TÜSİAD tarafından düzenlenen “Yeni Ekonomi, Teknoloji ve İnsan” YETİ seminerler dizisinin ikincisinde “Bireyler ve ülkeler arası uçurumun kenarında Sayısal Bölünme” konusu ele alındı. Seminerin açılışını yapan Alcatel Teletaş Genel Müdürü Lütfi Yenel, dijitalleşmenin henüz başında olduğumuz bu dönemde, bilgiye erişen ile bilgiye erişemeyip ilkel bir yaşama devam eden arasındaki uçurumun giderek büyüdüğüne dikkat çekti. Türkiye’nin sanayiin alt yapısı kurmakta geçikmesini hatırlatan Yenel, şöyle konuştu:
“Türkiye’de şöyle bir kaygı var. Bilginin alt yapısını kurmak çok maliyetli. Bu nedenle Türkiye, sanayiide olduğu gibi bilgide de gelişmiş ülkelerin pazarı olmayı sürdürecek. Oysa bilgi alt yapısını kurmak, sanayi alt yapısını kurmaktan maliyet olarak çok düşük. Bu oran 1/100 olarak biliniyor. Ben bunu, Türkiye için bir fırsat olarak görüyorum. PC sahibi olmayı internet kafeler ile aştık. ‘Devletten birşey beklemeyin’ deniliyor. Ancak ben, devletten bekliyorum. Çünkü devlet de bizlerden birşeyler bekliyor. T.Telekom’u özelleştirmeden birkaç ay önce, telekomünikasyona yüzde 25 KDV geldi. GSM üzerindeki ek vergi de 2 yıl uzadı. Oysa bu vergi yükünün azaltılması gerekiyor.”
Türk Henkel Genel Müdürü Can Paker, bölünmenin sadece ülkeler arasında olmayıp, bölge, kent, semt, sektör ve kuruluş içi düzeyinde bile yaşandığını anlattı.
İş Tanımları Yeniden Yapılmalı
IBM Genel Müdürü Hüseyin Kızıltay, değişimin yarattığı sorunlara dikkat çekerek şöyle konuştu: “Türkiye’de elaman ilanları dahi net üzerinden. Yani nitelikli iş imkanını, net üzerinden bulabiliyorsunuz. Daha da kötüsü, değişime ayak uyduramayan yöneticilerin, kendi altında çalışan elemanların, aslında kendi üstünde olması gibi bir sorunu var. İş tanımlarının yeniden yapılması gerekiyor.”
LCC ortağı ve yöneticisi Meriç Ekmekçi, Türklerin girişimci ruhunu ve kural tanımamazlığını avantaj olarak tanımladı. Ekmekçi, e-ticaretin işletmelerde yüzde 20’lik bir verim artışı yarattığına dikkat çekti.
Eğitimdeki Engeller Kalkmalı
Işık Üniversitesi Rektörü Sıddık Yarman ise, eğitim alanındaki sorunlar üzerinde odaklandı. Bilgi çağını yakalamak için, özellikle eğitimde İngilizce diline önem verilmesi gerektiğini belirterek, tepkisini şöyle dile getirdi:
“Globalleşmenin önünde çok büyük bir engel, dil eğitimde yaşanıyor. Yeni bir kanun teklifi hazırlanıyor. İngilizce ve yabancı dil eğitimleri, kanun ile değiştiriliyor ve durdurulması gündemde. Yabancı dilin 2- 3 yılda öğrenildiği gerekçe gösterilerek bu kanun çıkarılmaya çalışılıyor. Böyle birşey nasıl olabilir. 8 yıl kesintisiz eğitimde de İngilizce eğitim engellendi. Kesintisiz eğitimin artılmasını herkez istedi, ancak İngilizce eğitimin azaltılmasını kimse istemedi. Eğitimdeki bu engellerin kalkması gerekiyor.”
Milliyet Gazetesi yazarı Osman Ulagay ise seminerden çıkar sonucu söyle özetledi: “Bilgi teknolojilerinin yarattığı fırsatların oluşması için muhafazakar kafa yapılarını kırmak, imtiyazlardan vaz geçmek gerekiyor. ABD bu nedenle öne çıktı. Aslında bizim de bu yapıyı kırma niyetimiz var. Bu avantajı iyi kullanmak gerekiyor.” Osman Ulagay, gelişmiş ülkelerin dijital bölünmeden kaygılanmasıyla, bu konunun Dünya Ekonomik Forumu Davos toplantısının gündemine girdiğini hatırlattı.