna rağmen bu rakamları Türkiye içinde verebilecek bir sermaye gözükmüyor. Bankalardan alınma yoluna gidilse bile, bankaların da bu tür bir işleme “% 50’sini sen ver” şeklinde yaklaşması çok mümkün.
Özetle telekom özelleştirmesinde nisan ayında hızlı gelişmeleri göreceğiz ama buna rağmen operasyonun tamamlanması soru işareti. Özellikle de daha önceki özelleştirmelere ve Bakan Binali Yıldırım’ın açıklamalarına bakarak “bu özelleştirme halka gider” şeklinde bir yorum yapmak çok da kahinlik olmasa gerek.
Ancak halka açılması, Türkiye’ye net dış sermaye girişi olamayacak. Bu noktada geçtiğimiz haftanın “Turkcell” tartışmalarını bir daha hatırlayalım.
Turkcell ülkemizin bir varlığı (asset) olarak düzgün yürüyen bir firmaydı. Başına gelen sorunların da doğrudan kendi işlemleri ile alakası yoktu.
Oysa şu anda yine Türkiye’nin varlığı olan ama kötü yönetilen bir firmadan bahsediyoruz. Bu firmanın halka açılması durumunda, yönetimi değişmeyecek. Yine partilerin delege oyu almak için adam doldurdukları, yine verimli çalışmanın görülmediği ve zarar etmemek için devamlı zam yapan bir firma haline gelecek.
Oysa işletme tecrübesi, mali gücü ve uluslararası vizyonu olan bir operatör ile yılların birikmiş hantallığından, politik olmaktan ve sektörle kavgasından kurtarılabilir ve ülkemiz için yararlı hale gelebilir.
Fransa, İngiltere, Almanya gibi özelleşmesini ve serbestleşmesini tamamlamış örneklere bakıldığında, –bir açıdan yerel telekom devinin rakibi olarak görülen– irili ufaklı onlarca firmanın sektörü daha da büyüttüğü görülmüştür.