Dün Radikal’de Murat Yetkin’in “TİB’in geleceği”[1] konulu yazısını görünce, TİB’in şu ana kadar geçen 9 senesinde neler yaptığına yakından bakalım dedik. Yazının MİT tarafına karışmıyoruz çünkü MİT (bilişim-telekom dışı şeklinde değerlendirdiğimiz için) bugüne kadar ilgi alanımıza girmedi. Ama TİB konusunu daha kurulmadan açılan ihalesi ile 2005’lerden bu yana inceliyoruz[2]. Bu nedenle bu konuya hem daha yakından bakalım, hem de ilişkin bir kaç noktayı vurgulayalım dedik. Geleceğinden önce isterseniz bir geçmişi hatırlayalım;
TİB Ne Zaman Kuruldu ve Görevleri Nelerdir?
Telefon dinlemeleri konusunda 2005 yılında bir düzenleme yapıldı. 23 temmuz 2005’de Resmi Gazetede yayınlanan 5397 ile yapılan değişiklik[3], dinlemelerin yine ilgili birimler tarafından yapılabilmesinin ama tek bir noktadan koordine edilmesinin ve bu koordinasyon merkezinin de TİB olmasının önünü açıyordu.
Bugün adı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Başkanlığı olan (BTK – eski TK) kurum altında oluşturulan TİB Başkanlığına, 20 gün sonra yani 11 ağustos 2005 tarihinde Fethi Şimşek atanmıştı[4]. Atamanın Başbakan tarafından yapılacağı hükmüne karşı olarak eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Anayasa Mahkemesine yaptığı başvuru ise 3 yıl sonra kabul edilmiş ama değişen bir şey olmamış, konu daha sonra hükümet tarafından çözülmüştü[5].
Şimşek’in atamasından sonra aynı kurumun uzmanlıklarına : Teknik ; Basri Aktepe, Hukuk : Mustafa Akar ve İdari ; Abdülkadir Mahmutoğlu atandı. Basri Aktepe bu görevinden sonra da MİT’e atandı[6]. Aktepe bir emniyet müdürü olarak önceden beri de internet ve bilişim suçları konularında çalışıyordu[7].
10 kasım 2005 tarihinde, Resmi Gazete’de Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Tespiti, Dinlenmesi, Sinyal Bilgilerinin Değerlendirilmesi ve Kayda Alınmasına Dair Usul ve Esaslar ile Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Yönetmelik yayımlanan TİB 23 temmuz 2006’da faaliyetine başladı.
2007 ise aynı birim altında İnternet Dairesi oluşturuldu ve 23.05.2007 tarih ve 26030 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun ile Telekomünikasyon Kurumu bünyesindeki Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına 28.05.2007 tarih ve 2007/301 sayılı Kurul Kararı ile Osman Nihat Şen Daire Başkanı olarak atandı.
Kurucu başkan Fethi Şimşek, aralık 2012’de başkanlıktan ayrıldı ve Savcılık görevine döndü[8]. Şimşek’in yerine 17 aralık operasyonlarına kadar kimse atanmadı. İnternet Daire Başkanı Osman Nihat Şen vekaleten bu görevi de üstlendi. 17 aralık sonrasında ise Başbakan bu göreve MİT Müsteşarlığında çalışan Ahmet Cemaleddin Çelik’i atadı[9].
Bugün geldiği noktada görevleri özetlersek de; TİB 5397 sayılı kanunla ilgili telefon dinlemelerde koordinasyonu sağlayan kurum ve 5651 sayılı kanunla ilgili suçlarda site erişim engellemelerde yetkili olan kurum konumunda ve temelde 2 görev yapıyor; telefon dinlemelerinde ve internet’te sakıncalı bulunan yayınların düzenlenmesinde koordinasyon yapmak.
- “Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Tespiti, Dinlenmesi, Sinyal Bilgilerinin Değerlendirilmesi ve Kayda Alınması için koordinasyon yapmak (dinleme yapılmasını isteyecek olan Millî İstihbarat Teşkilatı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığının yapacağı dinlemeler için gerekli işlemleri yürütmek
- 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun kapsamındaki görevleri yerine getirmek
TİB Telefon Dinleme Yapmaz, Koordinasyon Yapar (mı?…)
Yukarıda belirtilen “koordinasyon” kelimesini ısrarla vurgulayalım. Zamanın başkanı Savcı Fethi Şimşek, TİB’in telefon dinlemeleri konusunda sadece koordinatör olduğunu, dinleme yapmadığını söylemiş[10] ve bunu 2006 yılında, Hava Harp Okulu Komutanının telefonlarının dinlendiği iddiaları sonrasında düzenlediği bir basın toplantısında şöyle anlatmıştı :
Hakim kararıyla X telefonun dinlenmesi isteniyor. Bizim hukuk servisimizde incelendikten sonra, teknik servisimize bu talep iletilecek. Teknik servisimiz, GSM ve sabit telefon operatörlerine ait numarayı tanımladıktan sonra ilgili kurumun sesi almasını sağlayacak. Yasal süre bittiğinde dinleme otomatik olarak kesilecek.
Biz operatör üzerinden bu izni vermediğimiz sürece ilgili kurum dinleme yapamaz. Türkiye genelinde telefon dinlemesi yapan kurumlarda beş binin üzerinde belki daha da fazla personel istihdam ediliyor. Bizim personel sayımız ve teknik gücümüzle dinleme yapmamız mümkün değil.
Bizim görevimiz, dinleme yapılan telefon numarasının bulunduğu santral ile dinleme yapan kurum arasındaki bağlantıyı yapmak ve kesmektir.
Bize rağmen yapılan dinlemeleri biz teknik olarak görebiliriz. Onayımız ve hakim kararı olmayan dinleme faaliyeti savcılığa suç duyurusunda bulunuruz. Biz istihbari anlamda bir analiz yapmıyoruz. Dinleme talebinin hukuksal olup olmadığının analizi yapılıyor, kararı veriliyor.
İstihbari amaçlı dinlemelerin kaydı, TİB’de yapılmıyor. Bu dinleme kayıtları MİT, Jandarma ve Emniyet’te tutuluyor. Adli dinleme kayıtları, yargılama sonuna kadar TİB’de kriptolu olarak saklanıyor. Bu kayıtlara başkan olarak benim bile ulaşmam, çözmem mümkün değil. Kriptolu olduğu için ihtiyaç duyulduğunda ilgili kurumlar tarafından çözümleri yeniden yapılmaktadır.
Yargı süreci bitince kayıtlar yok ediliyor. Bir bakanın ya da milletvekilinin dinlenmesiyle ilgili sorumluluk mahkeme ve bu dinlemeyi yapan kuruma aittir. Kontörlü telefonlar da dinlenebiliyor.
Ancak aynı Şimşek’in 2012 aralık ayında aniden görevinden ayrılıp, savcılığa geçişini değerlendiren kaynaklar “yakında bir şeyler patlayacak, orada yapılanlardan rahatsız” spekülasyonlarını da dillendirmişlerdi.
TİB Neden BTK Altında Kuruldu?
Bugün TİB’in dinlemeler dolayısıyla MİT’e bağlanabileceği yorumları var. O zaman “TİB neden BTK altında kurulmuştu?” sorusu da akla geliyor.
TİB’in kuruluşunun zamanında açıklanan nedeni; dinlemelerin tek aşamada yapılmasının zamanla suistimallere yol açabileceği düşüncesiydi. Bu nedenle yukarıda da belirttiğimiz üzere koordinatör kurum olarak TİB oluşturuldu. Yani telefon dinlemeleri yapmak isteyen devlet kurumları taleplerini TİB’e bildiriyor. TİB de, mahkemeler ya da operatörlerle ilişkileri yürütüyordu.
Dinleme sağlayan yazılımlara “Intercept” adı veriliyor. Bu yazılımların uluslararası standartlarından birisi yolda dinlenememesidir. Örneğin operatör firmanın dinlenen kişinin kim olduğunu bilmemesi gerekiyor (hem o kişinin kendi prestiji, hem de ilgili suç konusunda gizlilik nedeniyle). Bu sistemler TİB’de kurulu durumda. normal şartlar altında bir uç ISS’de ise, diğer uç dinleyen kurumda. BTK burada aracı durumunda.
Normal şartlar altında, bu dinlemenin sadece mahkeme emri ile ve belli sayıda kişinin dinlenmesi şeklinde olması lazım. Ama durum nedir, sonraki bölümde aktaracağız.
Telefon dinleme cihaz ve yazılımlarının kurulumu önemli paralar istiyor. Hele ki kayıt altında alınıp, depolanıyorsa. Kaynaklarımız bize bu depolanmaların çok yıllardır (muhtemelen ilk kuruluştan itibaren) yapılmış olabileceğini söylüyor.
İşte bu kadar pahalı sistemler nedeniyle TİB, BTK altında kuruldu. Çünkü BTK parası bol bir kurum. Telekom sektörünün serbestleştirildiği her ülkede oluşturulan düzenleyici kurumu, bizde BTK (bizde 2000 yılında kuruldu) adıyla ve telekom sektörünün oluşmasına zemin sağlamak için kuruldu. Bu nedenle “özerk” olması, özerk olması için de parasını devletten değil sektörden alması gerekiyordu. Öyle de oldu (ama sektör serbestleşebildi mi? kocaman bir HAYIR, bunu başka bir yazıda anlatacağız).
TİB ve BTK bir yandan aynı operatör firmaların fonksiyonları ile ilgileniyorlar. Ama diğer yandan devlette en zengin kurum açık ara BTK’dır (diğer 7 kurumun toplam bütçesinin 2 katı[11]). Üstelik diğer kurumlar devletten para alırken, BTK’nın devlete değil yükü, faydası bulunmaktadır. Bir nevi gizli vergi tahsildarlığı gibi. Örneğin bu yıl 2 milyar TL’ye yakın para toplayacak ve bunun 3/4’ünü de hazineye devredecek.
Bir yandan da hatırlatalım; eskiden 74.000 kişinin çalıştığı Türk Telekom’un telefon fiyatlarını 3 kata yakın pahalı tuttuğunu konuşurduk. Şimdi Türk Telekom özelleşti ve eleman sayısı 20.000’in altına düştü ama bu sefer BTK’ya ödenen katkı paylarının dolaylı ödeyicisi yine vatandaş (internet ve telefon fiyatları içinde).
BTK’nın parası, TİB için gereken alt yapının kurulmasında “olabilirlik” sağladı. TİB’in ilk kuruluşuna dair ihale belgesinde önemli kapasiteye sahip (mesela aylık 2 milyar maili depolayacak kapasitede) sunucular isteniyordu. Zaten o zaman önemli bir kayıt işlemi-depolama yapılacağı belliydi. Bugün de bu kurumun tesislerinde bulunan switch ve depolama kapasitesinin çok büyük olduğu biliniyor, tahmin ediliyor (kesin rakam veren yok).
[1] TİB’e Yol Görünüyor / Murat Yetkin / Radikal
[2] Telefonları TK Yeni Bir Merkez Kurarak Dinleyecek
[3] Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB); 23.07.2005 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve 2559, 2803 ve 2937 sayılı Kanunlarda değişiklik yapan 5397 sayılı Kanun ile (2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun Ek 7 nci maddesi) kurulmuş olup, 23 Temmuz 2006 tarihinden itibaren görev yapıyor.
[4] Telefonları Dinleyenleri, Fethi Şimşek Yönetecek
[5] Anayasa Mahkemesi, TİB Başkanını Başbakan’ın Atamasını İptal Etti
[6] Kritik Fethullahçı MİT’e Atandı!
[7] e-Kurum’dan e-Devlete Polis Teşkilatı
[8] TİB Başkanı Fethi Şimşek Savcılığa Geri Döndü
[9] TİB Başkanlığına Atama Yapıldı
[10] TK İletişim Başkanlığı, Tele-Dinlemede Koordinatör
[11] BTK 2014’te Diğer 7 Düzenleme Kurumu’nun Toplam Bütçesinin 2 Katı Bütçeye Sahip