Bu makalenin ilk bölümünü okumak için buraya tıklayınız ve
ikinci bölümünü okumak için buraya tıklayınız
Tişört bilgisayarlar
Eşyaların İnterneti giderek yaygınlaşıyor. “Giyilebilir bilgisayar” teknolojisi, Samsung Galaxy Gear gibi akıllı kol saatlerini veya Google Glass gibi web kameralı gözlük ekranları çoktan aştı: Google Glass’ın piyasaya çıkmasından önce elektronik şapkalar, tişört bilgisayar ve dijital giysiler moda oldu. Fibit, Fuelband ve Up gibi spor bileziklerinin ötesine geçen OMsignal şirketi, tişört bilgisayarları bir süre önce satışa çıkardı.
Tişört bilgisayarları spor yaparken giyerek ne kadar kalori yaktığımızı görebiliyoruz. Rahatlama egzersizlerine hazırlanan hamile bayanlar da hareketlerine başlamadan önce tansiyonunu kontrol edebiliyor. İnternete bağlanan akıllı iç çamaşırları ise, evde yalnızken kalp krizi geçiren bir hastanın yakınlarına SMS gönderecek ve ambulans çağıracak şekilde tasarlanıyor. OMsignal halihazırda bu tür tişört bilgisayarlar üretiyor.
Hacker ütü ve havadan bulaşan bilgisayar virüsleri
Elbette Çinlilerin Rusya’ya ihraç ettiği ve devlet kanalı Rossiya 24’ün haberine göre, bilgisayarlara virüs bulaştırmak için Wi-Fi çipler yerleştirdiği “akıllı casus ütüler” de eşyaların interneti üzerinden siber saldırı düzenlemeyi mümkün kılacak.
Buna grip gibi havadan bulaşan bilgisayar virüsü badBIOS’u da eklememiz gerekiyor. badBIOS virüsü hakkındaki söylentiler doğruysa, bu yıl bilgisayar virüslerinin havada kendini ses dalgalarıyla kodladığını göreceğiz (Tıpkı 70’lerin akustik sinyal bağlantılı telefon modemlerinde olduğu gibi).
Bilgisayar virüsleri ele geçirdikleri laptoplarda bulunan hoparlörlerin çıkardığı ultrason dalgalarıyla “havaya karışacak” ve bu sesleri alan mikrofonlar yoluyla, yakındaki bilgisayarların anakart BIOS’una bulaşacak. Böylece internete bağlı olmayan bilgisayarlara virüs bulaşmasının önü açılacak.
Sensörlü LED lambalar
Bu arada Sensity Systems şirketi de depremi önceden haber verip can kaybını azaltmak için dünyadaki 4 milyar sokak lambasını özel sensörlerle donatmaya hazırlanıyor. Yapay Zeka kullanan sokak lambaları köyden şehirlere uzanan dev bir “sensör denizi” oluşturacak.
Süper hassas SenseNet sensör ağları yalnızca hava durumunu ölçmeyecek, aynı zamanda bir hırsız camı kırıp dükkana girerse ya da sokakta silah patlarsa bunların sesini duyup polise haber verecek. Bunu başarmak için de kentleri kablosuz internet ağlarıyla saracak. Akıllı lambalar günümüzün beton yığını kentlerini temiz ve düzenli zeki şehirlere ya da dikkatli olmazsak, şirketler lehine dev bir açık hava hapishanesine dönüştürecek.
Bu teknolojiyi kum tanesi büyüklüğünde üretilen mini sensörlerden oluşan “akıllı tozla” birlikte düşündüğümüzde, insanların internette gözetlenmesine yönelik kaygılar ayrı bir önem kazanıyor. Öte yandan, sensörlü sokak lambaları ve akıllı tozun tıpkı bilgisayarlar gibi hack’lenebilecek olması, küçük biraderin Büyük Biraderi gözetleme şansını da artıracak gibi görünüyor.
Silinebilir internet ve Meshnet
Barındırdığı güvenlik açıklarına rağmen kullanıcıların gözünde popülaritesini koruyan SnapChat sosyal medya uygulaması, bir arkadaşınıza gönderdiğiniz resim ya da videoları görüntülendikten veya yürütüldükten birkaç saniye sonra otomatik olarak siliyor. “Silinebilir internet” olarak adlandırılan bu uygulamalar, web’de Büyük Veri toplayan sosyal ağlar için bir risk oluşturuyor. Tabii bunun için önce SnapChat’teki güvenlik açıklarının giderilmesi gerekiyor. Çünkü bu açıklar, sözde otomatik olarak silinmesi gereken görsellerin kalıcı olarak kaydedilmesine izin veriyor.
Öte yandan dünyada hızla dev bir gözetleme hizmetine dönüşen telekom şebekelerine alternatif olarak tasarlanan Meshnet uygulamaları da yaygınlaşıyor. Özel mesh ağları internette gözetimi sınırlandırmak, ücretsiz veya ucuz internet hizmeti sağlamak için geliştiriliyor. Gayri merkezi (dağıtık) ağlar üzerinden trafik yönlendirmek için güvenli protokoller sağlayan mesh ağları, merkezi telekom altyapısından bağımsız olan internet ağlarıyla birlikte geliştiriliyor.
İlçe ölçeğinde sağlanan intranetin doğrudan internete çıkması olarak nitelendirilen bu sistemler hem gelişmiş ülkelerde hem de Afrika gibi şebeke altyapısının olmadığı yoksul bölgelerde yaygınlaşıyor. Seattle Meshnet ve Guifi.net gibi fiziksel mesh ağları ile hyperboria.net gibi sanal ağlar üzerindeki çalışmalar sürüyor.
Meshnet’in internette teknik takip kaygılarının yaşandığı Türkiye’de alternatif bir iletişim aracı olup olamayacağı konusu, başta Korsan Parti olmak üzere çeşitli gruplar tarafından masaya yatırılıyor. Her halükarda Super Wi-Fi gibi uzun mesafelere kablosuz geniş bant hizmeti sunan teknolojiler ve Kadıköy Belediyesi’nin Altıyol’da sunduğu ücretsiz Wi-Fi hizmeti gibi uygulamalar, bildiğimiz interneti yeniden şekillendiriyor.
3B Printerlar ile özel üretim devri ve tüketicinin kendi verisine sahip olması
3B printerlar bu yıl perakende sektöründe ilk değişikliği başlatıyor. 3B printerlar sayesinde bazı basit eşyaları ya da ürünleri sabah dükkana sipariş verip bastırmak ve aynı akşam eve dönerken almak mümkün oluyor. Bu da özel üretimin seri üretimden ucuza geleceği bir çağ başlatıyor. Bu teknoloji aynı zamanda plastik tabak takımları veya kırık mobilya parçalarının ev tipi printerlarda basılmasına imkan tanıyor ve böylece alışveriş rutinlerinin değişmesine yol açıyor.
Bunun online reklamcılık, internette teknik takip ve Büyük Veri açısından önemli sonuçları bulunuyor. Öncelikle üretimin yerele ve özele kaymaya başlamasıyla birlikte bildiğimiz anlamda marka kavramı da dönüşüm geçirecek. Kişisel markalar ve kişilerin marka olması, kurumsal markaların yerini alacak. Bu bağlamda Google, Facebook ve Twitter da artık kendi verisini kontrol etmek isteyen kullanıcılara gizlilik çözümleri sunan açık kaynak sosyal ağlarla rekabet etmek zorunda kalacak.
Bitcoin gibi dijital para birimleri, kullanıcı bilgisi toplamayan sosyal ağlar ve 3B printer ekonomisi internette iş modellerini değiştiriyor. Teknoloji şirketlerinin yıllardır bir PR taktiği olarak kullandığı “bilgi toplumuna dönüşüm” süreci de farklı bir mana kazanıyor. Bu aslında “Ürüne para ödemiyorsanız ürün sizsiniz” yaklaşımının sorgulandığı bir döneme gireceğimiz anlamına geliyor. Bu cesur yeni dünyaya hazır mıyız?