Türkiye, Cumhuriyetin ilanından sonra politik ve ekonomik yapısını batıya yöneltmiştir. 1952 yılında NATO, 1949 yılında Avrupa Konseyi, 1963 yılında Avrupa Topluluğuna katılım için anlaşmalar imzalamış laik ve demokratik cumhuriyetidir. 1996’da Avrupa ile Gümrük Birliği antlaşması yapmıştır. 1982 anayasası ile yönetilmekte olan ülkede çok partili demokrasi sistemi 1940’larda kurulmuştur.
Türkiye, 2. Dünya savaşından sonra ekonomide devlet ve ithalat korumacılığına sahipti.1970’lerdeki ekonomik krizlerden sonra Türkiye uluslar arası eğilimlere uygun olarak açık ekonomiyi seçti. Son zamanlarda Avrupa Gümrük Birliği ile liberal ekonomik politikalar seçildi. Bugün devletçi ve liberal ekonomi karışımı ekonomik model hakim olmuştur. Fakat devletin rolünün azaltılmasına karşı bazı grupların ve politik dengesizliklerin engel olması söz konusudur. Bazı kamu kurumlarının (altyapı, bazı temel endüstriler, bazı besin endüstrileri) özelleştirilmesine karşın bugün devlet bankacılığın yaklaşık %30’una sahiptir. Emeklilik ve sosyal güvenlik kanunları Ağustos 1999 geçirilmiştir. Ancak üç-yıl IMF destekli stand-by olanaklı dengeleme programları Aralık 1999’da imzalanmasına karşın, 14 ay sonra çökmüştür. Bu nedenle o zamanki döviz kurları rejimi terkedilmiş ve dalgalı kura geçilmiştir. IMF stand-by anlaşmalarını birkaç kez başlatıp, gözden geçirmiştir. Bugün IMF ve Dünya Bankasının etkisi ile özelleştirme ve serbest ekonomiye geçiş üzerinde önemle durulmaktadır.
EKONOMİK VERİLER
1999 | 2000 | 2001 | 2002 | 2003 | |
Satın alma gücüne göre kişi başına düşen milli gelir (GDP) ($) | 6154 | 6668 | 6219 | 6686 | |
% Gerçek Milli Gelir Değişimi | -4.71 | 7.36 | -7.5 | 7.78 | 5 |
% Milli Gelire göre Devlet Harcamaları | 15.18 | 14.08 | 14.24 | 14.03 | |
Yıllık Ortalama % Tüketici Fiat Değişimi (Enflasyon) | 64.87 | 54.92 | 54.40 | 44.96 | 20 |
% Milli Gelire göre Borç | 53.55 | 60.46 | 101.60 | 88.90 | |
% Milli Gelire göre Bütçe Dengesi | -13.02 | -10.65 | -16.34 | -14.03 | |
Üretimde Sektöründe Saatlik İşgücü Maliyeti ($) | 1.51 | 1.55 | 1.22 | 1.44 | |
Kayıtlı % İşsizlik | 7.65 | 6.60 | 8.53 | 10.68 | |
Hesap Dengesi/Milli Gelir | -0.74 | -4.93 | -2.33 | -0.98 | |
Döviz Rezervi (milyar $) | 23.346 | 22.488 | 18.879 | 27.069 | |
Dış Borç (milyar $) | 127.7 | 131.6 |
TÜRKİYE’DE TÜKETİCİ İHTİYAÇLARI HALA KARIŞIK EKONOMİYİ SÜRÜKLEYİP GÖTÜRMEKTEDİR
Ekonomi başlıca (nominal milli gelirin (GDP) yaklaşık %70’i) özel tüketim ihtiyaçları tarafından belirlenir. Halk tüketimi milli gelirin yaklaşık %15’i kadardır. 1990’ların ortasında sabit sermaye yatırım ihtiyacı yaklaşık %25 civarındaydı. Bunun %80’i özel sektörce karşılandı. Fakat milli gelir içindeki yatırım payı zamanla hantal özel sektör yapısı nedeniyle azaldı. 2001 ve 2002’de milli gelir içinde toplam sabit yatırım sadece %17’lerde kaldı. Bunun sadece %30’lardan biraz fazlası özel sektörce karşılandı. 2001’de ihraç edilen mal ve hizmetlerin milli gelir içindeki payı %30’lara çıktı. Bir yıl durgunlukta iç pazar ihtiyaçları önemli ölçüde azaldı, fakat liranın devalüasyonu nedeni ile ihracat önemli oranda artı. 2002’de ihracatın milli gelirdeki payı %28.8 ve ithalatın milli gelirdeki payı yaklaşık %30’lara çıktı.
TÜRKİYE’DE ÜRETİM VE SERVİS SEKTÖRLERİ ANA LOKOMOTİFLERDİR
Milli gelir içindeki tarımın rolü 1960, 1970 ve 1980’lerde düzenli olarak azalmıştır. Ancak %15 civarında dengelenmiştir. Değişim başlıca fiyat, hava koşulları ve diğer sektörlerin performansına bağlı olmaktadır. 2001 ve 2002’de milli gelirin %12’si tarımdan karşılanmıştır. Ancak tarım sektörü erkek işgücünün %25 ve kadın işgücünün %60’şını istihdam etmektedir. İnşaat sektörü hariç sanayi milli gelirin %25’ini ve istihdamın ’sini yaratmaktadır. Sanayi üretim endüstrisi, özel tüketici malları üretimi-tekstil, motorlu araçlar, tüketici elektronik aletleri- son yıllarda ekonominin en dinamik sektörleridir. 1995-2001 yılları arasında inşaat sektörü milli gelirin %5-6’sını yaratmıştır. Bu oran 1980-1990’larda %6-8 arasında idi. 2002’de ise inşaat sektörünün payı %4’lerin biraz üzerinde gerçekleşmiştir. Servis sektörünün milli gelir içindeki payı düzenli olarak artmıştır. Ticaret (otel ve yeme/içme hizmetleri dahil) milli gelirin ’sini oluşturmaktadır. Taşımacılık ve iletişim milli gelirin %15’ini oluşturmaktadır. Kamu hizmetleri milli gelirin yaklaşık %10 oluşturur. Servis sektörünün istihdamdaki oranı %40’ın üzerindedir.
TÜRKİYE’DE SANAYİ VE İŞ DÜNYASINA DÖRT BÖLGE HAKİMDİR
Marmara bölgesi (İstanbul, İzmit, Bursa) Türkiye’nin kuzey-batısında olup milli gelirin yaklaşık üçte birini yaratır. Batıdaki İzmir, güneydeki Adana-Mersin-İskenderun üçgeni ve başşehir Ankara sanayi ve iş dünyasının gelişmesindeki diğer ana bölgelerdir. Bu bölgelerin dışında birkaç büyük özel sektör işletmeleri vardır. Bu dört bölgeye oldukça kolay ulaşılabilen Denizli, Konya, Kayseri, Gaziantep, Eskişehir, Manisa gibi şehirler özellikle tekstil, besin-işleme ve mobilya sektörlerinde önemli yatırımlar almıştır. Ülkenin güney ve batısı turizm ve tarımdan aslan payı almaktadır. Antalya güney sahilinde en önemli turizm noktasıdır.
TÜRKİYE’NİN DİĞER BAZI ÜLKELERLE EKONOMİK AÇIDAN MUKAYESESİ
2002 yılı beş ülke karşılaştırmalı ekonomik göstergeler aşağıdaki tabloda verilmiştir.
Türkiye | Fransa | Yunanistan | Rusya | Mısır | |
Milli Gelir (GPD) (milyar $) | 183.1 | 1425.9 | 132.9 | 346.6 | 81.8 |
Kişi Başına Milli Gelir ($) | 2605 | 23775 | 12519 | 2414 | 1157 |
Satın Alma Gücü Paritesine Göre Kişi Başına Düşen Milli Gelir ($) | 6668 | 26583 | 18336 | 5736 | 3628 |
Tüketici Fiyatlarına göre Enflasyon (%) | 45 | 1.9 | 3.6 | 15.8 | 2.7 |
Milli Gelire göre % Hesap Dengesi | -1.1 | 2.2 | -6.2 | 9.5 | 0.7 |
Fob İhracat (milyar $) | 39.1 | 302.8 | 7.2 | 107.2 | 7.1 |
Fob İthalat (milyar $) | -47.8 | -295.2 | -29.5 | -61 | -14.7 |
Dış Borç (milyar $) | 127.7 | – | 63.4 | 153.5 | 28.5 |
Türkiye yarattığı milli gelirde Yunanistan ve Mısır’ın üstünde yer almaktadır. Kişi başına düşen milli gelirde ülkemiz Rusya ve Mısır’dan iyi durumda iken Fransa ve Yunanistan’ın altındadır. Enflasyonu en yüksek ülke Türkiye olmuştur. Türkiye ihracat ve ithalatta Yunanistan ve Mısır geçmesine rağmen Fransa ve Rusya’nın çok altında kalmıştır. Türkiye dış borçta fazlalığında Rusya’dan sonra ikinci gelmektedir.
ECONOMİST’İN TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNE BAKIŞI
Economist Dergisinin Bilgi Biriminin tahminlerine göre mevcut iktidar parlamento da ezici bir çoğunluğa sahip olması ve alternatif eksikliğinden iki yıllık tahmin yapılan sürece iktidarını muhafaza edeceğine inanılmaktadır. Ancak -orta vadede olası bir diğer ekonomik kriz, laik devletten sapmalar, devlette deneyimsizlik ve/veya partide bölünme sebepleriyle- erken seçimle bir hükümet değişimi göz ardı edilmemelidir. Economist Dergisi ülkemizde 2004 yılında milli gelirin yaklaşık %2 ve 2005’te de % 1.3 büyüyeceğini tahmin etmektedir. 2003 yılında büyüme ise %5 civarında olmuştur. 2004 ve 2005’te milli gelirde artış 2003’e nazaran oldukça yavaşlayacağı öngörülmektedir. 2003’te İMF’nin ’lik enflasyon oranına yaklaşan Türkiye’de bu enflasyon oranının altına inişin çok güç olabileceği ifade edilmektedir. Eğer lirada önemli devalüasyon yapılırsa, 2005’te enflasyonun %33’lere yükselebileceği tahmin edilmektedir. Economist 2003’te bütçe açığının yaklaşık milli gelirin %3’ü ve 2004’te %4 olacağı tahmini yapılmıştır.
Kaynak: Economist Bilgi Birimi Ülke Tahmin Raporları (21/Ocak/2004).
GDP (Gross Domestic Product): Bir ülkedeki ekonomik aktivitenin ölçüsüdür. Ülkenin yıllık mal ve hizmet çıktısının toplam değerinden hesaplanır. GDP = özel tüketim+yatırım+kamu harcamaları+stoktaki değişme+(ihracat-ithalat).