Bildiğiniz ve dün sayfalarımızda okuduğunuz gibi, Türk Telekom özelleştirmeye ve liberalleşmeye holding yapısı altında gitmeye karar verdi. Bu konuda TT Genel Müdürü İbrahim Alptürk, özel sektör firmalarının rekabete yönelik şikayetlerini de gözönüne alarak, daha küçük şirketler halinde organize olacaklarını bir çok kez basına aktardı.
Geçen hafta turk-internet.com’a enteresan bir haber ulaştı. Habere göre danışman firma Arthur Andersen’in tavsiyesi ile Holdingleşmenin sağlığı açısından Turk Telekom’un ses ve altyapı tekelinin sona erdirileceği tarihin 31/12/2003 yerine 31/12/2005’e çekilmesi için toplantı yapılmıştı. Haberin devamı şöyleydi; ” Ulaştırma Bakanlığı konuyu gizlilik içinde oluşturmaya çalışıyor, konuyla ilgili toplantı yapıldı ve 1 satırlık bir kanunla oldu bittiye getirilecek”.
Konuyla ilgili olarak çeşitli kişilerin görüşlerini aldık. Bunlardan Arthur Andersen yetkilileri bu tür bir tavsiyenin olmadığını belirterek şunları söylediler; “Bizim konumuz özelleştirme değil yeniden yapılanma. Bununla ilgili bir erteleme de söz konusu değil. Ayrıca özelleştirme idaresi özelleştirme danışmanlığı için ihale açtı. Haber doğru değil ayrıca yapılanla da çelişiyor. O zaman niye ihale açıldı. Şu an projenin tasarım aşaması 1 yıllık bir uygulama süresi var. Eğer isterlerse özelleştirme ile yapılanma parallel yürüyebilir.”
Konu hakkında fikrini aldığımız bir ISS yetkilisi “Öncelikle bu haberin doğru olmadığına inanmak istiyoruz! Aksi takdirde sanayi devrimini kaçıran Türkiye için, trenin son vagonuna da yetişemedi, değerlendirmesi son derece yerinde olacaktır. Bilişim sektörünün sağlıklı gelişimi, istihdamı artacak, beyin göçünü büyük ölçüde duracak ve bunun sonucu olarak da toplumsal gelişmemizi hızlandıran en önemli faktör olarak karşımıza çıkacaktır, dedik ve hala bunun son şansımız olduğuna inanıyoruz. Türkiye’de bilişim sektörünün karşılaştığı en büyük sorun olarak, şu anda halen Türk Telekom’un tekelinde bulunan hizmetlerin liberalleşmesi ve özelleştirmenin gerçekleşememesini söyleyebiliriz. 2004 yılı bile çok geç iken, özelleştirmenin, şeffaf ve açık yönetim, hizmette kalite ve kamu memnuniyetini de beraberinde getireceği gibi AB’ye girerken en önemli adımlardan biri olduğu da bir gerçek olarak görülürken, biz böyle bir kararın alınacağına inanmıyoruz. Dünyanın 13. büyük, Avrupa’nın ise lider telekomünikasyon şirketine sahip olan ülkemize, bu gerçeği “fırsat”a dönüştürme şansımız halen varken özelleştirme konusuna sadece ticari bir olgu olarak değil, Türk toplumunun yeni çağa ayak uydurabilme, yakalayacağı bir şans olarak bakmak gereklidir.
Ayrıca tekelin kaldırılması ve özelleştirme sonrası ülkemizde yatırım yapmaya başlayacak olan yabancı yatırımcı, pazarın yeniden hareketlenmesini sağlayacak, sektörün gelişimine önemli katkılarda bulunacaktır. Bunun için 3 yıl daha beklemeye sabrımız, öz kaynağımız yeter mi? Bizler çok konuştuk. Kararı artık 3 Kasım 2002’de vatandaşın vermesi daha uygun olacaktır.” diyor.
Son olarak konuyu bir de bu konudaki en yetkili ağız olan Ulaştırma Bakanımız Oktay Vural’a sorduk. Oktay Bey “Böyle bir çalışma tabi ki yok. Holdingleşme yolunda biraz gecikme olsa bile prosedüre uygun çalışmalar devam ediyor. TT’nin tekelinin kaldırılması aslında 2005’teydi, biz gönüllü olarak 2003’e çektik. Bu konunun gündeme gelmesinin nedeni şu olabilir belki; yaptığımız bir toplantıda, Türk Telekom’un tekel durumunun sürdüğü ve sürmediği durumdaki özelleştirme değerini tartıştık. Aksi görüş benimsendi”
Oktay Bey’e bu durumda özelleştirme sırasında bu tür bir konu tekrar gündeme gelebilir mi diye sorduk “Özelleştirme Danışmanlığı için ihale açıldı. Teklifler alındı. Firma belirlenince bu söz konusu olur mu bilmem. Özelleştirme stratejisi ile değerlendirilmesi gerekir. Biz bir an önce liberalleşmeye gidilsin istiyoruz. Bakanlık olarak özelleştirme değerinin nasıl arttırılabileceği tartışıldı ama bu tür konular danışman firma tarafından belirlenecek. Belki özelleşmeyi daha öne çekebiliriz. Özelleşme olsun olmasın liberal ve flexible bir piyasa olsun istiyoruz” şeklinde bilgi verdi.
Gördüğünüz gibi ertelenmenin olmadığı aktarılıyor ve biz de Türk Telekom’un tekelinin sürmesinin ülkemiz için yararlı olmadığı düşüncesindeyiz.