Milli Uzay Programı oluşturmaya yönelik programı biçimlendirmek için Gebze’de çalıştay düzenlendi. İki gün süren çalıştayın kapanış oturumunda konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Uzay ajansıyla nihai hedefimiz; havacılık ve uzay teknolojilerinde sonuç odaklı stratejiler uygulayıp Türkiye’yi bu alanda dünyada lider ülkeler arasına taşımaktır.” dedi.
Bu hedefin çok iyi tanımlanmış bir yol haritasıyla mümkün olduğunu ifade eden Bakan Varank, “Sizlerin de katkılarıyla biçimlenecek Milli Uzay Programı bu işin çıkış noktası olacak.” diye konuştu.
Türkiye Uzay Ajansı Milli Uzay Programı Çalıştayının kapanış oturumuna Bakan Varank’ın yanı sıra Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç katıldı.
Çalıştayda Varank, bir çağrıda bulunarak, “Milli Uzay Ajansımızın logosunu tüm Türkiye’nin katkısıyla tasarlamak istiyoruz. Bu alanda da sizlerden katkılarınızı bekliyoruz.” dedi ve bir ilke şahitlik ettiklerini söyledi. Türkiye Uzay Ajansı kurulması konusunun 20 yıldır konuşulan bir husus olduğunu kaydeden Varank, “Bayrağında ay yıldız olan bir ülke için aslında ne kadar geç kalınmış değil mi?” diye sordu.
Milli çıkarları uzayda da koruyacak bir yapı için ilk somut adım geçen ay atılmış ve Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Türkiye Uzay Ajansı kurulmuştu. Ajansın, uzay ve havacılık konusunda izleyeceği yol haritasını belirleyecek Milli Uzay Programı için çalıştay düzenlendi.
Varank, bakanlığa gelir gelmez ilk gündem maddesinin ajansın kurulması olduğunu ifade ederek, “Kısa sürede hazırlıklarımızı tamamladık, tüm tarafların mutabakatını alarak ajansımızı cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurduk. Bakanlığımızın ilgili kurumu olan Türkiye Uzay Ajansı’nın merkezi Ankara’da olacak. Hukuki hazırlıklarımızı tamamlayarak, teşkilatı hızla kurmayı planlıyoruz. Ajansımız ülkemizi uluslararası arenada temsil edecek.” dedi.
Eşgüdüm ve yönetişime önem verdiklerinin altını çizen Varank, “Şöyle ki; dağınık yürüyen uzay ve uydu teknolojileri faaliyetleri artik tek elden koordine edilecek. Böylelikle farklı kurumların benzer projelere kaynak ayırmasının önüne geçilecek. Uzay teknolojilerine ilişkin projelerde rol oynayan, enstitülerimiz, üniversitelerimiz, firmalarımız, sivil toplum kuruluşlarımız, kamu idarelerimiz, yani tüm paydaşlarımızla Türkiye Uzay Ajansı güçlü bir yönetişim modeli içinde çalışacaklar“ diye konuştu.
Varank, fırlatma teknolojilerinden yer istasyonlarına, elektronik istihbarat uydularından küresel konumlama uydularına milli teknoloji hamlesinin stratejik adımlarına ajansın öncülük edeceğini belirterek, “Şu an devam eden TÜRKSAT 6A haberleşme uydu projesi, metre altı çözünürlüğe sahip İMECE uydusu ve MİYEG yer istasyonu gibi stratejik projeler ajansın desteğinde daha etkin ilerleyecek.” dedi.
Bu alanda geliştirilen teknolojilerin sosyo-ekonomik kalkınmaya büyük çapta katkı sağladığını, çarpan etkisi oluşturduğunu ifade eden Varank,“NASA’nın 2 binin üzerinde uzay teknolojileri bazlı yeni ürün çıkarması, bu noktada verilebilecek en iyi örneklerden birisi sanırım. MR cihazları, GPS, lazer ameliyatları ve kemoterapi uygulamaları gibi ürünler, bu alanda yapılan çalışmaların somut meyveleri oldu.” diye konuştu.
Varank, Türkiye teknoloji alanındaki ilk testini savunma sanayisinde verdiğini bildirerek, şöyle devam etti: ”Cumhurbaşkanımızdan aldığımız vizyonla, uluslararası savunma sanayi üreticilerine taşeronluk yapmak yerine, tam bağımsız Türk savunma sanayini oluşturmayı hedef seçtik. Bu amaçla yerli ve milli teknolojilerin geliştirilmesi adına çok çalıştık. Hamdolsun, bu alanda elde ettiğimiz başarılara her gün yenileri ekleniyor. Stratejiden, özgün tasarıma, alt yapı kurulumundan, teknoloji geliştirmeye, prototipten ticarileşmeye kadar her aşamada, aynı disiplin ve kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz. İşte uzay teknolojileri de bize yeni ve benzersiz bir gelişme ekseni sunuyor.Bu ekseni şekillendirmek, hedefleri somut bir vizyonla ortaya koymak ve ilerlemeleri düzenli bir şekilde takip etmek uzay ajansımızın görevi olacak. Bugün ilk nüveleri oluşan Milli Uzay Programı tam da bu açıdan çok mühim. İşin hem teknolojik hem de beşeri boyutu üzerinde sağlam bir beyin fırtınası gerçekleştirdiniz. Çıkacak sonuçları büyük bir merakla bekliyorum. Bir sonraki aşamada, burada mutabık kalınan fikirlerin hayata geçirilmesi için idari ve mali düzenlemelere odaklanacağız.İşin insan kaynakları boyutu başarıya giden yolun temel anahtarı. Alanda çalışan siz değerli hocalarımız ve araştırmacılarımızla her türlü işbirliğine açığız. Yeri gelmişken aramızda bulunan çok değerli bazı isimlerden bahsetmek istiyorum. Ahmed Akgiray burada. Kendisi Mars’a inen robot Curiosity’nin otomatik iniş radarının tasarım ekibinde. Uydular için ion motor tasarlayan Murat Çelik de aramızda. Toros 230 ve 260 roket motorlarını geliştirenlerden Mehmet Ali Ak ve mekanik tasarımcısı Sadık Murat Yüksel de bizlerle.Hibrit roket motoru tasarlayan ekibe liderlik eden Arif Kocabeyoğlu da bizimle birlikte. Son örneğim de, Feza Arıkan hocamız. Kendisi iyonesferin uydu haberleşmesine etkisi alanında uluslararası gururumuz. Odağına havacılık, uzay ve savunmayi alan ülkemizin en büyük sanayi kümelenmesi Saha İstanbul da bu çalıştaya katkı sağlıyor.Uzay ajansıyla nihai hedefimiz; havacılık ve uzay teknolojilerinde sonuç odaklı stratejiler uygulayıp Türkiye’yi bu alanda dünyada lider ülkeler arasına taşımaktır. Bu hedefin karşılanması ortak akılla, çok iyi tanımlanmış bir yol haritasıyla mümkün. Sizlerin de katkılarıyla biçimlenecek Milli Uzay Programı bu işin çıkış noktası olacak. Buradan bir çağrı da yapmak istiyorum. Milli Uzay Ajansımızın logosunu tüm Türkiye’nin katkısıyla tasarlamak istiyoruz. Bu alanda da sizlerden katkılarınızı bekliyoruz.”
Gebze’de iki gün süren çalıştayda, Milli Uzay Programını oluşturacak uzay bilimleri ve teknolojileri, uzay uygulamaları, fırlatma ve malzeme teknolojileri, uzay hukuku, uluslararası ilişkiler ve finansman konuları ele alındı. Çalıştaya, ilgili bürokratların yanı sıra akademisyenler ve özel sektör temsilcileri katıldı.