Birleşmiş Milletler çatısı altında ilk kez düzenlenen Çevre Konferansı’nın ardından 1972 yılında ilan edilen ‘Dünya Çevre Günü’ Küresel Isınma, hava kirliliği, ozon tabakasının incelmesi, ormansızlaştırma politikaları, kentsel nüfusun dünya çapında artması gibi insan eliyle yaratılan küresel tehditler nedeniyle her yıl önemini artırdı.
Virüsün yayılma hızını ve öldürücülük oranını hava kirliliğiyle ilişkilendiren bilimsel çalışmaların ortaya çıkması Dünya Çevre Günü’nü bu yıl daha da anlamlı kılıyor.
Harvard Üniversitesi’nin ABD’de gerçekleştirdiği çalışma PM değerleri yüksek bölgelerde koronavirüs ölümlerinin arttığını ortaya koyarken, Bologna Üniversitesi’nin gerçekleştirdiği araştırma, virüsün katı parçacıklara tutunarak havada asılı kalabildiğini ve uzun mesafeler katedebildiğini göstermişti.
Dünya Çevre Günü öncesi Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, küresel ısınmanın ve hava kirliliğinin önüne geçmek için 750 milyar €’luk tarihin en büyük ‘İklim Değişlikliği’ni Önleme Paketi’ni duyurdu. Paket sürdürülebilir kaynaklı enerji üretimini, binalarda enerji israfının önlenmesi ve daha çevreci ulaşım seçenekleri için kullanılacak. Paketin içerisinde 20 milyar €’luk ‘temiz otomobil’ hibe programı da bulunuyor.
‘LPG EN MANTIKLI ÇEVRECİ YAKIT SEÇENEĞİ’
Avrupa Komisyonu’nun ‘temiz araç’ hibesini değerlendiren alternatif yakıt teknolojileri üreticisi BRC’nin Türkiye CEO’su Kadir Örücü, konuyla ilgili olarak şöyle konuştu;
“LPG neredeyse 100 yıldır kullanılan ve geliştirilen bir teknoloji. Hali hazırda yaygın olarak kullanıldığından geniş dağıtım ağına ve ucuz dönüşüm maliyetlerine sahip. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Paneli’ne göre LPG’nin küresel ısınma potansiyeli (kısa adıyla GWP faktörü) sıfır olarak belirlendi. Ayrıca LPG’nin hava kirliliğine sebep olan katı parçacıklar (PM) salınımı kömüre nazaran 25 kez, dizelden 10 kez ve benzinden %30 daha azdır”
‘LPG DÜNYA ÇAPINDA DESTEKLENİYOR’
En çevreci alternatif yakıt olarak nitelendirilen LPG’nin dünyanın dört bir yanında teşvik paketleriyle desteklendiğini belirten Kadir Örücü, şu ifadeleri kullandı;
“Dünya çapında AB ülkeleri dışında Cezayir, Japonya, Güney Kore, Avustralya ve İngiltere’de LPG’li araçlara çevreci ve ekonomik olduğu için teşvik uygulanıyor. LPG’li araçlar Avrupa Birliği’nin belirlediği ve ülkemizde de zorunlu uygulamada olan ‘ECER 67.01’ standartlarıyla ile güvenirliğini kanıtladı. LPG’li araçların yakıt tankları özel alaşımlı çelik saçtan üretiliyor. Yüksek basınç altındaki sızdırmazlık ve güvenliği ise multivalf olarak adlandırdığımız özel sistemlerle sağlanıyor. “
‘LPG TEŞVİK ALMAYI HAK EDİYOR’
Çevreci ve ekonomik oluşuyla dünya çapında teşvik paketleriyle desteklenen LPG’nin ülkemizde de desteği hak ettiğini vurgulayan Kadir Örücü, şöyle devam etti;
“LPG hem çevreci hem de ekonomik bir ulaşım sağlıyor. Türkiye LPG’li otomobillerin kullanımı sıralamasında Avrupa’da birinci ve dünyada ikinci sırada yer alıyor. Otogazın bu denli yoğun olarak kullanıldığı ülkemizde hava kirliliğinin, küresel ısınmanın ve ekonomik kaybın engellenmesi için LPG’nin teşvik görmesi gerektiğine inanıyoruz”
‘KAPALI OTOPARK YASAĞI YALNIZCA TÜRKİYE’DE UYGULANIYOR’
Avrupa Birliği’nin, ülkemizde de uygulanan ‘ECER 67.01’ standartlarıyla araçların LPG’li olduğunu belirten etiket zorunluluğunu kaldırdığını ve kapalı otopark yasağının uzun yıllar önce değiştirildiğini ifade eden Örücü, şöyle konuştu;
“AB’nin bu yöndeki adımları Türkiye’de 5 milyona varan LPG’li araç kullanıcısının kapalı otoparklara alınmamasını anlamsız kılıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ‘kapalı otopark yasaklarını’ kaldıracağı yönünde açıklamaları LPG’li araç sahiplerine umut verse de henüz bu konuda atılmış bir adım yok. Çevreci ve ekonomik oluşuyla pek çok ülke tarafından teşvik edilen LPG’nin ülkemizde yasaklara maruz bırakılması, araç sahiplerini, çevreyi ve ülkemiz ekonomisini olumsuz yönde etkiliyor”