Adalet Bakanı Prof. Dr Hikmet Sami Türk, toplam160 milyon dolarlık Ulusal Yargı Ağı Projesinin (UYAP) 2.5 trilyon liralık birinci aşamasının tamamlanıp, 11.1 trilyon liralık ikinci aşamaya geçildiğini söyledi. Havelsan tarafından yürütülen otomasyon çalışmalarının 2.5 trilyon lirası yazılım analizi, 6.1 trilyon lirası yapısal kablolama için harcanacak.
Adalet Bakanı Prof. Dr Hikmet Sami Türk’ün Ulusal Yargı Ağı Projesinin ikinci aşamasına ilişkin sözleşmenin imza töreninde şöyle konuştu:
“Gerçekleştirmeye çalıştığımız Ulusal Yargı Ağı Projesi ile bütün mahkemelerimizin kendi aralarında ve yüksek mahkemelerle, ayrıca kamu kurum ve kuruluşları ile birbirine bağlanması hedeflenmektedir. Böylece gerek mahkemelerimiz arasında, gerek mahkemelerimizle kamu kurum ve kuruluşları arasında yargı ile ilgili bilgi ve belge akışı sür’atlenecek; hak arama özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı, Anayasa’mıza ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uygun biçimde gerçekleşecektir.
Geçen yıl, Hava Elektronik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ya da kısaca Havelsan ile Ulusal Yargı Ağı Projesi’nin birinci aşamasına ilişkin sözleşmeyi imzalamıştık. Bu gün ikinci aşamaya geçiyoruz.
Sözleşmenin toplam maliyeti 160 milyon dolar
Ulusal Yargı Ağı Projesi tamamlandığı zaman bu sözleşmenin toplam maliyeti 160 milyon dolar olarak hesaplanmaktadır. Bu günkü kur üzerinden bunu 135 trilyon Türk lirası olarak ifade edebiliriz. Proje’nin 2004 yılı sonunda tamamlanması hedeflenmektedir.
Proje’nin geçen yıl imzalamış olduğumuz sözleşme çerçevesindeki birinci aşaması ile ilgili çalışmalar halen devam etmektedir. Birinci aşamanın maliyeti, 2.552.037.000.000 Türk lirasıydı. O zaman imzaladığımız sözleşme gereğince Adalet Bakanlığı merkez teşkilâtında altyapı ve donanım çalışmaları tamamlanmış; yazılım çalışmaları test seviyesine getirilmiştir.
Şimdi bu gün imzalayacağımız sözleşmenin konusunu oluşturan ikinci aşamada ise yargının daha ekonomik ve hızlı çalışabilmesi için Cumhuriyet savcılığı ve mahkeme ile infaz işlemlerinin bilgisayar aracılığıyla yapılması, karar destek sistemi ve bilgi bankası kurulması, dosya ve evrakın yüksek mahkemelere gidiş-dönüş ve incelenmesi, kararın kesinleşmesi, cezanın infazı ve adlî sicile intikalinin bilgisayar teknolojisi ile gerçekleştirilmesi, dava taraflarının duruşma gününü internet’ten öğrenebilmesi, böylelikle davayı takip edebilmelerinin sağlanması amaçlanmaktadır.
Taşra birimlerinin otomasyonu
Ulusal Yargı Ağı Projesi’nin ikinci aşamasının bir bölümünü oluşturan taşra birimlerinin otomasyonu da, Devlet İhale Kanunu’nun 71. maddesine göre Havelsan’a yaptırılmaktadır. Bu aşamada yapılacak taşra birimleri otomasyonunun toplam maliyeti, 11.164.411.880.000 Türk lirasıdır. Bunun 2.552.015.500.000 Türk lirası yazılım analizi için, 6.157.170.380.000 Türk lirası yapısal kablolama için ve 2.455.226.000.000 Türk lirası ise donanım için öngörülmüştür. Bu rakamlara KDV dahildir.
İkinci aşamayı oluşturan taşra birimleri otomasyonu ile ilgili olarak 2001 yılında 25 birimimizde analiz çalışmaları yürütülecek, 23 birimimizde yapısal kablolama çalışmaları yapılacak; ayrıca 737 bilgisayar ile 41 yazıcı satın alınarak yerlerine konulacaktır.
Yazılım analizi yapılacak olan birimleri şöyle sıralayabiliriz:
Önce analizi yapılacak olan pilot birimleri: Ankara Adliyesi, Ankara İdare, Vergi, Bölge İdare Mahkemeleri, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi, Ankara Açık-Kapalı Cezaevi, Ankara Keçiören Çocuk Islahevi, Elmadağ Çocuk Cezaevi, Ankara-Sincan F Tipi Cezaevi, İstanbul Adlî Tıp Kurumu, Ankara Adlî Tıp Kurumu Grup Başkanlığı, Konya Adlî Tıp Şube Müdürlüğü, Ankara Adalet Meslek Lisesi, Ankara Hâkimevi ve Antalya Dinlenme Tesisleri.
Analizi yapılacak olan test birimleri: İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi, Yozgat Adliyesi, Trabzon Adliyesi, Kızılcahamam Adliyesi, Ayaş Adliyesi, Adana Devlet Güvenlik Mahkemesi, Çorum Açık-Kapalı Cezaevi, İzmir Çocuk Islahevi, Kocaeli F Tipi Cezaevi, İzmir Adlî Tıp Grup Başkanlığı, Antalya Adlî Tıp Şube Müdürlüğü, Bolvadin Adalet Meslek Lisesi, İstanbul Hâkimevi ve Gökçeada Dinlenme Tesisleri.
Yapısal kablolaması yapılacak pilot birimler: Ankara Adliyesi, Ankara İdare, Vergi ve Bölge İdare Mahkemeleri, Keçiören Çocuk Islahevi, Elmadağ Çocuk Cezaevi, Ankara Sincan F Tipi Cezaevi, Ankara Adalet Meslek Lisesi.
Yapısal kablolaması yapılacak test birimleri: İstanbul Sultanahmet Adliyesi, Yozgat Adliyesi, Kızılcahamam Adliyesi, Ayaş Adliyesi, İzmir Çocuk Islahevi, Kocaeli F Tipi Cezaevi.
Yapısal kablolaması yapılacak ek birimler: Antalya, Aydın, Beypazarı, Bursa, Diyarbakır, Isparta, Kayseri, Kocaeli, Konya, Muğla ve Trabzon Adliyeleri.
Böylece Proje’nin adının baş harflerine göre kısaca UYAP olarak adlandırdığımız Ulusal Yargı Ağı Projesi gerçekleşme yolunda çok önemli bir aşamaya gelmiş bulunmaktadır.
2004 yılında e-devlet
Bundan sonraki yıllarda da Proje’nin geri kalan bölümlerinin uygulanmasına geçilecek ve 2004 yılı sonunda Türkiye, yargıda bu gün artık kısaca “e-devlet” ya da “elektronik devlet” denilen aşamayı yakalamış olacaktır.
Ben, genel olarak bu açıklamalarla yetiniyorum. Şimdi Havelsan Yönetim Kurulu Başkanı da Proje hakkında kısa teknik bilgi arz edecektir. Ondan sonra sözleşme imzalanacaktır. Daha sonra da sizlerin soracağınız sorulara cevap vermeğe çalışacağız.
Sorular ve Cevaplar
Proje kapsamında internet aracılığıyla yargılanma söz konusu mu?
Türk: Hayır, internet aracılığıyla yargılama söz konusu değil, sadece internet’in sağlayacağı kolaylıklardan yararlanma söz konusu.
Duruşma günleri öğrenilecek mi?
Türk: Duruşma gününün öğrenilmesi veya bir dilekçenin mahkemeye sunulması internet aracılığıyla olabilir veya verilen kararın örneği internet aracılığıyla alınabilir. Bu kolaylıklardan yararlanılabilir. Yoksa yargılama mahkemeler tarafından yapılır.
Diğer kurumlar ile bütünlesmesi olacak mı?
Türk: Tabi ki… Ulusal Yargı Ağı Projesi, diğer kamu kurum ve kuruluşları ile bütünleşebilecek biçimde hazırlanmaktadır. Örneğin kamuda Kamu-Net, Takbis ve Mernis projeleri vardır. Bu bütünleşme sayesinde bir nüfus kaydının ya da bir tapu kaydının örneği birkaç dakika içinde mahkeme önüne getirtilebilecektir.
Bugün bu çeşit kayıtların elde edilmesi için yazılar yazılmakta, duruşmalar ertelenmekte, istenen bilgi veya belge gelmediğinde tekrar erteleme yoluna gidilmektedir. O nedenle Ulusal Yargı Ağı Projesi Türkiye’de adalet hizmetlerinin hızlanması bakımından çok büyük bir işlevi yerine getirecektir. Artık daha önce haftalarca ya da aylarca süren yazışmalara gerek kalmayacaktır. Tabiî, bunun tam olarak işleyebilmesi, sistemin kamu kesimindeki benzeri diğer sistemlerle bütünleşmesine bağlıdır.
Ayrıca biz, Türkiye’nin uluslararası ilişkileri çerçevesinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne ya da ileride Avrupa Birliği’ne üyelik durumunda Avrupa Birliği Adalet Divanı’na kadar da sistemi genişletmeyi düşünüyoruz. Yani onlarla da bilgi ve belge akışı sağlanacaktır.
Projenin devamlılığında bir aksama olabilir mi?
Türk: Bu Proje’nin aksamaması gerekir. Çünkü adalet, devletin en temel işlevidir. O nedenle Türkiye’nin zaten gecikmiş olduğu bir konuda bu Proje’nin gerçekleştirilmesi için gereken ödenekleri ayırması zorunluğu vardır. Zaten Proje’nin bir yılda değil, beş yıl içinde gerçekleştirilmesi söz konusudur. 2004 yılı sonuna kadar kademe kademe bu Proje uygulamaya konulacaktır.
Şüphesiz ülkenin ekonomik sıkıntıları her şeyi etkilemektedir. Ancak Adalet Bakanlığı, zaten genel bütçeden en az pay alan bakanlıklar arasındadır. Örneğin 2001 yılında Adalet Bakanlığı’nın genel bütçeden aldığı pay binde 9.96 oranındaydı. Biz, bunun artırılmasını istiyoruz ve Ulusal Yargı Ağı Projesi için gerekli ödeneklerin önümüzdeki yıllarda da düzenli bir biçimde ve gereken miktarda konmasını bekliyoruz. Çünkü bu konuda daha fazla gecikmenin zararı, Proje için yapılacak olan masraftan çok daha fazladır.
27 Eylül 2000 tarihinde ilk sözleşmenin yapıldığında Prof. Dr. Hikmet Sami Türk’ün konuşmasından özet bilgiler
Birinci aşamada ortaya çıkacak olan sistem, ayrıca ikinci aşamaya temel teşkil edecek sistemin merkezi olarak hizmet verecektir. Birinci aşamayla ilgili çalışmaların yürütülmesi, Devlet İhale Kanunu’nun 71. maddesine göre Hava Elektronik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, kısa adıyla HAVELSAN ile imzalayacağımız sözleşme çerçevesinde sağlanacaktır. HAVELSAN tarafından yapılacak olan Adalet Bakanlığı Ulusal Yargı Ağı Projesi’nin birinci aşamasının maliyeti, yazılım, donanım ve iletişim alt yapısı, KDV dahil olmak üzere, toplam 2.552.037.000.000 Türk Lirasıdır. Bu gün imzalayacağımız Sözleşme 2001 yılına da sâri olacaktır. Sözleşme’de öngörülen hususların imza tarihinden itibaren 14 ay içinde tamamlanması ve en geç 1.12.2001 tarihine kadar sistemin çalışır vaziyete getirilmesi sözleşmenin temel amacıdır. HAVELSAN, Bakanlığımız için kuracağı sistemlerle ilgili her türlü eğitim hizmetlerini de verecek, garanti sonrası bakım ve onarımla ilgili diğer hususları da yerine getirecektir.
İkinci aşama ise, Ankara pilot bölge olarak kabul edilmek suretiyle kademeli olarak sistemin bütün Türkiye’yi kapsamı içinde alması biçiminde yürütülecektir. İkinci aşamada yargının daha ekonomik ve hızlı çalışabilmesi için Cumhuriyet savcılığı, mahkeme ve infaz işlemlerinin bilgisayar aracılığıyla yapılmasına, karar destek sistemi ve bilgi bankası kurulmasına, dosya ve evrakın kurmayı düşündüğümüz istinaf mahkemeleri ve Yargıtay’a, idarî yargıda bölge idare mahkemeleri ve Danıştay’a, kısaca yüksek mahkemelere gönderilmesi, incelenmesi, kararın kesinleşmesi, cezanın infazı ve adlî sicile intikalinin bilgisayar teknolojisiyle gerçekleşmesi, dava taraflarının duruşma gününü internet’ten öğrenmesi, hatta belki dava dilekçelerinin doğrudan doğruya bu bilgisayar sistemine girilerek verilebilmesi ve Türkiye’deki bütün adlî ve idarî yargı birimlerinin sistem içinde birbirine bağlanması gerçekleştirilecektir. Bu başarıldığı takdirde Türkiye, yargı reformu alanında, ileriye doğru çok büyük bir adım atmış olacaktır. Böylelikle bütün mahkemelerimizin kendi aralarında ve yüksek mahkemelerle, ayrıca kamu kesiminde kurulacak olan Kamu-Net gibi diğer bilgisayar ağlarıyla bütünleşerek bilgi ve belge akışının en kısa zamanda gerçekleştirilmesi sağlanacaktır. Bu başarıldığı takdirde, artık bir davada gerekli olan bir belgenin veya bir kayıt örneğinin örneğin nüfus idaresinden ya da tapu sicil dairesinden getirtilmesi için haftalar veya aylar beklenmeyecek, bu yüzden duruşmalar ertelenmeyecek; kararlar kısa zamanda verilebilecektir. Avukatlarımız, dava süresini kaçırmamak için dilekçelerini bu sistemle mahkemelerimize ulaştırabileceklerdir.
Kopenhag Kriterleri ve Adalet Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri
Sayın Başbakan Bülent Ecevit’in açıklamış olduğu, Kopenhag kriterlerine uyum çerçevesinde yapılacak çalışmalar arasında öncelikle ele alınacağı belirtilen Adalet Bakanlığı’nın Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı’nda bir Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı’nın Adalet Bakanlığı’nın birimleri arasında yer alması öngörülmüştür.
Tasarı’ya göre, Bakanlık merkez ve taşra teşkilâtı ile bağlı kuruluşların ilgili birimleriyle işbirliği yaparak bilgi işlem sistemini kurmak, işletmek, bakım ve onarımlarını yapmak veya yaptırmak, bunlara ait hizmetleri ilgili birimlerle birlikte yürütmek, bilgi işlem projeleriyle ilgili olarak Bakanlık birimleri arasında koordinasyonu ve işbirliğini sağlamak; ilgili birimlerle işbirliği yaparak bu birimlerin derlediği hukukî mevzuatı, yüksek mahkemelerin içtihatlarını, bilimsel yayınları, ülkemizin üyesi olduğu uluslararası kuruluşlarca yapılan düzenlemeleri, yargı yetkisi tanınan uluslararası mahkemelerin kararlarını ve gerekli görülen diğer konuları değerlendirerek bilgi işlem ortamına aktarmak ve kullanıcıların hizmetine sunulmasını sağlamak; bilişim teknolojisindeki gelişmelere uygun olarak daha etkin ve verimli bilgi, belge ve iş akışı düzenini kurmak, buna yönelik yazılımları üretmek veya sağlamak, yeni kurulacak olan Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı’nın çeşitli görevlerinden sadece bazılarıdır.
Bu, Hükümet Programında da yer alan yargı reformunun çok önemli bir ayağını teşkil edecektir. Çünkü yargı hizmetlerinin olabildiğince sür’atle, davaların en az giderle, makul bir süre içinde sonuçlandırılmasını sağlayacak biçimde yürütülmesi, bilgisayar ulusal yargı ağının kurulmasını zorunlu hâle getirmiştir. İmzalayacağımız Sözleşme bunu gerçekleştirmeye yöneliktir.
Bu Sözleşme, aslında iki aşamalı bir planın birinci aşamasıyla ilgilidir. Bu aşamada Adalet Bakanlığı’nın merkez teşkilât birimlerinde günlük çalışmaların bilgisayar yardımıyla yapılması ve tüm verilerin, veri tabanlarında tutulup bilgisayar ağı kurularak izlenmeye başlanması, diğer kamu kurumları ve uluslararası kuruluşlarla bilgi alışverişi yapılması amaçlanmıştır.
Yargı Hizmetlerinde Kalite Yükselecek
Böylelikle Türkiye’de yargı hizmetlerinde kalite yükselmiş olacaktır. Doğal olarak bunun başarılabilmesi, bütün yargı personelinin, bu sistemi kullanabilecek duruma getirilmesine bağlıdır. O nedenle, bir yandan ulusal yargı ağı projesinin yazılımı, donanımı ve iletişim sistemi kurulurken; bir yandan da hâkimlerimizin ve savcılarımızın, adliye personelimizin, icra daireleri ve ceza infaz kurumları personelimizin bu yeni teknolojiyi kullanabilecek biçimde yetiştirilmesi gerekecek.
Kısaca denebilir ki, sistemin başarıya ulaşabilmesi, Adalet Bakanlığı’nda ve yargıda görev alan herkesin, sistemin gereklerini yerine getirebilecek bir eğitimden geçmesi sayesinde mümkün olabilecektir. Biz, bu gün imzalanacak Sözleşme ile birinci aşamanın gerçekleşmesinin arkasından, bütün bu düşüncelerimizin en geç 2004 yılı sonunda Türkiye’de gerçekleşmesini amaçlıyoruz.
Bu amaçla gerekli ödeneklerin verilmesi için Devlet Planlama Teşkilâtı ve Maliye Bakanlığı nezdinde gerekli girişimlerde bulunulmuştur. Bu Proje’nin yürütülmesi, 2001, 2002, 2003 ve 2004 yılları için bu günkü fiyatlarla 100 trilyon liraya yakın bir ödeneğin verilmesini zorunlu kılmaktadır. Proje’nin toplam maliyeti, 160 milyon dolar olarak hesaplanmıştır. Türkiye’de Adalet Bakanlığı’nın genel bütçeden aldığı pay, maalesef son yıllarda çok düşük olmuştur. Bu anlayış devam ettiği takdirde, bu Proje’nin gerçekleştirilmesi mümkün olamaz. Ama Türkiye’nin bu alandaki gecikmesinin bedeli, çok daha ağır olur. Çünkü adaletin makul bir süre içinde ve hakkaniyete uygun olarak yerine getirilmesi hukuk devletinin temelidir.
Türkiye’nin gerek Anayasası, gerek uluslararası sözleşmeler çerçevesindeki yükümlülükleri bunu gerektirmektedir. İşte bu amaçlara ulaşılabilmesi, şimdi imzalayacağımız Sözleşme ile çekirdeğini oluşturmaya başlayacağımız sistemin Türkiye’de en kısa zamanda gerçekleştirilmesini zorunlu kılmaktadır. Biz bunun en geç 2004 yılı sonunda gerçekleştirilmesini amaçlıyoruz ve bunun için önümüzdeki yılların bütçelerine bu konuda yeterli ödenek konmasını istiyoruz. Bu konudaki girişimlerimiz devam edecektir.