Internet erişimine ve içeriğine getirilen kısıtlamaların hepimiz farkındayız. Arka arkaya çıkarılan torba yasalara doldurulan maddelerle Internet’in hükümet tarafından sıkı bir denetim altına alınmaya çalışılması, Türkiye’nin içerik kaldırma taleplerinde dünya şampiyonluğuna oynaması, yargı denetimi olmaksızın hükümete ait kurumlara Internet erişimini engellemek için görülmemiş yetkiler verilmesi, sakıncalı içerik tanımlamasının her türlü keyfi yoruma açık olacak şekilde geniş tutulması, düşünce açıklamanın adeta kriminalize edilmesi ve benzeri konular dünya gündeminde. İfade özgürlüğü konusunda son yıllarda giderek kötüleşen bir üne sahip ülkemiz.
Bundan daha kötüsü olmaz diye düşünülebilir, ancak tüm bunları gölgede bırakabilecek yeni gelişmeler kapımızda. Bugüne kadar yurttaşlarının ifade ve haberleşme özgürlüğü açısından eleştirilen Türkiye, “hükümet eliyle siber terörizme yataklık etmek” gibi çok daha büyük suçlamalar ve bunların sonucu ağır yükümlülüklerle karşı karşıya kalabilir.
Her yıl yayınlanan HP Siber Güvenlik raporlarının bu yılki sayısında (*) Hükümet Destekli Siber Tehditler başlığı altında Türkiye’nin adı İran ve Kuzey Kore ile birlikte geçiyor. Raporda Türkiye’nin bu iki ülkeden farklı olarak ABD ile müttefik olduğu belirtilmekle birlikte, Türkiye’deki bazı aktörlerin batı karşıtı saldırgan olarak nitelenebilecek siber etkinliklerine, mevcut yasaların izin verdiği ve bazı hükümet kuruluşlarınla birlikte çalışıldığı ifade ediliyor. Ek olarak bazı aktörlerin devlet üniversiteleri ile bağlantılı olarak eğitildiği ve etkinlikleri dolayısıyla teşvik edilerek itibar gördükleri bildiriliyor.
Rapor,
- Yürürlükteki Bilişim yasalarının web sitelerinin tahrip edilmesi gibi etkinliklere müsamaha göstererek bu eylemlerin cezasız kalmasını sağladığı,
- Daha önceki eylemleri bilinen bazı aktivistlerin birçok devlet üniversitesi ile bağlantılı olarak güvenlik eğitimi adı altında eleman yetiştirdikleri,
- Bazı hacker gruplarının polis tarafından muhalif hacker grupları ve Türk ve İslam emellerine karşı tehdit olarak görülen diğer oluşumlarla mücadele etmek üzere teşvik edildiği,
- Bu gruplara üye bazı kişilerin aynı zamanda yasal olarak kurulan bazı sivil toplum kuruluşlarının yönetiminde oldukları ve bu sıfatla pol.tr, gov.tr web sitelerine “ücretsiz” bilişim güvenliği desteği sağladıkları, hükümet kurumlarına istihbarat bilgileri temin ettikleri,
- Hack etkinlikleri bilinen bir kişinin TÜBİTAK’a bilişim güvenliği hizmeti sağladığı,
- Bu gruplara üye bazı kişilerin 2012 yılında Çankaya Köşkü’nde bilişim güvenliği toplantılarına katıldıkları,
- Yine bu gruplara bağlı kişilerin Milli Eğitim Bakanlığı ile bağlantılı oldukları
gibi konulara isim, tarih ve yer ayrıntıları ile değinerek, hükümetin “makul inkar edilebilirlik” (plausible deniability) çerçevesi içinde de olsa, bir takım siber tehdit aktörlerine en azından onaylayıcı bir tutum içinde olduğunu belirtiyor.
Söz konusu aktörlerin devlet üniversiteleri ile bağlantılı olarak eğitilmesi ve bunlardan bazılarının etkinliklerinde açık teşvik görmesinin, ideolojik ve politik amaçlı bağımsız siber tehdit etkinlikleri ile hükümet emri ile gerçekleştirilen saldırılar arasındaki ayrımı belirsiz hale getirdiğini ve bunun da hükümete makul inkar edilebilirlik fırsatı tanıdığı raporda sonuç olarak ifade ediliyor.
Buradaki ilginç nokta, bu konunun ilk defa Türkiye’de önemli büyüklükte iş hacmi olan özel bir kuruluş tarafından açıkça dillendirilmesi. Daha önceki bundan çok daha hafif durumlarda hükümet kurumlarının verdiği tepkilerin çok iyi bilindiği bir ülkede, özel bir şirketin, söz konusu hükümet kuruluşları ile olan ihalelerinin tehlikeye girmesini göze alarak böyle bir raporu yayınlaması oldukça manidar. Kamuya açık bir raporda anılan bu bilgiler, açık olmayan raporlarda kim bilir hangi konuların geçtiği sorusunu da akla getiriyor.
turk-internet.com Notu : Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına “siber strateji ve siber güvenlik konusunda ne tür çalışmalar yapıldığına dair sorularımızı ilettik. Bu konuyu ayrıca bir haberimizde işleyeceğiz.
(*) Rapora aşağıdaki linklerden erişilebilir:
Güncelleme : HP tepki üzerine araştırmayı internet ortamından kaldırdı. Bu nedenle ilgili bağlantıları tıklasanız da bu araştırmaya ulaşamazsınız.