Çocuk işçiliği, çeşitli uluslararası düzenlemelere rağmen tüm dünyada halen mücadele edilmesi gereken bir alan. İstanbul Bilgi Üniversitesi, 12 Haziran Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü dolayısıyla düzenlediği online seminerde çocuk işçiliğine yönelik dikkat çeken rakamları ortaya koydu. Seminerde sorunun çok boyutlu olduğu ve ortak bir mücadelenin gerekliliği vurgulandı.
Çocuk işçiliği, Türkiye’de öncelikli çözüm geliştirmesi gereken konular arasında yer alıyor. Bu bağlamda kamu, uluslararası kuruluşlar, uluslararası şirketler, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları (STK) birtakım çalışmalar yapıyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi ile Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi, 12 Haziran Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü dolayısıyla bir online seminer serisi gerçekleştiriyor. 10-12-15-16-17 Haziran tarihlerinde Türkiye’de çocuk işçiliği ile mücadelenin son 20 yılının ele alınacağı seminer serisinin ilk gününe İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Emre Erdoğan, UNICEF Sosyal Politika Bölüm Başkanı Emre Üçkardeşler, Pamukkale Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Çağla Ünlütürk Ulutaş, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İstihdam Politikaları Daire Başkanı İbrahim Demircan ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Program Yöneticisi Nejat Kocabay konuşmacı olarak katıldı.
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan İstanbul Bilgi Üniversitesi Vekil Rektörü Prof. Dr. Kübra Doğan Yenisey, çocuk işçiliğini iş hukuku perspektifiyle değerlendirdi. Yenisey, çocuk işçiliğine ilişkin dünyadaki yasal düzenlemelerde yeknesak bir asgari yaş sınırı dönemine ancak 1970’lerde ulaşılabildiğini belirterek, 1973 yılında kabul edilen 138 Sayılı İLO Sözleşmesi ile asgari çalışma yaşının bütün ekonomik sektörleri kapsayan genel bir düzenlemeyle 15 yaş olarak kabul edildiğini belirtti.
5-17 yaş arası 720.000 çocuk çalışıyor
BİLGİ Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Emre Erdoğan, konuşmasında 2000-2020 arasında TÜİK tarafından yapılan çocuk işgücü anketi verilerine değindi. Erdoğan, verilere Suriyeli çocukların dahil olmayışı gibi nedenlerle açıklanan rakamın daha üstünde çalışan çocuğun olabileceğine işaret ederek şöyle devam etti:
“Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre; 2019 yıl sonu itibarıyla, Türkiye nüfusu 83.154.997 kişi iken bunun 22.876.798’ini çocuklar oluşturuyor. Çocuk İşgücü Araştırması, 2019 sonuçlarına göre; 5-17 yaş grubunda çalışan çocuk sayısı 720.000. Çalışan çocukların %79,7’sini 15-17 yaş grubundakiler oluştururken %15,9’unu 12-14 yaş grubundakiler, %4,4’ünü ise 5-11 yaş grubundaki çocuklar oluşturuyor. Çalışan çocukların oranı cinsiyete göre incelendiğinde, çalışan çocukların %70,6’sını erkek çocukların, %29,4’ünü ise kız çocukların oluşturduğu görülüyor.
Çalışan çocukların %65,7’si eğitime devam ederken bu oran erkek çocuklarda %65,6, kız çocuklarda %66,0. Çalışan çocuklar yaş gruplarına göre incelendiğinde; 5-14 yaş grubundaki çalışan çocukların %71,9’u, 15-17 yaş grubunda çalışan çocukların ise %64,1’i aynı zamanda eğitimine devam ediyor. Çalışan çocukların %34,3’ü eğitime devam etmiyor. Çalışan çocukların %30,8’i tarım, %23,7’si sanayi, %45,5’i ise hizmet sektöründe yer alıyor. Yaş grubuna göre incelendiğinde; 5-14 yaş grubunda çalışan çocukların %64,1’inin tarım sektöründe, 15-17 yaş grubunda çalışan çocukların ise %51,0’ının hizmet sektöründe yer aldığı görülüyor.”
Çocuk İşçiliği ile Mücadelede 2023 Eylem Planı
Dijital platformda yapılan seminerde konuşma yapan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İstihdam Politikaları Daire Başkanı İbrahim Demircan, çocuk işçiliği mücadele birimlerinde 568 personelle 81 ilde çalışmaları gerçekleştirdiklerini söyledi. Demircan, şöyle konuştu;
“Konuyla ilgili 2023’e kadar birçok eylem planı oluşturduk. Şu anda 106 tanesini sürdürüyoruz. Eylem planını izlemek ve değerlendirmek için oluşturduğumuz kurulla yaptığımız toplantılara dair raporların özetlerine web sitemizden erişebilirsiniz. Tarımdaki çocuk oranının yüksek olmasından hareketle bakanlık olarak genelge yayınladık”
Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kırılgan gruplar daha fazla olduğu için çocuk işçiliğinin de gündeme daha çok geldiğini ifade eden Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO) Program Yöneticisi Nejat Kocabay, 2021’de 12 Haziran’da 5. Uluslararası Çocuk İşçiliği Konferansı’nın yapılacağını, konferansın Türkiye’de yapılmasının etkili olabileceğini düşündüğünü söyledi. UNICEF Sosyal Politika Bölüm Başkanı Emre Üçkardeşler, dünya genelinde çocuk işçi rakamlarında düşüş olduğunu fakat 15-17 yaş grubu gibi belli profillerde inişler gibi çıkışların da olduğunu ifade etti.
Pamukkale Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Çağla Ünlütürk Ulutaş konuşmasına “Türkiye’de çocuk işçiliğine dair politikalar konusunda daha epey yürüyecek yolumuz var” diye başlayarak, çocuk işçiliğinin ayrı bir politika sahası olmadığını, bütüncül yaklaşımın önemini belirterek, ayrıştırılamaz olduğunu vurguladı. Ünlütürk Ulutaş çocuk işçiliğiyle mücadele için tarımdan eğitime farklı politika alanlarına bu yaklaşım eklenip ana akım haline getirilmedikçe mücadelenin tam karşılık bulamayacağını dile getirdi. Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Ulusal Eylem Planını değerlendiren Ünlütürk Ulutaş “Ulusal Eylem Planıyla Bakanlık bir öz eleştiri yapıyor, yeni yöntemlere ihtiyacımız var diyor. Bu saptama çok önemli” dedi. Doç. Dr. Ünlütürk Ulutaş ayrıca Türkiye’de 18 yaş altı yoksulluk oranının %32,1, bu oranın İstanbul’da %16 ve Güneydoğu Anadolu’da da %67,3 olduğunun altını çizerek, çocuk işçiliğinin yoksullukla olan bağını da ele aldı.