Sektör gereği fabrikalarıının şehir merkezine uzak bölgelerde kurulu olduğunu söyleyen Toros Gübre Bilgi Sistemleri Projeleri Müdürü Seval Uçar, bu bölgelerde veri iletimi ve internet bağlantısı konularında birtakım zorluklarla karşılaştıklarını söyledi. Uçar, turk-internet.com’dan Serap Naz Başar’ın sorularını yanıtladı.
Toros Gübre’yi kısaca tanıtır mısınız?
Seval Uçar : Toros, Tekfen Holding Şirketlerinin bir alt grubudur. Toros Grubu diye adlandırma nedenimiz bu grubun tarımsal sektöre odaklı çalışan birden çok şirketi bünyesinde bulundurması. Ana işimiz tarımda kullanılacak gübre üretimi, pazarlanması. Bunun dışında yine tarımsal sektöre odaklı genişlemeyi hedeflediğimiz için, yem, tohum, fide, sera, sulama ekipmanları gibi tarımsal alanı destekleyen diğer çalışma alanlarına da girmiş durumdayız.
Ceyhan ve Mersin’de iki gübre, Adana’da bir torba fabrikamız var. Ceyhan’da TAYSEB Serbest Bölgesini yönetiyoruz. Yine Ceyhan’da Akdeniz’in en büyük özel yükleme boşaltma kapasitesine sahip bir deniz terminalimiz ve onu destekleyen antrepolarımız var.
Buradaki görevinize ne zaman başladınız?
Uçar : Burada 4 yıldan fazladır çalışıyorum. Sektörde 20 yıldan fazlayı doldurdum, en alt basamaktan yürüye yürüye geldim. Benim okuduğum yıllarda bilgisayar mühendisliği bölümü yoktu. Meslek hayatımın bir kısmı da IBM’de geçti.
Toros Gübre internetle ne zaman tanıştı?
Uçar : Toros’un internetle tanışması 3 yıl önce oldu, önce elmek (elektronik mektup) iletimi ile başladık. Yazışma ortamında, grup paylaşımlı dökümanların değerlendirilebileceği bir ortam olarak Lotus Notes yazılımını seçtik, zaten o gün için seçilebilecek üç yazılım vardı. Başlangıç için, o gün Türkiye’de çok az kişinin bildiği ve yapamadığı, ama Lotus Notes’in tamamen teknik başarısı ile çevirmeli ağdan bağlandık. Yaklaşık iki ay öncesine kadar çevirmeli ağ üzerinden bunca yoğun trafiği aktarabildik Bu çözümü yaşatmamızda Peritus bir ISS’imizle el şıkışıp destek oldu. İki ay kadar önce bağlantı web tarama yükünü kaldırmadığı için kiralık hat ile ISS’a bağlanan yapıya döndük.
Bu servis sağlayıcı kimdi?
Uçar : Doruk.net ile anlaşma yaptık ve onun kendi bünyesinde yazılımlar, postadan gelen mektuplar Lotus Notes’e aktarıldı. Notes bizim sunucumuza aktardı ve böylece hiç kimse hiçbir kesintiye aksamaksızın son derece ekonomik bir şekilde yapıyı çalıştırdık. Bu bir stratejiydi. Toros’un kullanımı, o dönemde kiralık hat maliyetini karşılamak için yeterince yoğun değildi. Alışkanlık gerekiyordu çünkü o dakikaya kadar şirket içinde elmek göndererek çalışma alışkanlığı bilinmiyordu, çalışanlar telefon ile bağlantı alışkanlığındaydı.
Şu anda e-mail alışkanlığı oluştu mu?
Uçar : Evet fazlasıyla oluştu.
İki ay öncesine kadar dediniz, şu anda ne tür bir sistem kullanıyorsunuz?
Uçar : Artık kiralık hat ile bağlanıyoruz. İki ay öncesine kadar çevirmeli ağ üzeriden bağlanıyorduk. Ayda 20 milyon gibi çok ekonomik bir telefon maliyeti vardı yanlış hatırlamıyorsam..
Kiralık hattınız hangi ISP üzerinden?
Uçar : Turk.net… Fiziki olarak çok yakın olması seçilmesinde önemli bir etkendi. Kağıt üzerinde kiralık hat var. Normalde, bir noktadan bir noktaya kiralık hat aldığınız zaman Türk Telekom’un altyapısında bir kablo ile oraya giriyorsunuz. O kabloda arıza olabiliyor, biri onu koparabiliyor, kablonun uzunluğu, döşenirken hırpalanmışlığına kadar, kalitesi, üzerinde akacak veriyi etkiliyor. Belki santral bağlantıları başka parazitler vb. bir sürü olumsuzluklar olabiliyor. Bizim şöyle bir şansımız var, turk.net ile aynı kutudayız. Bizim yuvamızdan onun yuvası arasında (tamircilerin tabiri ile) köprü atılmış gibi oldu..
Ama ismi kiralık hat olduğu için, siz bu ücreti ödüyorsunuz değil mi?
Uçar : Evet… Türk Telekom’a aylık kirasını ödüyoruz. Ama bu sayede yani turk.net’in coğrafi olarak buraya yakın olmasından dolayı çok temiz bir hatta sahibiz.
Web sayfanız çok durağan, bu konuda bir şeyler yapmayı planlıyor musunuz?
Uçar : Sayfamız ile ilgili yenileme çalışmaları içindeyiz. Sayfanın temel amacı; hangi tarımsal alanda faaliyetlerimiz olduğu, üretim parkımız, diğer bazı ana faaliyetlerimizi ifade etmek, adres ve telefon bilgilerimizi vermek gibi.
Geliştirmeyi, içeriğini zenginleştirmeyi düşünüyor musunuz?
Uçar : İçeriğini zenginleştirceğiz. Belki bu yılın son çeyreğinde bir uygulama eklemeyi de düşünüyoruz. Toros Gübre bilgisayar uygulamaları geniş alan ağı üzerinde çalışıyor, bu uygulamaları kendi bünyemizde kullanmak için internete taşımamız gerekmiyor. Dolayısı ile web sitemizde, iç kullanımımıza yönelik bir geliştirme hedeflemiyoruz .
Bayileriniz ile aranızdaki iletişimi nasıl sağlıyorsunuz?
Uçar : Telefon, faks gibi geleneksel yöntemlerle.
İnternet üzerinden iletişime ne zaman geçeceksiniz?
Uçar : Yılın son çeyreğindeki planlarımıza bunu da aldık.
İnternet üzerinde kullandığınız cihazlar nedir?
Uçar : Bu ilginç bir soru oldu. İnternet için özel bir cihaz kullandığımızı söylemek çok gerçekçi değil. Geniş alan ağımızda Memotex ürünlerini seçtik, bu gün belki farklı bir seçim sözkonusu olabilir, seçtiğimiz gün teknik olarak öndeydiler. Bir geniş alan ağı kurduk, şu anda internete çıkış için kullanmamız gereken yönlendiriciler, Memotex ya da Cisco olabilir. O ayrıntı çok önemli değil, bünyemizde şu an bu iki markanın ürünleri var, modemlerimiz çeşitli. Alım gününün koşullarına uygun seçilmiş değişik markalarin ürünleri var bünyemizde.
Sunucularınız nedir?
Uçar : Değişik sunucularımız var. KKP (ERP) için, dosya paylaşımı için, vb. Eldeki donanımdan yararlandığımız için, internet amaçlı seçim anlamında, bu size çok sağlıklı bir yanıt olmayacak. Lotus Notes yazılımını (internete cıkışımız da bu yazılım üzerinden) HP üzerinde çalıştırıyoruz, o makine üzerinde çalıştırmak o markayı özellikle seçtiğimiz veya seçmediğimiz anlamına gelmiyor. Bünyemizde kullanabileceğimiz, yararlanabileceğimiz bir donanım olduğu için seçmiş durumdayız. Söylemeye çalıştığım, donanın parkımız internet ortamı için kullandığımız donanım demek değil, sadece elimizde var olan donanımı en etkin kullanmak üzere değerlendirmemizden ibaret. Tüm sunucularımızı dikkate alırsak ağırlık Compaq’da.
İnterneti etkin bir şekilde kullanmadığınız için, fazla yatırım yapmadığınızı mı söylüyorsunuz?
Uçar : Eğer bilgi paylaşımı açısından düşünürsek interneti etkin kullanıyoruz. Bilgi araştırabiliyoruz, en verimli kullandığımız alan bu. Şirket için bazı bilgilerin taranması, kaydedilmesi gibi.
Kastettiğimiz internete çıkıyor olmanız değil, iletişim alanındaki etkin kullanımınız. Bayi iletişimi, e-ticeret vb. gibi
Uçar : Henüz elektronik ticareti kullanmıyoruz.
“Şu andaki mevcut bağlantımız, e-mail ve veri alma işlemi için yeterli” mi diyorsunuz?
Uçar : İnterneti elmek (elektronik mektup) ve bilgi arama ağırlıklı kullanıyoruz. Kendi bünyemizdeki haberleşme ortamımızı ise sadece elmek olarak kullanmıyoruz, çeşitli uygulamalarımız (belirli bir kalıba dökülemeyen uygulamalarımız) için de kullanıyoruz.
Bunlar ne gibi uygulamalar?
Uçar : İş takibimiz, duyurularımız, telefon rehberimiz, araç bakımımız, arşivler vb. gibi uygulamalarımızı oradan yapıyoruz. İç yazışmalarımız neredeyse ortadan kalkmış durumda, resmi olarak iç yazışma ve iş takibi için için bir iş yönetimimiz var.
İnternet reklamcılığına bakış açınız nedir?
Uçar : Toros’un hizmet alanlarına baktığınız zaman çok sıcak görünmüyor. Çünkü bizim müşterimiz bayilerimiz, dolayısı ile bayilerimizle iş geliştirirken o olacak demektir. Bizim ürünümüz giysi, kalem, bilgisayar, yiyecek, bilet vb. değil ki sanal bir mağaza açalım. Dolayısı ile Toros’un müşterisi bayileri olacağı için reklam bize (en azından bugün) çok hitap etmiyor.
Sonuçta o ürün bayilerinizde kalmayacak, reklam işini bayiler mi üstlensin diyorsunuz?
Uçar : Son ve gerçek müşterimiz çiftçilerimiz. Çiftçimize henüz internet ortamından reklam yoluyla ulaşabileceğimizi düşünmüyoruz.
Sizin dışınızda gübre üretimi yapan kaç kuruluş var?
Uçar : 5 kuruluş daha var.
Altyapınız hazır olmayabilir ama bu konuda bir düşünceniz mutlaka vardır. Bayi otomasyonu için nasıl bir çalışma yapacaksınız?
Uçar : Bilgisayar sistemlerinizi, bayilerinize ya da müşterilerinize bağlamak yeni bilinen bir teknoloji değil. Bu 1980’lerin öncesinde de bilinen bir yapıydı ama bunun sıkıntıları vardı. Siz kendi sisteminizin bir ucunu oraya uzatıyordunuz. Ama internette böyle gereklilik yok. İnternetin sağladığı olanak tabii ki daha pratik, gereken şey Telekom altyapısı, ISS ve web sayfası ile bu iş yapılabiliyor. Kişi sayfanıza girip, formunuza bilgiler bırakabilir, sunduğunuz uygulamayı kullanabilir, doğrudan sisteminizle ilgili bir bağlantı yapmamıza gerek yok. Bağlantının maliyeti, arıza riski gibi bir takım etkenler yok, bayimizde ya da müşterimizde bir PC ve internet bağlantısı olması yeterli. Bu büyük bir kolaylık. Yapmayı düşündüğümüz, web sayfamız üzerinde bir uygulamamız olması.
Bu nasıl bir uygulama olacak, stoklarınızın görünmesi gibi mi?
Uçar : Şirketin rekabet gücü açısından, ayrıntılarını açıklamayı doğru bulmuyorum. İlke olarak biraz düşünen yakalayabilir. Böyle bir uygulamada müşteri kendisine ait bilgileri görmek isteyecektir. Temel olan, erişim ve bilgi güvenliğidir.
Bulunduğunuz sektör gereği, fabrikalarınız şehir merkezine uzak alanlarda bulunuyordur. O bölgelerde hatlar yeraltında bile değil, bu problemi nasıl çözüyorsunuz?
Uçar : Evet… Türk Telekom’un bu noktalardaki altyapısı açısından sıkıntı var. Sizin de soylediginiz gibi, sektörümüz kimyasal tesis olmasından dolayı yerleşme alanlarından uzaktalar. Fabrikalarımızdan biri Adana Ceyhan Sarımazı Köyü’nün de dışında bir yerde. Oraya bir bilgisayar bağlantısı sağlamak için hizmeti verebilecek tek kuruluş Türk Telekom. Ama o bölgedeki Sarımazı santralı bu hizmeti verebilecek nitelikte değil. Sarımazı santralından fabrikamıza yeraltından giden bir hat bile yoktu, oradaki hatlar dediğiniz gibi havai idi. Hatlar zaman zaman kopuyordu. Bunun nedenlerinden birini öğrendiğimde çok gülmüştüm. Hatlar açıkta olduğu için, avcılar kuş avlarken kabloyu da vuruyorlar ve kablo kopuyormuş. Bırakın oraya internet bağlantısı kurmayı, faks yollarken dahi güçlük çekiyorduk.
Bu konuda bir çalışma yaptınız mı?
Uçar : Bu hattın toprak altına alınması için Türk Telekom’la maliyetleri paylaştık, çünkü onların yatırım planlarında yoktu. Kablo sağlanması, kazı, kanal veya uygun yatak hazırlanması çalışmaları gerekiyordu, bu maliyetlere katıldık. Böylece telefon hattı toprak altına alındı. Veri iletimi için de, TT ile yaptığımız sözleşme çerçevesinde, en yakın Telekom santralinden uygun nokta (node) sağlanmasına gerekli ekipmanı biz sağladık. Gerek uzaklık, gerek teknik nedenlerle özel modemler kullanmamız gerekti, bu modemle o hattın üzerinde veri aktarımının nasıl uygun hale getirileceği Türkiye’de ilk defa denendi. Bir aylık çalışma sonucu başarılı bir noktaya getirildi; Siemens’ten ekipler geldi, geniş ağımızı yapan Turcom ile birlikte titiz emekler verildi. Belirli bir iyileşme ve veri aktarımı için kullanılabilirlik sağlandı. Ama bu çözüm yeterli olmadı. Çünkü bağlandığımız Sarımazı santrali, uzaklık nedeniyle Ceyhan santraline radyolink hatı ile bağlıydı. Yani biz ilk santrale bağlantımızı iyileştirmiştik ama o santralden sonrasındaki sorunlar sürüyordu. Radyolink hattı sınırlı uzaklıklarda erişim sağlıyor, daha uzak mesafeler için aralara birbirini gören tekrarlayıcılar koymak gerekiyor. Tekrarlayıcı istasyona bir şey olursa , Telekom açısından da, arıza hangilerinde anlamak, ulaşıp onarmak ayrı bir zorluk. Böyle bir durumda yapabileceğiniz bir şey yok. Böyle uzak noktalarda Türk Telekom’un altyapısında sıkıntı var. Oradaki radyolinki kaldırıp, yerine yer altından fiber bağlantı yapmak gerekiyordu ve yine Telekom’un yakın zaman planında böyle bir yatırım, iyileştirme yoktu. Türk Telekom, doğal olarak ülkemiz genel gereksinimlerine göre yatırım planı yapıyor, bu nedenle kurumların merkezlerden uzaklaşan noktalardaki gereksinimlerinin karşılanmasında yetersizlikler, sıkıntılar olabiliyor ve bu sorunların çözümü için Telekom ile birlikte çalışmak, işi sürdürebilmek için katkı sağlamak gerekebiliyor.
Nasıl bir çözüm getirdiniz?
Uçar : Toros Adana Yumurtalık Serbest Bölgesini de (TAYSEB) bizim yönetiyor olmamızdan dolayı sözleşmemizdeki ilgili maddelere dayanıp, Telekom ile çözümü projelendirdik. TAYSEB’de santral binasını inşa ettik, Telekom da ekipmanlarını kurdu, santrali böyle çözümledik. Fiber hat için kabloyu biz aldık, onlar da kazı, işçilik ve teknik sorumlulukları üstlendiler. İş gerçekleşti ve Ceyhan ile serbest bölge arasında fiber kablo devreye alındı. Böylece asıl olarak serbest bölge altyapısı hazırlandı, hem de biz, daha yakınımızda olan serbest bölge santrali üzerinden bağlanarak veri iletimini sağladık. Türk Telekom’un yatırım sırasını bekleyecek olsaydık bunun kaç yıl süreceği belli değildi.
Genel olarak, veri iletiminde sıkıntı Telekom altyapımızda. Sanayinin olduğu bazı noktalarda eksikler var. Örneğin: Istanbul’da biri Belgrad Ormanlarına yakın bir bölgedeki sanayide, diğeri İkitelli’de olmak üzere arkadaşlarımızın işyerleri var. Onlar “İstanbul’da olmamıza rağmen, biz telefon görüşmesi yapamıyoruz, sen ise nerelerden veri bağlantısı yapmadığından şikayetçisin” diyorlar. Bu tür altyapı sorunları İstanbul içerisinde bile var. Bunları Telekom’u suçlamak anlamında söylemiyorum, yatırımlarda bir plan ve sıra izliyorlardır.
Amacımız zaten suçlu aramak değil, aksine eksikler bulmak ve birşeyleri yapıcı hale getirebilmek.
Uçar: Telekom santralinin kendi iç teknik yapısı da bir diğer unsur. Coğrafyamızdaki ana noktalardan uzaklaştıkça bu yapı zorlanmaya başlıyor, sayısal ve yeni teknolojileri destekleyen santraller, doğal olarak daha yoğun gereksinimli illerimizde, noktalarımızda var. Merkezlerden uzaklardaki santraller daha eski ve sınırlı yeteneklerde. Örneğin seracılık alanında çalışmalarımız var. Serayı şehrin ortasına kuramazsınız, tabii ki bunlar da şehir dışında. Gördüğünüz gibi üretim alanlarımız şehir dışı bölgeler olduğundan, aramızdaki bağlantıyı sağlamak için gerçekten yüksek maliyetleri karşılamak durumunda ya da çözümsüz kalıyoruz.
İnternet uygulamalarını etkin olarak kullanmaya başlamamanızın sebepleri bunlar değil mi?
Uçar : Biraz tırnak içinde düşünmemiz gerekiyor. Bunun için, Toros’un içinde, bilgi işlem teknolojisinden yararlandığımız uygulamalarda, çok moda deyimiyle e-ticarete dönmek gerekiyor. Yani bütün yapıyı o hale getirmemiz gerekiyor. Burada bir elmek gönderilmesi ya da bir sipariş girilmesini konuşmuyoruz. Oysa bizim üretim tesisimizde üretimin yapılması, stok izleme, maliyet, fatura, irsaliye, muhasebeye kadar her işlemin adım adım akması gereken bir sistemimiz var. Böyle bir sistem internet üzerinden çalışır mı, bu ayrı bir sorudur.
Hem Türk Telekom, hem de sizin altyapı eksikliklerinizden dolayı interneti gerektiği şekilde kullanamıyorsunuz diyebilir miyiz?
Uçar : Dört yıl önce Toros’a geldiğimde, masalarında çok az sayıda bilgisayar olan bir şirketti. Bilgi işlem altyapımız yenilendi, bir anlamda çağ atladık ve bu gelişmeler sonrası bilgiişlem altyapımızın, sözü edilen bu uygulama düzeyine getirilmesi lazım. Bizim ana eksiklerimiz var, yani daha yapacaklarımız var.
Bugün benim şaşırdığım bir şey Bilişim 2001 “e-ticaret, mobilişim” ağırlıklı olması… Henüz kaç şirketimiz kurumsal kaynak planlaması (ERP) ya da daha “küçük” ticari bütünleşmiş yazılım kullanıyor ki, e-ticarete geçsin? Bu benim için bir sorudur. Yani işletmelerimizin, topladığı bilgi, bilgi toplayabilecekleri altyapılar hazır olması lazım (yazılım, donanım ve süreç olarak). Bu altyapı hazır olmadıktan sonra hangi e-ticareti, mobilişimi, hangi kablosuz iletişimi, interneti etkin kullanmayı konuşuyoruz. Tabii ki konuşacağız, teknoloji olarak takip edeceğiz, ama bunları bünyemize uygulayacağız demek için Türkiye’de çok az sayıda şirket ortaya çıkacaktır. Diğer şirketlerin temel satış planlaması, üretimi, irsaliyesi gibi ana işlemlerinin aralıksız, eksiksiz, anında sisteme yansıtılan mali bilgilerinin, doğru akan bir sistemden çıkması gerekir. Dolayısı ile bilgi teknolojilerinden yararlanma anlamında şirket, ana işlerini bilgiişlemle yapılır noktaya getirmediyse bunun ötesindeki diğer konumları düşünmek, bazı sektörlerde çok sınırlı kuruluşlarda ancak geçerli olabilir.