Bu ve benzeri kodlama haber ve makalelerini 2020 Şubat Dosyası : K12 Eğitiminde Bilişim dosyasından okuyabilirsiniz.
İlk ve orta öğretimdeki çocuklara “kodlama” dersi vermek 21.yüzyılın temel inisiyatiflerinden birisi haline geldi. Okullara bu tür dersler konulması yönündeki gelişmeler ayrı, firmaların bir çoğu da “kurumsal sorumluluk projeleri” kapsamında kodlama kursları açıyorlar. Bu konuları Bahçeşehir Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümünde ders veren ve “Çocuklar İçin Kodlama” isimli bir kitabı bulunan Zafer Demirkol’a sorduk.
turk-internet.com : Sizi tanımayan okuyucularımız varsa diye ilk sorumuz şu olsun; kendinizi tanıtır mısınız?
Kısaca anlatmaya çalışayım zira çok uzun bir kariyerim ve farklı konulara ait faaliyetlerim var. 15-16 yaşımdan beri program yazıyorum, 36 yıldır. Bunun 25 yılını gerek profesyonel programlar yazarak gerekse de programlama eğitimleri vererek geçirdim. Son 15 yıldır programlama eğitimlerine odaklandım. Özellikle web programlama. Bu konuda Türkiye’deki hemen her bilinen kamu ve özel kuruluşundan eğitimlerime katılımlar oldu. 10 adet kitabım yayınlandı. Hemen hepsi kendi konusunda en çok satanlar listesinde yer aldı uzun zaman. Farklı üniversitelerde misafir öğretim görevliliği yaptım ve yapıyorum. 3 kere Microsoft MVP seçildim. Son yıllarda çalışmalarımı yapay zeka üzerine odakladım. Özellikle çocuklara kodlama ve yapay zeka konularını anlatan çalışmalar yapıyorum, belki birazdan detaylara gireriz. Aynı zamanda Avrupa Yapay Zeka birliği üyesiyim. Evliyim ve 12 yaşında bir oğlum var.
turk-internet.com : Kitaplarınızı bize ayrıca anlatır mısınız? Hangi konularda kitaplarınız var?
11 adet kitabım var. Ağırlıklı olarak Web programlamaya yönelik kitaplar bunlar. Türkiye’nin en bilinen ve en iyi yayıncıları tarafından yayınlandı kitaplarım ve çok ilgi gördü. Hemen hepsi kendi konularında uzun süre çok satanlar listesinde yer aldı ve hemen hepsi üçten fazla baskı yaptı. Bir kitabım 14 baskıya kadar ulaştı.
turk-internet.com : Hocam siz çocuklar için bir kodlama kitabı yazdınız. Bu kitabı neden yazdınız, kaç yaşlındaki çocukları kapsıyor ve içinde neler var?
Evet doğru “Çocuklar için Kodlama” isimli bir kitabım var. En baştan anlatayım. Ben kitaplarımı boş zamanlarımda yazarım, profesyonel hayatımdan arta kalan zamanda. “Çocuklar için kodlama” kitabımdan bir önceki kitabımı 7 yıl önce yazmıştım. Bu kadar ara vermemin sebebi bir oğlumun dünyaya gelmesi ve boş zamanlarımı onunla geçirmeyi tercih etmiş olmam.
Oğlum 7 yaşına geldiğinde Amerika’da özellikle çocuklara “kodlama” öğretmeye yönelik bir hareket başlamıştı yeni yeni. Ben de o günlerde “acaba çocuğuma nasıl programlama öğretebilirim?” diye düşündüm ve bu konuda araştırmalar ve çalışmalar yaptım. Sonuçta o zaman 30 yıllık programcılık tecrübesine sahiptim ama çocuklara konuyu anlatmak farklı bir konu. Onların hem eğlenebileceği hem ilgisini çekebileceği hem de öğrenebileceği araçlar, içerikler üretmelisiniz. Konunun bütününü görüp, sade, anlaşılabilir içerikler oluşturmalısınız. Konulara, zenginleştirme, pekiştirme yapabilecek kadar özgün örnek çıkarabilecek kadar hakim olmalısınız.
Özetle bu felsefe çerçevesindeki yaptığım çalışmaları, yaşadığım deneyimleri bir kitap haline getirdim.
Bu tecrübemden herkes faydalansın istedim.
Kitap programlamanın temel kavramlarını içeriyor ve 4 yaşından itibaren hemen herkes faydalanabilir.
Kitabı yazarken genel-temel kavramlara odaklandım, her hangi bir ürünü anlatmadım. Kavramları anlatırken bazı servis ve araçları kullandım. Bu araçları seçerken özellikle şunlara önem verdim:
- Ücretsiz olsun
- Kurulum gerektirmesin,
- PC, tablet gibi hemen her platformdan erişilebilir olsun
Bu kriterlere uygun 3 servis ve/veya araç üzerinden kodlamaya, programlamaya ait temel kavramları anlattım. Bu konsepte bir kitap dünyada ilk defa yayınlandı.
Kitabım bence bu yüzden çok ilgi gördü, konusunda ilk olduğu için İngilizceye çevrildi, akademik çalışmaya konu oldu ve çok fazla satış rakamına ulaştı. Bunun için çok mutluyum, özellikle bu konuda faydalı olabildiğim için. Çünkü kodlama eğitimi son derece önemli.
Kitap özellikle 12-13 yaşına kadar bir ebeveyn veya öğretmen eşliğinde işlenebilir.
Nitekim Türkiye’deki pek çok okul kitabımı kaynak kitap olarak kullanıyor. Türkiye’de bu alanda bilinirliği oluşturdu, konusunda önder oldu, bu kitaptan sonra gelen kitaplara ilham kaynağı oldu. Bunun için de mutluyum.
turk-internet.com : Son dönemde hemen her şirketin ya da kurumun —biraz da sosyal sorumluluk projesi halinde— kodlama ya da robot kodlama eğitimleri verdiğini görüyoruz. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çocuklara kodlama öğretmek son derece önemlidir, bence ve pek çok uzmana göre gelecek becerilerinin en tepesinde yer alan bir konu bu. Bu konuda yapılacak her çalışma çok değerli ve önemlidir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta bu eğitimleri veren eğitmenlerin yetkin olması.
Bu çok önemli. Aksi durumda çocuğun bu konudan soğuma ve bir daha o konuya hiç yanaşmama riski var. Bunun için velilerin eğitimi veren kişinin yetkinliğini iyi sorgulamaları gerekiyor.
turk-internet.com : Sizce okullarda çocuklara bilişim konusunda ne düzeyde eğitim verilmeli, bunu ilkokul, ortaokul ve lise öğrencileri için ayrı ayrı sınıflandırabilir misiniz?
Böyle bir sınıflandırma yapmak yerine şöyle bir şey söyleyebilirim, bence zor konu yoktur sadece anlatılamayan konu vardır. Her konu her yaş grubuna yönelik olarak anlatılabilir. Burada öğretmen çok kritik noktada. Bir konuyu basit, anlaşılabilir anlatabilmeniz için o konuya hâkim olmanız gerekir. Ancak ondan sora esnek, esprili, sade, anlaşılabilir, zengin, ilgi çekici anlatabilirsiniz. Örneğin hikayeleştirerek, araya espriler katarak anlatabilmek belirli bir birikimi, konuya hakim olmayı gerektiriyor. Ancak ondan sonra öğrencilerin ilgisini çekebiliyorsunuz. Bu anlamda öğretmenlerin örgün eğitim dışında kendilerini yetiştirmesi, değişik kaynaklardan zenginleştirmesi son derece önemli. Bundan sonra her yaş grubunda ve seviyede eğitimlerini verebilirler.
turk-internet.com : Bir de olaya bilişim teknolojileri öğretmenleri açısından bakarsak, bu öğretmenlerin eğitimlerini ve bu konudaki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şu andaki müfredatlarını bilmiyorum ve hangi eğitimleri alıyorlar onun detaylarına da hakim değilim, ama biraz önce söylediklerim bu sorunun da cevabını oluşturuyor, örgün eğitimin dışında öğretmenlerin kendilerini yetiştirmeleri çok önemli. Teknolojik gelişmeler o kadar hızlı ki artık bir konuda klasik anlamda teknik kitap yazmak bile çok zor. Gelecek becerileri arasında kendi başına öğrenebilme, öğrenebilme yeteneği veya öğrenmeyi öğrenmekte yer alıyor. Bunun için konusuna ilgi duyması ve gelip birisinin onlara bir şey anlatmasını beklemeden sürekli öğrenmesi gerekiyor öğretmenlerin.
turk-internet.com : Bilişim Teknolojileri konusunda eğitim veren liselerimizi ve bunlarda verilen eğitimi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Gerek özel, gerekse devlet okullarında çok güzel gelişmeler yaşanıyor. Şu anda yapay zekanın getirdiği inanılmaz bir dönüşümün içindeyiz ve herkes, her kurum, sektör buna ayak uydurmaya çalışıyor. En başta da eğitim. Bu dönüşüme ayak uydurma telaşı bütün dünyada var ve herkes bunun nasıl yapılması gerektiği, eğitimin ve diğer alanların nasıl düzenlenmesi gerektiği konusunda görüşler eylemler geliştiriyor. Eğitimde Lise, orta okul ve hatta ana okulu seviyesinde güzel gelişmeler, çalışmalar var.
turk-internet.com : Sizin önerileriniz nelerdir?
Gençlerden, bana en fazla gelen soru “yapay zeka çağında nasıl bir eğitim almalıyım?” sorusu.
Biraz öncede belirttiğim gibi Yapay zeka günümüzde müthiş bir dönüştürücü teknoloji. Bu teknolojiden etkilenemeyecek tek bir alan bile kalmayacak. İnsanoğlu tarihinde ilk defa öğrenen bir teknolojiyle muhatap oluyor ve nasıl davranacağını tam olarak bilmiyor çünkü geçmişte buna yönelik benzer bir tecrübesi yok. Yakın gelecekte milyonlarca kişi mevcut işlerini kaybedecek ama onun yerine yapay zeka paradigmasına uygun milyonlarca iş fırsatı doğacak. Bu mesleklerin tam olarak neler olduğunu bilmiyoruz. Çok yakın gelecek için bazı öngörülerimiz var ama bu da en fazla 10 yıl sonrası için. Dolayısı ile meslek odaklı değil, beceri odaklı bir eğitim sistemi kurgulamalıyız. Bana göre gelecekte en önemli olacak 4 beceri:
- Analitik Düşünme
- Yaratıcı Düşünme
- Birlikte çalışabilme
- Kendi başına öğrenme becerisi (veya öğrenmeyi öğrenmek)
Bu 4 yetkinlik ve beceriye ait eğitim sistemini oluşturabilirsek gelecekte hangi meslek olursa olsun buna hazır iş gücünü yetiştirmiş oluruz.
Ama bunları söylemek yetmiyor somut olarak da kurgulamamız gerekiyor. Örneğin Analitik ve yaratıcı düşünce becerisini destekleyen kodlama, matematik eğitimi son derece önemli.
Birlikte çalışabilmeliyiz demek yetmiyor, mesela bulutta ortak çalışabilme ve ortak çalışabilme alt yapılarını kurgulamayı anlatacak eğitim detayları oluşturmalıyız. Mesela “Git”, “Github” gibi alt yapılarla birlikte çalışmanın metodolojisini nasıl oluşturabileceğimiz gibi eğitimler düzenlemeliyiz.
Kendi başına öğrenme becerisini desteklemek için bir araştırmanın nasıl yapılacağının, hangi kaynaklardan nasıl ilerlenebileceğinin bilgisini veren öğretim alt yapıları kurgulamalıyız.
Araştırmacı, meraklı, hata yapmaktan korkmayan ama asla yılmayan, sabırlı bir bakış açısının oluşturulmasına yardımcı her türlü aktiviteyi desteklemeliyiz.