Onyedi yaşında —-bursla—ABD’ye okumaya giderken bir gece Rahmetli Anneannem Yüce Kuran-ı Kerim’i önüme koyup, göz yaşları içinde yemin ettirmeye çalıştı. “Söz ver, Hristiyan olmayacaksın”. Dayım kahkahalarla gülmeye başladı, “Anne” dedi, “bu hergele Müslüman olamadı ki, Hristiyanlığa kabul etsinler”. Doğru, sonra Yahudilik, Taoism, Budizm, Şintoizm, Şamanizm, Konfiçyanizm.. hepsinden başvurumuz geri döndü. Bir ara Satanistlerle ittifak arayışlarına girdik, güvenmediler. Öyleyse, artık bu limandan demir almanın zamanı geldi. Son dileğim, merkez solun birleşmesiydi, o da pek ufukta yok, öyleyse, bu yaralı kalbimi merkez solun tam göbeğine gömsünler.
Ah, ah, zor iş biliyorum. İki doktor, dört hemşire, bir de Pişkinsüt (Sn) nezaretinde değil göbeğini, iki eliyle zifaf gecesi……..(uzun bir duraklama) kulağını bulamayan merkez sol beni nereye gömecek. Merkez sağa gitsem? Yok, espriydi vallahi. Ben bile bu kadar aptal olamam değil mi? En iyisi yelpazenin ucundaki değerli partilere gitmek, çünkü onlar hepimizi nereye gömeceklerini çok iyi biliyorlar.
Keh keh keh..Daha çok beklersiniz. Kazık kakmak niyetindeyim. Yazdıklarımın doğru çıkmasıyla öğünen bir tip değilim (çünkü hiç biri doğru çıkmıyor), ama son yazımda oyun daha yeni başlıyor dedim. Oyun da poker. Ve pokerde ben Sn Yılmaz’ın karşısına oturmam da, Sn Derviş galiba hepimizi spor çoraplarında sallayacak. Perşembe gecesi yaptığı konuşmada hem elini belli etmedi, hem de “seni gördüm, iki misli” dedi. Bir bakalım ne yaptığına o konuşmada:
- Politikayı bırakmadı
- Konuşmayı Türk-İş Merkezinde yaparak, toplum örgütlerinin arkasında olduğunu ima etti.
- Sn Baykal’a sert çıkan Sn Cem’i hafif budadı
- AMA, Baykal’a da çok pas vermedi
- Topu hem CHP hem de YTP’nin sahasına attı
- Piyasaları rahatlattı
Diyeceksiniz ki, amma abarttın ya, Dervişkarmısın nesin, bu adam Türkiye’yi tanımadığı için akla-mantığa sığmayan işler yapıyor, bu arada da kendi kredibilitesini sıfıra indiriyor. Hindistan’da yere konan uzaylıların 7 kişiyi öldürdüğüne inanırım da buna inanmam. Şu ana kadar Sn Derviş hep saf olduğunu iddia etti, ve bu tiplerden ben çok korkarım. Ayrıca, Sn Derviş’in ekonomi bilimine ve Dünya Bankası vasıtasıyla diğer gelişmekte olan ülkelere yaptığı hizmetleri bilenler de herhalde bana katılır. Yok, politikayı bırakıp üniversiteye geri dönecekmiş. Citizen Derviş yapar, yapar da, sonra gece Sn Kathy Hanımın’ın yanına yattığında vicdanına nasıl anlatır birden çekip gitmeyi? Ona bel bağlayan yerli ve YABANCI dostları daha ikinci yarının başında “ben sakatlandım çıkmak istiyorum” diye hocaya işaret verenleri sevmezler.
Yapmaz demiyorum da, şu ana kadar yapmaya soyunduğu herşeye aykırı politikadan çekilmek. Ne oldu Türkiye’yi AB’ye taşımak? Onu da bir kenara bırak, basit ekonomik mantığa sığmıyor. Çekilip gitse, belki hiç bir sol parti Meclis’e giremeyecek. Ama, kalırsa, en azından birini sokar. O zaman? En basiti, elindeki kozları sonuna kadar oynuyor. Daha 11 Eylül’e kadar vakti var. O gün milletvekili aday listeleri Yüksek Seçim Kuruluna verilecek. CHP, YTP ve diğer bütün solun öksüzlerine akıllarını başlarına almak için zaman veriyor. O gün kendine bir parti bulur. Ya da… Birileri Sn Derviş’e akıl veriyor demiyelim de yol gösteriyor. Bu seçimin Türkiye ve Dünya için ne anlama geldiğini bilen ve radikal partilerin başa geçmesini hoş karşılamayan birileri. Son yazımdan bir alıntıyla sizi düşünmeye bırakıyorum: Daha oyun başlamadı bile. Sahnede dekorlar yerleştiriliyor, aktör ve aktöriyelere makyaj yapılıyor, hatta daha bazı rolleri kimin oynayacağı bile belli değil.