Türkiye’nin sahip olduğu enerji ve doğal kaynakların tüm boyutlarıyla değerlendirilmesi ve sektörde geleceğe yönelik beklentilerin ele alınması amacıyla düzenlenen 4. Enerji ve Doğal Kaynaklar Zirvesi, 7 Haziran 2021 tarihinde gerçekleştirildi. Zirveye konuşmacı olarak katılan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Maden Sektör Kurulu Başkanı ve İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Dinçer, “Salgın Sonrası Madencilik” konusunun işlendiği panelde maden sektöründeki son gelişmeleri aktardı.
“Karbon salınımı en düşük zemin kaplama ürünü doğal taş”
Yıllık yaklaşık 5 milyar $ olarak gerçekleştirilen maden ihracatının yarısını doğal taşların oluşturduğunu vurgulayan Aydın Dinçer, Türkiye’nin 650 farklı renk ve çeşitlilikte doğal taşa sahip olduğunun altını çizdi. Dinçer, şöyle konuştu;
“Türkiye dünya rezervlerinin büyük bölümünü kendi içerisinde barındırıyor. Bilimsel çalışmalara göre karbon salınımı en düşük olan zemin kaplama ürünü doğal taş olarak tespit edildi. Çünkü doğal taş milyonlarca yıl önce oluşmuş bir ürün ve oluşumunda herhangi bir enerji harcanmıyor. Dolayısıyla karbon salınımının çok önemli olduğu günümüzde en verimli kullanılabilecek ürünlerin başında doğal taş geliyor”
“Yanlış yönlendirmeler, dışa bağımlılığı artırmaya yönelik çalışmalar”
Madencilik arama faaliyetleri ve işletme ruhsat sayılarında yaşanan düşüşe dikkat çeken Dinçer, şöyle devam etti:
“Madencilik arama faaliyetleri %84, işletme ruhsat sayısı ise %14 azaldı. Her yerde maden arama faaliyetlerinin olduğu söyleniyor fakat bu bilgiler tamamen asılsız. Bunu rakamlardan da görebiliyoruz. Örneğin doğal sit alanı üzerinde arama yapılması konusunda bilgiler yayılıyor. Başvurulan koordinatlar içinde arama ruhsatı veriliyor fakat o koordinatlarda yasaklı alanlar var ve zaten o alanlara dokunulamıyor. Dolayısıyla kağıt üzerinde böyle bir çalışma olması, orada işletme yapılacağı anlamı taşımıyor. Yanlış yönlendirmeleri Türkiye’de madencilik faaliyetlerinin yapılmasını engellemeye ve dışa bağımlılığı artırmaya yönelik çalışmalar olarak değerlendiriyoruz.”
Sektörün orman izinleri alınması konusunda sorunlar yaşadığını belirten Dinçer, şu ifadeleri kullandı;
“Orman alanlarında uzun yıllar maden aranabilecek ve sonrasında ekonomiye kazandırılabilecek yani rehabilite edilebilecek potansiyel var. Bu alanlarda yeni ormanlar üretildiğini gördük. Büyük bir alan kullanmadan ekonomi ve sanayiye önemli katkılar sunan bir sektörüz. Ürettiğimiz ürünleri kısa bir süre dahi sanayiye tedarik etmezsek Türkiye sanayisi durma noktasına gelir. Çünkü maden olmadan sanayi çalışamaz. Ürünleri ithal ettiğimiz takdirde ise hizmet verdiğimiz sektörler dünyada rekabet edemez. Dolayısıyla önemli olan maden üretmek, ürünleri sektörlere kazandırmak ve sonrasında maden sahalarını rehabilite etmek. Böyle olduğu takdirde kamunun ve sivil toplum kuruluşlarının da desteğiyle ormanların gelişmesi için mücadele ettiğimizi ortaya koymuş oluruz.”
Yeşil enerji için madenlerin önemi
Ülkemizin mobilya, kağıt gibi sektörler için her yıl 32 milyon metreküp ağaca ihtiyacı olduğunu belirten Aydın Dinçer, sözlerini şöyle noktaladı:
“Madencilik için kesilen ağaçlar bunun %5’ini geçmiyor ve kesilen ağaçlar zaten bu ihtiyaç için kullanılıyor. Bunun da farkına varmalıyız. Tabii ki ağaçlar kesilsin demiyoruz. Yangınların önlenmesi de en büyük hedeflerimizden biri ancak madenciliğin de çok önemli olduğunu her fırsatta vurguluyoruz. Özellikle yeşil enerji üretmek için madenlere ihtiyacımız var. Dolayısıyla yeşil döngüyü sağlayabilmek için madenleri çıkarmak zorundayız.”