Özelleşen Türk Telekom’da personelin durumu konulu haber ve yorumlara Bu konudaki Özel dosyamız içinden ulaşabilirsiniz.
Önce kısa bir hatırlatma yapalım; Türk Telekom’da nakle tabi personelin nakil hakkından vazgeçerek Şirkette kalmaları için çalışanlara yapılan öneri Kurban Bayramı tatilinin başlamasının ardından gelmişti. Bugün ise bayram sonrası kalmak istemeyenlerin dilekçelerini verecekleri ilk gündü. Gelen teklifler ilgili değerlendirmeyi Türk İnternet Com olarak “Türk Telekom’da “Beklenen Paket Açıldı” şeklinde 4 bölümlük yazı dizisi halinde bu sütunlarda yayınlamıştık.
Tatil olmasına rağmen, bir çok Türk Telekom çalışanı bu teklifleri temin edip Bayram Tatilinde incelemiş olacaklar ki, tatilin bitiminin ardından ilk mesai gününde bazı illerde personelin nakil hakkını kullanarak başka kurum ve kuruluşlara gitmek için dilekçe verdikleri görüldü. Biz de ilk gün sizleri habersiz-bilgisiz bırakmamak için neler olduğunu, ilk günün tozu dumanıarasında görebildiğimiz kadarıyla özetleyelim dedik. Zaten sizlerden gelen yoğun talep de bunu gerektiriyor.
Alabildiğimiz haberlere göre, şöyle bir özetleyelim; Doğu, Güney, Güneydoğu Bölgesinde yer alan bazı illerde nakle tabi personelin % 30 a yakın bir bölümünün, daha önerileri diğer mesai arkadaşları veya amirleriyle tartışmadan dilekçe verdiklerini öğrendik.
Türk Telekom içinde bu davranışın anlamı olduğu konuşuluyor. Bu bölgelerde Koruma ve Güvenlik memurlarının sayısı, diğer bölgelere nazaran fazla. Şirketin gelecekte güvenlik işini mevcut personel yerine özel güvenlik şirketlerine outsource ederek sağlamak istediği şeklinde bir yorum da var. Çünkü yönetimin bayram öncesi sunduğu pakette, koruma ve güvenlik memurlarına ancak 1 yıl süreli iş güvencesi verildiği görüldü. Bu nokta dikkate alındığında, nakil isteyenlerin önemli bir bölümünü bu tür çalışanların oluşturacağı tahmin ediliyordu. Ayrıca hemen ilk günden ve hiç kimseyle görüşmeden, önerileri değerlendirmeden dilekçe verenlerin, kafalarında artık Türk Telekom’u bitirmiş kişiler olduğu yorumu da yapılıyor. Bu arada, not edelim, konunun ilginç yorumu açısından önceliği koruma ve güvenlik personeline verdik ama bu bölgelerde, ilk gün dilekçe verenlerin içinde az da olsa mühendis, tekniker, teknisyenin de bulunuyor.
Buna karşılık Batı Bölgelerimizde yer alan illerde, bu gün için nakil dilekçesi verenlerin sayısının az olduğunu (toplamın % 3-5’i arasında gibi) öğrenmiş bulunuyoruz. Özellikle İstanbul dilekçelerinin sayısının bir hayli az olduğu konuşuluyor. Buna karşın Manisa, Balıkesir gibi bazı illerin bundan istisna olduğu, dilekçe sayısının yine azınsanmayacak boyutta olduğu da verilen bilgiler içinde.. İzmit’te toplam 240 kişi içinde 40 dilekçe verildiğini ama bunun 30’unun koruma ve güvenlik görevlisi olduğunu da not edelim. Samsun’da ilk gün sonucu dilekçe veren % 1 gözüküyor. Trabzon’da yönetici düzeyindekilerde dökülme var. Bursa’da 100 kişinin dilekçe verdiği ama bunun 80’inin güvenlik ve koruma personeli olduğu bilgisi ulaşıyor. Erzurum’da henüz dilekçe veren sayısı düşük ama artacağı beklentisi var. D sınıfı il müdürlüklerinin kapanacağı düşüncesi olduğu için bu personelin de transfer dilekçesi verdiği bilgisi ulaşıyor.
Açık bir şekilde ifade etmek gerekir ki daha ilk günden dilekçe vererek Şirketten ayrılmaya karar verenlerin, bu kadar kolay kopanların, bu şirkete zaten verebilecekleri bir şeyleri olmadığını söylemek herhalde haksızlık olmaz.
Ben çalışanlar arasında şirketin önerilerini daha arkadaşlarıyla, amirleriyle veya konuyu bilen birileriyle tartışmadan ilk günden dilekçe vermek suretiyle yıllarca ekmek yedikleri Türk Telekom’dan kopmak istemelerini anlamakta zorluk çekiyorum. Eğer bu kişiler kendilerinin gitmesiyle Türk Telekom gibi dev bir kuruluşun batacağını düşünüyorlarsa, bunda yanıldıklarını yakında göreceklerini düşünüyorum.
Beklerdim ki, ilk gün bu Şirkette insanların dilekçe vermeden yapılan önerileri tartışsınlar, neler getirip neler götürdüğünü, önerilerin neresinde ne gibi sakıncaların olduğunu görsünler ve bunun ardından 3-5 gün içinde kafalarına yatmadığı takdirde dilekçelerini öyle versinler.
Yasalar mademki bu nakil hakkını vermiştir, bir gün önce veya bir gün sonra er geç bu hakkı kullanacakları kolayca düşünülebilir. Bir iki gün beklemek ve değerlendirmekle hiç kimse nakil hakkından vazgeçmiş olmayacağı gibi, vergi dilimi veya benzer bir sebepte ileri sürmek mümkün değildir. İşte bu nedenle bu kadar aceleciliği anlamakta zorlanıyorum. Ama yapılacak bir şey yok şimdiden onlar için hayırlı olsun demek gerekir.
Şirkete yıllarını vermiş, ondan ekmeğini kazanmış insanların yüksek vergi dilimi veya benzer endişeleri taşımamalarını beklemek haksızlık olur. Ancak; unutmamak gerekir ki 16 Ocak 2006 da dilekçe vererek en geç 16 Şubat 2006 tarihine kadar naklen gidecekleri kuruluşa bu tarihteki net maaşla aktarılacaklarını, fakat daha geç kalmaları halinde (örneğin 15 Mart 2006 maaşına) vergi dilimi olarak % 20’lik gruba girecek olanların, 1 Mart 2006 tarihi itibarıyla geçerli Toplu İş Sözleşmesi gereğince uygulanacak ve bu çerçevede mevzuat gereğince kapsam dışına da uygulanacak olan zamdan faydalanacaklarını, bu zammın ise en az % 3 olacağını düşündüğümüzde Şirkette daha ilk gün dilekçe verenlerin Şirketin kendilerine gelecekte verebileceğinin % 2’lik bir kayıptan daha önemli olabileceğini düşünmemiş olmaları şaşırtıcı.
Diğer taraftan çok önemli bir hususu da burada vurgulamam gerekiyor; Şirket yönetiminin halen ne beklediğini ve ne yapmak istediğini anlamakta güçlük çektiğini belirten yöneticiler var. Kadroları kuracak olan İl yöneticilerinin belirlenmesi kolay olmamakla birlikte bu güne kadar kalacak personelin kimlerle çalışacağını bilmemesi nakle tabi personelin gidişini hızlandıracağa benziyor.
En azından İl ve Bölge Yöneticilerinin belirlenmesi halinde bunların Şirket için kalması gerekli ve son derece önemli olan pozisyondaki personeli ikna ederek Şirkette tutma imkanı olacaktır. Belirsizlik devam ettikçe Şirkette gerçekten kalmak isteyen personel dahi bu belirsizlikten etkilenecektir.
Son olarak şu hususun altını önemle çizmek isterim ki nakle tabi olan personel elbette Şirkette kalmak veya gitmek konusunda bir karar verecektir. Ancak bu kararı verirken iyi düşünmelerinin gerektiğini, bu kararın hayatlarında önemli bir yer tutacağını, gelecekte pişmanlığın fayda vermeyeceğini, fakat kimseden de zorla Şirkette kalmayı isteme hakkının olmadığını bilmelerini isterim. Çünkü insanların gelecekte yaşayacağı mağduriyet önemlidir ve vebal taşır. Vebal taşımanın ise pek kolay olmayacağını belirtmek isterim.
Not 1 : İller ve bölgelerle ilgili bilgiyi gün içinde vereceğiz. Ama akşam başka bir yazı içinde toplayacağız. Bu konuda bilgi vermek isteyen olursa
[email protected] adresine mail atabilir.
Not 2 : turk-internet.com üzerinde yorum yapmak sadece turk-internet.com üyelerine açıktır. Bu nedenle bu sayfada yorum yapmak için üye olmanız gereklidir.
Ama biliyorsunuz, bu konuda bir blog da açtık. Ozellestirilen Turk Telekom’da Personel’in Durumu adresinden ulaşabileceğiniz BLOG’a düşüncelerinizi kimliğinizi belirtmeden de ekleyebilirsiniz. Amacımız, böylesine önemli bir kararı vermekte zorluk çeken, arkadaşlarınıza yol gösterici düşünce ve fikirlerinizi ya da sorularınızı aktarmanızda köprü olabilmek.