Boyalar, koruyucular, antioksidanlar, topaklanma önleyici maddeler, lezzet arttırıcılar ve tatlandırıcılar gibi çeşitli katkı maddeleri içeren ultra işlenmiş gıdaların, ikinci bir kalp krizi veya ölümcül felç riskini artırdığı ortaya çıktı.
İstanbul Medipol Üniversitesi’nden Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Zekeriya Nurkalem, İtalya, Yunanistan ve ABD’de yapılan önemli araştırmaların detayları hakkında şu bilgileri verdi:
ULTRA İŞLENMİŞ GIDALAR HANGİLERİ?
“Gıdalar işlendiğinde, faydalı olmayan besin maddeleri ve gıda katkı maddeleri eklerken, faydalı besinleri ve doğal olarak meydana gelen diğer faydaları ortadan kaldırabilir.
Ultra işlenmiş gıda; toplu olarak üretilmiş ekmek, hazır yemekler, hızlı yiyecekler, tatlılar, tuzlu atıştırmalıklar, kahvaltılık gevrekler, tavuk ve balık külçeleri dahil yeniden yapılandırılmış etler, hazır erişteler ve çorbalar, ilave edilmiş konserve sebzeler, tuz, şeker kaplı kuru meyveler, gazlı içecekler ve şekerli içecekler gibi geniş bir ürün yelpazesini ifade ediyor.
SORUN, HAZIRLANMA VE SAKLANMA SÜRECİNDE
Ultra işlenmiş gıda tanımının besin içeriğiyle değil, daha çok hazırlanması ve saklanması için kullanılan süreçle bağlantılı olduğunun altını çizmek önemlidir. Başka bir deyişle, bir gıda besin açısından dengeli olsa bile, yine de aşırı işlenmiş olarak kabul edilebilir. Açıkçası, farkı yaratan ara sıra tüketilen tek gıda değil, bir bütün olarak süpermarket raflarından gelen çok fazla ürünü içeren bir beslenme şeklidir.
Araştırmalarda, ultra işlenmiş gıdaları daha fazla tüketen kişilerin, bu gıdaları daha az tüketen katılımcılara kıyasla, ikinci bir kalp krizi veya felç riskinin üçte iki oranında arttığı ve bu sefer ölümcül olduğu görüldü.
Ultra işlenmiş gıdaların tüketimi, ortalama bir Amerikan beslenme şeklindeki günlük kalorinin yarısından fazlasını oluşturuyor ve dünya çapında giderek daha fazla tüketiliyor.
HER ZAMAN TAZE ÜRÜNLERLE BESLENİN
Ultra işlenmiş gıdalar, sağlık üzerindeki potansiyel olumsuz etkileri nedeniyle önemli bir halk sağlığı sorunudur. Akdeniz geleneğinin bize yüzyıllardır öğrettiği gibi; her zaman taze, minimal işlenmiş ürünlerin tüketimine dayalı bir beslenme şekli tercih edilmelidir.
ETİKETLERE DE YAZILMALI
Önerimiz, şimdiye kadar yalnızca beslenme bilgisi sağlayan ambalajların arka kısımlarındaki etiketlere, gıdaların endüstriyel olarak işlenme düzeyinin de eklenmesidir.”