Şimdi biraz da gülelim mi… Daha doğrusu “güleriz ağlanacak halimize” diyelim mi?
İnternete sansür getiren torba kanunu savunan AKP’li bakan ve milletvekileri ve bürokratlar ne demişlerdi; “Vatandaşın onuru ile oynuyorlar, özel hayatı diye bir şey kalmadı, hakaret uğruyor. Kanunu bunun için çıkarıyoruz.”…..
Ama bu hafta 2 farklı avukattan 3 farklı olay için tarafımıza ulaşan bilgiye bakıldığında durum pek böyle değil.
Mahkemeler, İnternet’te Hakaret ile İlgilenmek İstemiyor, Arkadan Milyon Tane Dava Gelir Diyor
Bu olaylardan ilkinde anlatılan; bir avukatın 2 farklı müvekkili için yeniden başvurmak istediği “internette hakaret” davaları. 2 olay da, bu kanundan daha önce vukubulmuş. Kanun çıkınca müvekkillerin 2’si de avukatımızı sıkıştırıyorlar; “Derhal bu hakaret edilen URL’leri bloklatalım” diyorlar. URL bloklama sistemi daha hazır değil[1] ama 2 davanın açılmak istendiği 2 farklı mahkeme, bunu değil başka bir nedeni ileri sürüyorlar.
Özetle denilen “Kardeşim bu dava kabul edilemez. Bu edilirse, arkasından benzer şekilde milyon tane dava gelir. Biz bu kadar davanın üzerine bir de bunlarla mı uğraşacağız?” Ama mahkeme kabul etmeyince, bu avukatımızın olayı danışmak için gittiği bir hakimin söyledikleri daha da ilginç “Kardeşim, bu kanunu kendileri için çıkarttılar. Bu siyasi bir olay. Vatandaşa bu kapıyı açtık mı yandık. Bir tane daha Çağlayan, bir tane daha Bakırköy açmak lazım. Git işine allasen”.
TİB 4 saatte yapacağı acil kapamanın belgelerini Posta ile İstiyor
Ama bizi asıl dumura uğratan konu, TİB’in yaklaşımı oldu. 2ci avukatımızın bir müvekkili ile ilgili “özel hayatı ihlal eden video” başvurusu için TİB, “nüfus kimlik belgesi” vs gibi belgelerin de eklendiği başvuru dilekçesini “posta” ile istiyor.
Yani hani şu 4 saatte kaldırılacak diye gelen başvuru var ya.. onun posta ile (kurye olsa bile 1 gün tutar) gönderilmesini bekliyor. Hangi çağda? İnternet çağında.
Avukatımız ilgiliyi uyarıyor; “bunu hani 4 saatte kapatıyordunuz. Madem böylesine acil, neden posta diyorsunuz? Mail yoluyla başvuru yok mu?” Cevap; İsterseniz bir de ihbar webinden başvuru yapın. İkisini birden değerlendiririz.
İşte Komedi; Kanunu, süreci, interneti, ne olup bittiğini bilmeyen birileri çıkarmış. Kişisel başvuruda, o kişinin, o kişi olduğunu anlamak için tabi ki nüfus cüzdanı vsvs lazım. Ama tabi kim olduğu bilinen kişiler mesela siyasiler olursa, olay 4 saatte biter.
Vatandaş’ın hakkı? ee daha önce de bekliyordu.. beklesin.. kanunlar vatandaşın haklarını korumak için mi var? Yoksa siyasilerin mi? Hatta daha önce ortaya çıkan örneklere bakarak, MHP ve CHP’lilerin bile değil belki.
Kontrol Ettik, TİB 4 Saatte Kapatacağı Başvuruyu Fiziksel Posta ile İstiyor
2 avukat da durumu iletince, biz de kontrol ettik. Tanıdığımız bir hukukçu ile konuştuk. Hakimlerin işlerinin başlarından aşkın olduğunu ve bu olayın hukuk tarafında sorun teşkil edeceğini, yeni bir dalgaya yol açacağını, o nedenle mahkemelerin başvuruları kabul etmemesinin normal olduğunu söyledi.
Diğer konu için de TİB’i aradık. TİB bize de aynı şeyi söyledi ama basına konuşamayacakları için sorularımızı BTK’ya yollamamızı istedi. Biz de yolladık. BTK’dan cevaplar en iyi ihtimalle 2 hafta aldığı için bu haberi yazarken, kendilerine şu zamana kadar gelirse ekleyeceğimizi söyledik. Haberi yazdığımız ana kadar henüz cevap dönmediler.
Biz Kanunun Uygulanmasını mı İstiyoruz da…. Bu Haberi Yazdık??
Bu haberi yazarken çelişkiyi ortaya koymak istedik. Amacımız “kanun neden uygulanmıyor” diye sormak değil. Sadece ne kadar komik ve uygulanamaz olduğunu anlatmak. Zaten bu kanunla ilgili eski yazılarımıza, TV programlarına filan bakarsanız, biz bunu daha önce söyledik.
Üstelik sadece hukuk camiası ve mahkemeler açısından değil, internet camiası için de, erişim sağlayıcısı ve içerik sağlayıcı (site) için de büyük bir yük getiriyor bu kanun. Kullanıcı tarafında ise “özgürlük” yok oluyor.
Ama kanundaki bu yeni maddelerin uygulanmasının sorunlu olduğunu anlamak yerine Tayyip Erdoğan ; “Dünya ne diyor, o ne diyor, bu ne diyor, bakmayız, Facebook, YouTube sitelerini de kapatırız” diyor[2]. Yani, o durumu anlamış bile… “kanun uygulanamıyorsa, toptan kapatırız” diyor.
Kişisel Hakaret ve Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Eden Videolar Olduğunda Ne Oluyor?
Diğer yandan kanuna karşı çıkarken, acaba “kişisel haklar korunmasın”, “özel hayatın gizliliği korunmas”, her türlü hukuksuzluk yapılsın …MI… demek istiyoruz?
Tabi ki HAYIR…
Ama söylediğimiz şu; özal hayatı ve kişisel verileri korumak için “Kişisel Verilerin Korunması” kanunu diye bir şey var dünyada. Biz de AB kapsamında 1981’de bu konu da bir sözleşmeye imza atmışız. Ama o günden bu yana bu sözleşmenin gereği olan kanunu yapmamışız. Bu kanunu yapmayan –sözleşmeye imza atan ülkeler arasında– tek ülkeyiz.
Kişisel Verilerin Korunması Kanunu neden çıkarılmıyor? Çünkü önce askerler, sonra sırasıyla gelen tüm iktidarlar, bu kanunun kendilerine getireceği yükümlülüklerden ve başta “fişlemeler” olmak üzere, bazı şeyleri yapamamaktan korkuyorlar.. Çıkarmıyorlar.
Onun yerine interneti yasaklıyorlar.
Ayrıca, sadece internet’te mi özel hayat ihlal ediliyor, hakaret ediliyor ya da kişisel veriler ortaya dökülüyor. Tabi ki hayır.. Hayatın her noktasında bunlar yapılıyor. Fiziksel hayatta, gazetelerde, TV’larda her yerde bu sorun var. İnternet bu mecralardan sadece birisi.
Peki, bu sorun yani özel hayatın ihlali ya da kişisel verilerin ortaya dökülmesi, hakaret gibi konular, diğer mecralarda çözüm bulmuş da, internet’te mi çözümlenememiş? Ya da mevcut internet ve diğer kanunlar (TCK, Telif Hakları, Medeni Haklar Kanunu vs) buralarda meydana gelen sorunları çözmekte, diğer mecralara göre daha mı başarısız kalıyor?
Cevap hayır..
O zaman amaç bu değil.
Amaç zaten interneti yani serbest ve özgür bilgiyi, ifade özgürlüğünü kısmak ve diğer tarafta yapılmak istenen hukuksuzlukların görülmesini engellemek.
[1] Torba Yasadaki İnternet Erişim Birliği Kurulma Hazırlıkları Hızla Sürüyor
[2] İnternet Kanunu Kesmeyince, Başbakan Milleti Yedirmemek için YouTube’ü, Facebook’u Toptan Kapatacak