Son dönemde bankacılık sistemlerine ve son kullanıcılara yönelik siber tehditler giderek artıyor. Özellikle smartphone ve tablet cihazların benimseme kazanmalarıyla birlikte bu saldırıların da mobile doğru kaydığı bir dönem yaşıyoruz. Turk-internet.com olarak bu sektördeki uygulamaları ve trendleri daha net anlayabilmek için bankacılık sektörüne güvenlik çözümleri sağlayan Kobil firmasının Türkiye Ülke Müdürü Ümit Yaşar Usta ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Söyleşimizin ilk kısmını yazının devamında okuyabilirsiniz.
turk-internet.com: Merhaba Ümit Bey. Önce kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
Ümit Yaşar Usta: İsmim Ümit Yaşar Usta ve Kobil’de 13 yıldır çalışıyorum ve şu anki görevim Kobil Türkiye Ülke Müdürü. Kobil’de çalışmaya önce Araştırma-Geliştirme mühendisi olarak başladım ve daha sonra Türkiye operasyonlarından sorumlu olarak görev aldım. Türkiye’de yaşadığımız başarı neticesinde Almanya’daki Kobil’in Merkez ofisinde Uluslar arası İş Geliştirme ve daha sonra Pazarlama Departmanı yöneticiliği gibi farklı pozisyonlarda görev aldım.
Yaklaşık 5 yıl yurt dışında yaşadıktan sonra ülkeme dönmenin zamanının geldiğini düşündüm ve tekrar Türkiye’ye geldim ve şimdi burada bir yandan Kobil’in Türkiye operasyonlarını yürütüyorum bir yandan da Kobil’in uzun vadede yatırım yapabileceği alanlar ve ürünler üzerine çalışmalar yapıyorum.
turk.internet.com: Kobil özellikle e-bankacılık ve güvenlik konusunda tanıdığımız bir firma ama 2013 yılı sizin için nasıl geçti, 2014’ten beklentileriniz nelerdir ve ne gibi projeleriniz mevcut biraz bahseder misiniz?
Ümit Yaşar Usta: Öncelikle, Kobil’in global çapta bir firma olduğunu belirtmemiz gerekiyor. Merkezimiz Almanya’da olduğu için özellikle Almanya ve İsviçre bankalarında çok güçlü bir konumdayız. Firma sahibimizin (İsmet Koyun) bir Türk olması ve burada yani Türkiye’de bir ofis açması nedeniyle de buradaki pazara giriş yaptık ve Türkiye’de 12 bankayla çalışmalarımız devam ediyor. Bizim geçmiş yıllarda daha çok akıllı kartlar ve USB Token cihazlara dayalı olan tek seferlik şifre ve dijital imza gibi donanım tabanlı güvenlik çözümlerimiz vardı.
Fakat son 2 yılda mobil alana çok ciddi bir yatırım yapmaya karar verdik çünkü Android ve iPhone telefonların yaygınlaşmasıyla birlikte artık insanlar ceplerinde birer bilgisayar taşımaya başladılar. Bu telefonların kullanım alanları arttığı ve kullanım kolaylığı da geldiği için, bu cihazlar artık bir güvenlik aracı olarak da hizmet vermeye başlamış durumda. Bizim de bu alanda geliştirdiğimiz Application Securtiy Technology yani Uygulama Güvenlik Teknolojisini 2012 yılında piyasaya sürdük. 2012’nin ikinci yarısı ve 2013’te hedefimiz ilk müşterilerimizi kazanmak ve bu yeni teknolojiyi son kullanıcılarla buluşturmaktı.
aşta Alman ve İsviçre bankaları olmak üzere ilk müşterilerle çalışmalarımızı yaptık ve bu ürün özelinde Türkiye’de de VakıfBank ve Denizbank’la çalışmalarımız devam ediyor. Tabi şuan görüşmeler sürdüğü için ismini veremeyeceğim 2 banka da bu çözümü hayata geçirme noktasındalar. 2013’te mobil güvenliğe yoğunlaşarak yazılım tabanlı güvenlik çözümlerimizi hayata geçireceğiz ve 2014’te de hedefimiz bunu yaygınlaştırmak ve daha çok servis modellerine yoğunlaşmak üzerine kurgulu. Bankaların güvenlik konusunda herkesin kendi yatırımlarını yapması ve kendi operasyonlarını yürütmesi yerine daha merkezi ve tüm bankalara hizmet sunabilen servis modellerine yönelmek istiyoruz.
turk.internet.com: Peki biraz da mobil bankacılıktaki trendlerden bahsedebilir misiniz? Güvenlik bankalarda önemli kıstaslardan birisi ama mobil kanalın çok hızlı geliştiğini görüyoruz ve sanki güvenlik biraz bu gelişim hızının gerisinde kalıyor gibi gözüküyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
Ümit Yaşar Usta: Sizin de söylediğiniz gibi mobil bankacılık gerçekten de çok hızlı gelişti. Özellikle 2008’den sonra iPhone’un çıkmasıyla beraber ve Android’in de 2010’da gelişiyle birlikte ne son kullanıcıların ne de bankaların beklemedikleri çok hızlı bir benimseme yaşandı. Eskiden cep telefonlarını daha çok konuşma ve SMS ağırlıklı kullanırken artık cep telefonları üzerine indirdiğiniz uygulamalar vasıtasıyla chat yapabildiğiniz veya farklı sunuculara bağlanıp bir takım hizmetler alabildiğiniz cihazlara dönüştü.
Dolayısıyla burada o kadar hızlı bir dönüşüm oldu ki, bankalar da bu noktada eski model telefonlarda denedikleri ama yaygınlaştıramadıkları mobil bankacılık konsepti için ciddi bir alan bulmuş oldular. Burada tabi hız ve rekabet ön planda ve dolayısıyla bankaların 1. öncelikleri müşterileri için kullanım kolaylığını sağlamak oldu. Yani mobil bankacılık uygulamalarındaki en önemli kıstas rahat dağıtılabilip aktive edilebilen uygulamalar olmasıydı.
Tabi ki bankalar güvenlik konusunda da ellerinden gelen bir takım iyileştirme çalışmaları yaptılar ama güvenlik sonuçta dipsiz bir kuyu ve sürekli güncellenmesi, sürekli daha iyisinin ve daha yenisinin eklenmesi gereken bir konu. Dolayısıyla burada bir açık söz konusu oldu. Biz Kobil olarak önümüzdeki yıllardaki trendlerde de kullanım kolaylığının yanında güvenliğin de mutlaka ön plana çıkacağını düşünüyoruz.
Görüştüğümüz bankalar da aslında bu argümanı destekliyor. Yani ilk olarak tıpkı inşaat sektörünün patlaması ve her yere patır kütür binalar yapılması gibi bir mobil bankacılık dalgası geldi, çok hızlı gelişti ve şimdi artık temellerinin sağlamlaştırılması lazım. Yarın insanlarının başlarının ağrımaması, huzurlu bir biçimde bankacılık hizmetlerini kullanabilmeleri için güvenlik çözümlerinin de mobile mutlaka entegre edilmesi gerekecek.
SÖyleşinin devamını yarın okuyacaksınız..