Bu söyleşinin
- İlk bölümünü Yeşildere : Dünya’daki Sıkıntılara Rağmen Türkiye 2011’de 10 Milyar $ Yabancı Sermaye Çekmeyi Başardı – 1,
- İkinci bölümünü Yeşildere : 2012’de Türkiye’ye Finansal Yatırımcıların (Private Equity) İlgisi Devam Edecektir – 2 ,
- Üçüncü bölümünü Yeşildere : Ortadoğu’da Türk Modeli İlham Veriyor – 3
- Dördüncü bölümünü Yeşildere : Türkiye Ekonomisi 40 Yılda Sadece 2 Basamak Atlamış, O nedenle Yavaşlayalım Diyemeyiz – 4
başlıkları altında okuyabilirsiniz.
Bir önceki bölümde, Murat Yeşildere’ye “neden Türkiye’de yerel private equity yok?” diye sormuştuk, kendisi önce Holding’lerin durumunu analiz etmişti. Kaldığımız yerden devam ediyoruz:
Murat Yeşildere : Sizin sorunuzun cevabına geldiğimde ise, özel sermaye veya private equity yatırımı noktasında da bakıldığında, bir kere holdinglerin veya hissedarların kendi fonlarını yaratma alışkanlığı Türkiye’de yeni gelişiyor.
Burada başarılı örneklerden bir tanesi Teknoloji Holding, daha sonra oradan kopan Alphan Manas, Esas Holding Ali Sabancı, bunlar kendi kaynaklarını değişik alanlara yatırım yapmayla başladılar. Ve aslında adı tam olarak konulmasa da, risk sermayesi veya venture capital alanında yapılan yatırımların birçoğu da bunların arkasında toplandı.
Daha sonra buna benzer yatırımlar ilgi gördüğü için mesela Demet Mutlu; Trendyol, Nevzat; Yemeksepeti gibi yine risk sermayesi yatırımlarını kendi alanlarında devam ettirdiler. Dolayısıyla bireysel yatırım alışkanlığını yapabilmek için çok daha işin üzerinde alana hakim olabilmek gerekiyor. Uzaktan yönetilebilecek işler değil ve bilmeyenin yönetmesinin çok kolay olmadığı işler bunlar.
Ama private equity anlamında bakarsanız ben umutluyum. Önümüzdeki birkaç yılda yani orta vadede, Türkiye’de private equity yatırımların artacağını öngörüyorum.
turk-internet.com : Yerel mi kastediyorsunuz?
Murat Yeşildere : Yerel yatırımların artacağını düşünüyorum. Hatta şöyle bir örnek de vereyim size; kaynakları farklı da olsa Türkiye’deki en büyük iki private equity fonu lokal olarak yönetilen fonlar. Her ikisinin başında da Türkiye bazlı Türk ekipler var. Dolayısıyla bunlar uluslar arası fonları yönetiyorlar ama Türkiye bazlı yönetiyorlar. Dolayısıyla Türkiye’de fon yönetme ve yatırım yapma kapasitesi oluşmaya başladı. Bundan sonraki kritik adım ise bu capture dediğimiz bireysel yatırımcıların fonlarının organik olarak bu fonlarla ilişkilendirilmesi. Çünkü şu anda daha ziyade yatırım Türkiye dışından Türkiye’ye yöneliyor. Bundan sonra Türkiye içinden bunun olması söz konusu.
turk-internet.com : Çok teşekkür ederiz.
Bu söyleşinin tamamını aşağıdaki videodan da izleyebilirsiniz..