Vodafone, COVID-19 salgını sırasında ve sonrasında çalışan ebeveynler üzerindeki etkiyi anlamak ve işverenlerin destek sağlama konusundaki rolünü ve COVID sonrası plan ve amaçlarını belirlemek için bir araştırma gerçekleştirdi. Vodafone’un inisiyatifinde kurulan uluslararası Change The Face Birliği adına yapılan araştırma, esnek çalışma konusunda işveren politikalarının süregelen önemini vurgularken, kariyer veya ücret ilerlemesinin sadece çocuk bakımı ve ev sorumluluklarını dengeleyebilen çalışan anneler ile sınırlı kalmaması gerektiğini gösteriyor.
Vodafone Grubu’nun Change The Face Birliği’nin oluşumunda öncü rol oynayan Herkes İçin Dahiliyet Komitesi’nin Başkanı, Vodafone Grubu Dünya İcra Kurulu Üyesi ve Avrupa CEO’su Serpil Timuray şunları söyledi:
“Ebeveynlerin çoğu COVID-19 döneminde çocuklarıyla daha fazla zaman geçirmekten mutluluk duysa da, çalışan anneler daha çok çocuk bakımı ve ev işi sorumluluğu üstlendiğinden, bu durum iş performanslarını ve bazı durumlarda kariyer gelişimlerini etkiledi. Salgının ötesine geçerken, işverenler de, her düzeyden çalışan için çeşitliliğe ve kapsayıcılığa değer veren bir işyeri oluşturma fırsatından en üst düzeyde yararlanmak için esnek çalışma ve benzeri destek politikalarını sürdürmelidir.”
6 ülkede 3.000 kişiyle görüşüldü
Araştırma için Şubat 2022’de İngiltere, Güney Afrika, İtalya, Almanya, İspanya ve Türkiye’den, üçte ikisini annelerin oluşturduğu yaklaşık 3.000 çalışan ebeveyn ile çevrimiçi olarak görüşüldü. Araştırmaya göre:
- Çocuk bakımı baskılarından aslan payını aldığını belirten annelerin oranı neredeyse iki kat fazla ve bunun sonucunda her 4 kişiden 1’i ücretli işine daha az zaman harcadığını kabul ediyor; ancak, çoğu, çocuklarla geçirilen zamanı olumlu olarak değerlendiriyor.
- Annelerin yaklaşık yarısı, artan çocuk bakımı baskıları nedeniyle iş performanslarının olumsuz etkilendiğini ve her 4 anneden 3’ü denge sağlamak için önceden plan yapmanın çok önemli olduğunu belirtti.
- Dört anneden üçü, salgın süresince daha fazla destek görmüş olmayı dilediğini söylerken, bu durum, işverenlerin gelecekte tüm ebeveynlere duygusal ve işlevsel destek sunma konusunda önemli bir rol oynayacağını gösterdi.
- Anneler dirençli olmaya devam ediyor – dörtte üçü, gelecekte iş-yaşam dengesini koruyabileceğinden emin ve çoğu, kendileri ve gelecekteki kariyerleri konusunda olumlu ve istekli hissediyor.
Araştırmada, salgın sırasında ve sonrasında çalışan anneler (A) ve babalar (B) ile ilgili dört temel konu incelendi:
COVID-19’un çocuk bakımı ve ev yönetimi üzerindeki etkisi
- Çocuk bakımı söz konusu olduğunda, annelerin %69’u baskının çoğunu üstlendiğini söylerken, %62’si salgın başladığından beri çocuk bakımını hayatının diğer unsurlarıyla dengeleme konusunda stres hissettiğini belirtti.
- Ebeveynler, özellikle çocuklarına bakmak veya onlar için bir şeyler yapmak (A: %72, B: %73), çocuklarının eğitimini yönetmek (A: %69, B: %68), genel hane halkı yönetimi (A: %67, B: %65) veya diğer bakım sorumlulukları (A: %66, B: %64) için önemli ölçüde daha fazla zaman harcadılar.
- Salgın, çocuk bakımı ve ev sorumluluklarının paylaşımı konusunda olumlu bir etki yaratırken, salgının başlangıcından günümüze kadar olan fark kapanmaya başladı. Bu sorumlulukları üstlenmek, sonuçta en çok kendilerine (A: %36, B: %30) ve ücretli işlerine (A: %27, B: %19) daha az zaman ayıran anneleri olumsuz etkiledi.
- Salgından kaynaklanan zorluklara rağmen, her beş ebeveynden dördü çocuklarıyla daha fazla zaman geçirmekten keyif aldığını söyledi.
COVID-19’un çalışma düzenleri üzerindeki etkisi
- Her beş ebeveynden ikisi, salgın nedeniyle çalışma düzeninde değişiklik yaparken beşte birden fazlası kariyerinde veya yaptığı işin türünde değişikliğe gitti. Ebeveynlerin üçte biri işyerini değiştirirken, beşte biri de değişim yapmayı planladığını belirtti.
- Hem anneler hem de babalar, çocuk bakımı ve işleri arasında denge kurmanın işyerindeki performanslarını olumsuz etkilediğini hissettiler (A: %44, B: %47); ancak, salgının durumu iyileştirip (A: %32, B: %35) iyileştirmediği (A: %33, B: %25) konusunda aynı görüşte değiller.
- Araştırma, tam zamanlı çalışan annelerin %53’ünün ve babaların %46’sının salgının doğrudan bir sonucu olarak evden çalıştıklarını ve evden çalışmak isteyen ancak şu anda bunu yapamayan çok az sayıda ebeveyn (A: %8, B: %10) olduğunu ortaya koydu.
- Tam zamanlı olarak evden çalışanlar için, anneler daha çok ortak bir alanda çalışmak zorunda kalırken (A: %21, E: %16), babaların özel bir çalışma alanına sahip olması daha mümkün olarak değerlendirildi (A: %25, B: %30).
- Salgın, tüm çalışanların kariyer gelişimi üzerinde de etki yarattı. Daha yüksek oranda baba, en büyük kaybının maaş artışı alamamak (A: %23, B: %32) olduğunu söylerken, çok sayıda anne de salgının mevcut rollerinde daha başarılı olmalarını (A: %22, B: %23) veya yeni iş bulmalarını engellediğini (A: %17, B: %14) belirtti.
İşverenin rolü
- Beş ebeveynden ikisi, iş ve çocuk bakımını dengeleme konusunda salgın sırasında aldığından daha fazla genel desteğe ihtiyaç duyduğunu ve çoğu ebeveyn, işverenlerine göre (A: %23, B: %27), eşlerinden (A: %60, B: %64) ve ailelerinden (A: %52, B: %23) daha fazla destek gördüğünü belirtti.
- Hem anneler hem de babalar, salgın sırasında işverenlerinden daha fazla destek görmeyi beklediklerini (A: %30, B: %35) ifade etti.
- Anneler, esnek çalışma (%44), ücretli hastalık izni (%51) ve ücretli doğum izni (%40) konularında işveren politikalarının varlığını “orta düzeyde” olarak değerlendirdi. Ancak, sunulan desteklerin kullanımı da, muhtemelen finansal nedenlerden ya da işyeri kısıtları sebebiyle “düşük” olarak gözlendi.
- Ebeveynler, işverenlerinin çocuklu çalışanlarının ihtiyaçlarını karşılamak için daha esnek olmaları gerektiğini artık anladıklarını (A: %77, B: %80), çocuklu çalışanları desteklemeyi önemsediklerini (A: %71, B: %70) ve aile dostu politikalar uyguladıklarını (A: %70, B: %71) belirttiler.
Salgın sonrası plan
- Ebeveynler, iş ve ev sorumluluklarını dengeleme becerileri konusunda olumlu düşünmeye devam ederken (A: %76, B: %81), annelerin sadece %3’ü kesinlikle denge kuramayacağını belirtiyor.
- Ebeveynlerin üçte birinden fazlasının olağandışı veya esnek saatlerde (A: %36, B: %37), evden veya normal iş yerinden uzakta (A: %36, B: %34) çalışmak istemesi nedeniyle, esnek çalışmanın gelecek yıl içinde önemli bir rol oynayacağı kabul ediliyor.
- Son iki yılın zorluklarına rağmen, ebeveynler kariyer gelişimi konusunda olumlu düşünüyorlar (A: %62, F: %67).