Gelişen teknoloji ve bilimsel gelişmeler ışığında atalarımızdan miras olan genlerimizin günlük yaşantımız üzerindeki etkileri ile ilgili bilgiler daha da netleşiyor. Genlerimizin görevlerinin ve etki ettiği hücresel metabolizmaların deşifre edilmesi, sağlığımıza olan etkilerinin daha iyi anlaşılmasına neden oluyor.
Üsküdar Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü öğretim görevlisi Doç. Dr. Korkut Ulucan, kafein metabolizmasının da bu etkilerden biri olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
“Kafein, günlük hayatta en kolay ulaşılabilen ve stimülan etki yapan moleküllerin başında gelmektedir. Ancak yararları olduğu kadar bazı bireylerde zararları da bulunabilmektedir. Bu bireylerde karamsarlık, anksiyeteye ve kalp çarpıntıları olabilmektedir. Kafeini hücrelerimizde metabolize eden enzimi kodlayan gendeki bazı değişimler, enzimin çalışma hızına etki etmektedir. Bu değişimler, enzimin daha yavaş çalışmasına veya daha hızlı çalışmasına neden olabilmektedirler.
Enzimin daha yavaş çalışması durumunda kafeinin ara ürünleri vücudumuzda daha uzun kalmakta ve etkisini daha uzun göstermektedir. Aslında bir nevi de yasal doping yapmaktadır. Ancak her kişi bu miktarları kaldıramayabilir. Bu bireyler de günlük kafeinli içecek miktarlarını azaltmak durumundalar.
Yapılan araştırmalar bu bireylerin ileri ki dönemlerde özellikle tansiyon ve kalp- damar hastalıklarına daha yatkın olduklarını göstermiştir. Eğer enzim, kendisini kodlayan gendeki değişiklikten ötürü normalden hızlı çalışırsa kafein ve metabolitlerinin etkisi daha az görülmektedir. Bu bireyler 3-4 kahveye çıkabilmektedir.”
