Kimya Mühendisleri İstanbul Şubesi tarafından açıklanan verilere göre geçen yıl fabrika yangınları yüzde 49 arttı. Geçtiğimiz yıl, 587 endüstriyel yangın ve patlama meydana geldi. Endüstriyel yangın ve patlamaların en çok gerçekleştiği il İstanbul olurken, yangınların nedenleri arasında elektriksel kıvılcım kaynaklı olanlar ilk sırada yer aldı. Endüstriyel itfaiyecilik alanında faaliyet gösteren ve şirketlerin operasyonlarına katkı sağlayan Falckon Genel Müdürü Anıl Yamaner, son dönemde artan endüstriyel yangınlara yönelik değerlendirmelerde bulundu.
“Birçok firma önlem yatırımlarına girmekten kaçınıyor”
Sigorta firmalarına geçtiğimiz yıl 13 milyar 701 milyon 230 bin 029 Türk Lirası yangın teminatı hasarı bildirildiğini kaydeden Falckon Genel Müdürü Anıl Yamaner, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu tutar bir önceki sene 7 milyar 709 milyon 884 bin 850 TL idi. Söz konusu rakam, yangın güvenliğini sigorta firmalarının ve işletmelerin en hassas olması gereken konu haline getiriyor. Ne var ki Türkiye’ deki endüstriyel tesislerin yalnızca yüzde 40’ı bu tip sigortalar ile korunuyor. Sigorta firmaları, işletmelerden bazı güvencelere ve regülasyon uygunluklarına sahip olmalarını bekliyor. Birçok firma sigorta primlerine ek olarak bu önlem yatırımlarına girmekten kaçınıyor. Oysaki bu yatırımları yapmamanın da bir maliyeti var ve çok daha büyük. Kaldı ki bu maliyetler sadece işvereni değil; müşterileri, çalışanları, tedarikçileri ve topluca ülke ekonomisini de etkiliyor.”
“Sigortaya sahip olmak işletmeler için büyük bir güvence”
Falckon’un sigortacılık alanındaki faaliyetlerine değinen Anıl Yamaner şöyle dedi:
“Yangın güvenliği hizmeti ile birlikte sanayi kuruluşlarına sağladığımız sigorta, yangın güvenliği için yurt dışından tasarlanmış ve Türkiye’deki muteber broker firmalar aracılığıyla sağlanmakta olan bir nevi 3. şahıs mali mesuliyet poliçesi. Sigortaya sahip olmak işletmeler için büyük bir güvence ama ne işletme ne de sigorta firması yanmak ya da teminatlar ile karşı karşıya gelmek istemiyor. Hem işletmeler hem de sigorta firmaları bazı büyük riskleri birbirlerine güvenerek karşılıklı almak zorunda kalıyorlar. Ancak sigorta firmalarının işletmeler içerisinde gerekli kontrolleri yapacak tam zamanlı çalışanları olamaz. O yüzden her iki tarafın da ortak paydası işletmenin bir olaya hazır olması ve hasar oluşmaması. Biz burada üçüncü bir teminat olarak devreye giriyoruz. Çünkü bizim de kendi hatalarımızı müşterilerimize ve onların sigorta firmalarına temin eden oldukça güçlü bir sigorta anlaşmamız var. Bir nevi hem hasarın oluşmaması için teminatız hem de sigorta firmalarının maliyeti için.”