TBMM’deki Bilişim ve İnternet Araştırma Komisyonu’nda yapılan sunum, kamuoyunda tartışma yaratıyor. Polis Akademisi Başkan Yardımcısı ve bir Polis Akademisi öğretim üyesi tarafından yapılan sunumda internet ve video oyunlarının çocuklar üzerindeki negatif etkilerinden bahsedilmekte. Bu soruna karşı getirilen çözüm önerisi ise denetimi sıkılaştırmak olarak geçiyor.
Geçtiğimiz hafta TBMM’de Bilişim ve İnternet Araştırma Komisyonu’nda hayli enteresan bir sunum gerçekleşti. TBMM’nin resmi yayın organı olan Meclis Haber sitesinde verilen bilgilere göre [1], 11 Nisan’da söz konusu komisyonun 12. oturumu gerçekleştirilmiş ve bu oturumda bir sunum yapan Polis Akademisi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Osman Dolu, Türkiye’de cinsellik ve şiddet içerikli bilgisayar oyunlarıyla ilgili bir denetim mekanizması olmadığına dikkat çekmiş. TBMM’nin resmi yayın organına göre, basına kapalı olan oturumda yaptığı konuşmada Dolu şu sözleri sarf etmiş:
Tüm dünyada yaygınlaşmaya başladığı 1980’lerden itibaren giderek yaşamımıza daha fazla nüfuz eden internet, işlerimizi ve hayatımızı kolaylaştırdığı kadar, aynı zamanda kötü niyetli insanlar için daha önce hayal bile edemeyecekleri kadar çok yeni suç işleme imkanları da sağlamıştır.
İnternet suçlarının kapsam ve etkisi özellikle 1990’lardan sonra katlanarak geometrik olarak artmıştır. Bu etki hem birey hem de toplum açısından oluşan maliyet ve sosyal etki bakımından geçerlidir. İnternette gözle görünür bir devlet otoritesinin olmayışı, devriye gezen polislerin olmayışı, esasen hiç kimsenin bir diğerini görmüyor oluşu ve yapılan hemen her şeyin “anonim” kalıyor ya da zannediliyor olması interneti kaotik bir ortam yapmaktadır.
Bilişim teknolojilerinin çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri ise daha çok siber suçlar, şiddet ve cinsel içerikli video oyunları olmaktadır. Yapılan bir araştırmaya göre ABD’de düzenli olarak internete bağlanan her 5 ergenden biri internet üzerinden kendilerine baştan çıkarıcı cinsel davetlerin geldiğini bildirmektedir. Bu davetler cinsel içerikli konuşmalardan, karşıdaki kişiye cinsel içerikli bilgi vermeye ve hatta cinsel aktivitelerde bulunmaya kadar varabilmektedir.
Video oyunlarındaki şiddete de değinecek olursak, bilimsel bulgular göstermektedir ki piyasada bulunan tüm video oyunlarının %98’i en az bir şiddet unsuru içermekte, yarıdan fazlası ise ciddi şiddet ve öldürme sahneleri içermektedir. Araştırmalar göstermektedir ki medyadaki şiddet içeren unsurlar gençler ve çocuklar arasında şiddette başvurma ve saldırgan tavırlar sergileme ihtimalini artırmaktadır.
Yakın zamanda yapılan bir araştırma video oyununda öldürülen insan sayısı ve kanlı sahneler arttıkça saldırgan ve düşmanca davranışlar gösterme ihtimalinin arttığını ortaya koymuştur. Çok fazla şiddet içerikli medya gören genç çocuklar şiddeti anlaşmazlıkları çözmek için kabul edilebilir bir yol olarak görmeye ve diğer çocuklara karşı fiziksel ve sözlü istismara başlarlar.
Ülkemizde video oyunlarının içeriğini kontrol ve denetim yapan bir mekanizma bulunmamaktadır. Ancak dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinde oyun reyting ve derecelendirme kuruluşları bulunmaktadır. Bunlara örnek verecek olursak başta; ABD, Almanya, Avusturya, Hollanda, Fransa, Japonya, Finlandiya, Kore, Singapur, ve İngiltere’yi sayabiliriz.
İnternetin ve yeni çıkan teknolojilerin özellikle çocuklar üzerinde olmak üzere aile ve toplum için oluşturduğu riskler ve tehditlerin ortaya konulmasına ciddi bir ihtiyaç bulunmaktadır. Zira internetin ülkemiz için oluşturduğu risklerin boyutuna ilişkin elimizde herhangi bir veri bulunmamaktadır.”
Polis Akademisi Öğretim Üyesi Osman Dolu’nun sözleri oldukça enteresan. Yapılan sunumda, internetin sağladığı faydalardan hiç bahsedilmiyor oluşu ve direkt olarak internetin zararlı yönleriyle ilgili yapılan çalışmalara yer verilmesi düşündürücü. Dolu’nun verdiği örnek araştırmalar gerçekten var olmakla birlikte söz konusu araştırmaların tam aksini ortaya koyan ve örneğin hem çocukların hem de yetişkinlerin video oyunlardaki şiddet ögeleri yüzünden gerçek yaşamdaki şiddetten uzaklaştıklarını ortaya koyan çalışmalar da mevcut [2].
Ayrıca Bilişim ve İnternet Araştırma Komisyonu’nda Polis Akademisi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Hüseyin Çevik ve Polis Akademisi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Osman Dolu tarafından yapılan sunumun “Bilişim, Teknoloji ve Çocuk: Sosyal Sorunlar ve Çözüm Önerileri” başlığını taşımasına karşın, en azından Meclis Haber’de yer alan metne bakıldığında, ortaya konulan sorunlara karşı önerilen tek çözüm önerisinin “denetimi sıkılaştırmak” olarak verilmesi de bir hayli düşündürücü.
[2]-Şiddet İçeren Oyunlar’ın Toplumda Suç Oranlarını Düşürdüğüne Dair Enteresan Bir Rapor Yayınlandı