turk-internet.com Notu : Geçen hafta yayınladığımız Avrupa Birliği, Yazılımların Patentle Korunmasını Kabul Etmedi başlıklı yazıya Ekrem Soylu “Bu yazıdan Avrupa’da yazılımların patentlenemediği veya patentlenemeyeceği gibi yanlış bir anlam çıkarılabilir.” diyerek, bir başka yazıyla katkıda bulunmak istedi. Yazıyı aşağıda yayınlıyoruz.
Yazılımlar gerçekten de patentlenemez mi? Patent kanununda her ne kadar aksi yönde hüküm bulunuyormuş gibi görünse de Türkiye’nin imza attığı Avrupa Patent Sözleşmesi kapsamında alınan Avrupa patentleri incelendiğinde fiili durumun hiç te yazılıp çizildiği gibi olmadığını rahatlıkla görebilirsiniz.
Yani yazılımlar Amerika’daki kadar geniş kapsamlı olmasa bile Avrupa’da da, dolayısıyla ülkemizde de patentlenebiliyor.
Peki kanun metinlerinde patentlenemeyen buluşlar kısmında geçen bilgisayar yazılımları ifadesine rağmen mi? Aslında kanunların söz konusu maddelerinde kastedilen yazılımlar, hiçbir teknik yönü bulunmayan ve sadece bilginin derlenmesi, iş metodunun gerçekleştirilmesi amacını taşıyanlar. Yani teknik bir katkı sağlayan yazılımlar, sadece adları “bilgisayar yazılımı” olduğu için söz konusu maddelerde reddedilmiyor. Yazılım için patent başvurusu yapılırken “giydirilen kılıfa” çok dikkat edilmeli.
Bilgisayar yazılımlarının patentlenebilmesi için dikkat edilmesi değerlendirilmesi gereken bir nokta var. Bu da yazılımın “teknik katkı” sağlıyor olması. Ya da teknik katkı sağlayan kısmına koruma talep edilmesi. Örneğin bir tekstil dokuma biçimini değiştiren, kontrol eden ve bir yenilik gerçekleştiren yazılım, akış diyagramı yani gerçekleştirdiği metot baz alınarak rahatlıkla patentlenebilir.
Bu durum gözünüzü korkutmasın. Teknik katkının kapsamı oldukça geniş tutuluyor. Örneğin doğrudan bilgisayar alanında örneğin bilgisayar ağlarında iyileştirmeler, hatta bilgisayar komponentlerinde bir takım teknik avantajlar sağlayan yazılımlar bile teknik katkı içerdiğinden patentlenebiliyor. Bu duruma kullanıcılara yol göstermeye dair konular bile dahil edilebiliyor.
Patent korumasının, telif hakkı korumasından çok farklı ve etkili olduğu unutulmamalı. Telif hakları ile bilgisayar yazılımınız bir “eser” olarak görülüyorken, patent ile yazılımınız bir buluş kapsamında değerlendiriliyor. Yani eserde bazı modifikasyonlar yapılarak taklit söz konusu olabilecekken patentin etrafından dolaşmak pek de mümkün değil.
Durumu daha somut hale getirmek için örneklendirmekte fayda var. Matematiksel bir eğrinin fiziksel alanda kullanımını sağlayan bir yazılım ve kontrol devresi sayesinde bir sorunu çözdüğünüzü varsayalım. Bunu telif hakkıyla koruduğunuz zaman kullanıcı arabiriminin değiştirilmesi dahi eseri aşmak için yeterliyken, patent ile koruduğunuzda bahsedilen eğrinin fiziksel gerçeklemesi ile sizin çözdüğünüz sorunu çözen “tüm yazılımlar” ya da bunu bir modül olarak yazılımına gömenler buluşunuzu takit etmiş sayılıyor.
Avrupa komisyonunun bilgisayar uygulamalı buluşlar (computer implemented inventions) adı altında yazılımların patentlenmesini kabul etmemesi somut bir anlam taşımıyor. Zira patent haklarına ilişkin tüm düzenlemeler Avrupa patent ofisi tarafından gerçekleştiriliyor ve Avrupa patent sözleşmesinin Avrupa birliği, ya da onun kurumları ile direkt bir ilgisi yok.
Patentin ne olduğunu dahi anlamadan, üstelik daha da kötüsü bunu telif haklarını ihlal eden korsan ürünlerle karıştırıp arkasında duranlar Türkiye’deki henüz kendini dünya arenasında ispat edememiş yazılım sektörünün başarıya ulaşması ve para kazanabilmesi için ellerindeki önemli bir kozu da kesip atmaya çalışıyor.
Patent, yüz yılı aşkın zamandır dünyada uygulanan ve kişilerin, firmaların, fikri mülkiyet değerlerini koruyabilmeleri için en etkili silah. Bunu gereksizmiş gibi göstermek ise sadece kendini geliştirmeye adayan idealist firma ve insanların ürettiği yüksek katma değeri ellerinden alıp paylaşma kötü niyeti ile bağdaştırılabilir.
Özellikle diğer ileri teknoloji işiyle uğraşanlar gibi bilişimcilerin de patent konusunu iyi kavrayarak bundan yararlanmaya çalışmaları, doğrudan satış odaklılık dışında alternatif olarak lisans gelirleri için firmanın fikri mülkiyet altyapısını da sağlamlaştırmaları oldukça önemli. Patent araştırması, start-up stratejisi belirlemek için de doğru bir başlangıç noktası teşkil edecektir.