SUN Microsystems Telekom Satış Müdürü Yüce Erim, kablosuz teknolojinin geleceğine kullanıcılardan, servis sağlayıcılara kadar herkesin hazırlanması gerektiğini düşünüyor. Önümüzdeki iki sene içerisinde büyük bir değişim olacağını vurgulayan Erim, “İleride ISS bacağı ile GSM bacağı portallarda iç içe geçecek.” diyor. Erim’e göre, yakında, avuç içi bilgisayarlar ve cep telefonları da bütünleşecek. Bu yüzden de bizi daha hibrid yani, melez bir teknoloji bekliyor. Yüce Erim, turk-internet.com’dan Reşat Erel’in sorularını yanıtladı.
Reşat Erel: Sizce, Türkiye, kablosuz teknolojiler konusunda hangi noktada?
Yüce Erim: Türkiye; hem telekomünikasyon altyapısı, hem de İnternet altyapısı açısından, kablosuz gelecekten uzak kalamaz. Türkiye, teknolojik yatırımları itibariyle, geç başlamasının her zaman avantajlarını yaşamıştır. Denenmiş ve en son teknolojileri kullanma şansımız var. İkincisi, mobil ticaretin stratejileri üzerine oluşturduğu altyapı daha çok, uzaktan erişim ve yaygın erişime dayanıyor. Bunun için, nüfusumuz çok ciddi bir pazar ve bundan önemlisi nüfusumuz çok genç.
Sizce nüfusumuzun genç olması ne gibi bir avantaj getiriyor?
Erim: Genç nüfusumuz belli bir yaş grubunun üzerindeki vatandaşlarımızdan hem daha meraklı, daha bilgili, hem de yeni teknolojilere daha çabuk uyum gösterebilmekteler. Bu teknolojiyi Türkiye’ye getirmemiz gerekiyor.
İnternet ve kablosuz teknolojilerin ülkemizde gelişmesi için neler yapılmasını önerirsiniz?
Erim: İçinde bulunduğumuz sıkıntılı günlerden çıkabilmemiz için, telekomünikasyon hizmetlerinin özelleştirilmesi de bir ön koşul olarak önümüze çıkıyor. Bu açıdan baktığımız zaman, Türkiye’nin önünde çok iyi şanslar var. Birincisi; Avrupa’ya yönelik olarak yabancı sermayeyi Türkiye’ye çekecek yatırımlar yapmak zorunda. Türkiye, sadece kendi bölgesinde değil, ama Avrupa coğrafyasında varolma, büyüme ve genişleme imkanlarını yakalamalı. Bu yüzden de, global stratejileri olan şirketlerin, Türkiye’ye çok büyük katkıları var. Bir diğer nokta, bugünlere nereden geldiğimize bakmak lazım. Türkiye’nin İnternet vagonlarının sonuncularından birine bindiğini söyleyebiliriz.
Peki, Türkiye bu vagona geç bindiğine göre epey geride kaldığını söyleyebilir miyiz?
Erim: Trenin son vagonuna binmiş olsak da, Türkiye’de yeni teknolojiler çok çabuk ilerliyor. Kendimizi Avrupa ile kıyasladığımıza göre, ‘Avrupa’ya göre ne durumdayız?’ ona bakmamız lazım. Maalesef, İnternet kullanımı konusunda Avrupa’dan oldukça gerideyiz. Ancak, bu hep böyle olacak anlamına gelmiyor. İnternet kullanımı Türkiye’de giderek hızlanan bir olgu. Ancak, yine de İnternet Türkiye’de büyük şehirlerde ve genele oranla küçük bir topluluk tarafından kullanılıyor. Tabii, pazar da genişliyor. Bu konuda ciddi bir gelişme olacağına inanıyorum. Eskiden teknolojiler pazarı etkilerdi. Ancak, artık kullanıcının talepleri sektörü etkiliyor.
Bu değişimin İnternet sayesinde gerçekleştiğini söyleyebilir miyiz?
Erim: Bunu söylemek mümkün. İnternet sayesinde bir çok şey kolaylaştı. Herşeyden önce, insanlar, artık bilgiye ulaşabiliyorlar ve taleplerinin kolaylıkla nasıl gerçekleştiğini görebiliyorlar. Eskiden yurtdışından kitap getirmek binbir zahmetle olan bir işti. Şimdi ise, kolaylıkla yurtdışından İnternet sayesinde istediğiniz kitabı getirtmeniz mümkün. Ya da istediğiniz bir kitabın elektronik halini de bilgisayara indirebiliyorsunuz. Her şey daha kolaylaşıyor ve insanlar da kolaya alışıyor ve doğal olarak daha kolayını arzuluyorlar.
Peki Sun Microsystems olarak, sizin İnternet ve Kablosuz kavramına yaklaşımınız nasıl?
Erim: Şimdi Sun Microsystems olarak olaya baktığımız zaman, endüstri olarak gelişen bir sektörün içerisinde bir numara olduğumuz çok alan var. Biz “.com unu noktasıyız “ sloganını 1996 yılında kullanmaya başladığımız zaman, bize dönüp “ne yapıyor bunlar?” diyenler çoğunluktaydı. Ancak zaman bizim haklılığımızı gösterdi. Geçtiğimiz 5 sene içerisinde herkesin bir “.com” stratejisi olmak zorunda kaldığını gördük. Kendisini sektörün devi olarak gören ve başlangıçta İnternet’i ciddiye almayanların bile artık bu konuda epey ciddi adımları var. Sun, kendisini devamlı yenileyen ve teknolojiyi geliştiren bir şirket olduğu için, mobil ticaret konusunda da ciddi yatırımları ve çalışmaları var. Biz, artık, PC’lerin İnternet’e girmek için gerekli tek araç olduğuna inanmıyoruz.
Buna alternatif daha işlevsel araçlar mı geliştirilmeli sizce?
Erim: Geliştirilmeli ve geliştiriliyor da. İnternet’e girmek için hantal ve boot etmesi dakikalar süren cihazlara yakında ihtiyacımız kalmayacak. Kendimize soralım; böyle bir cihazı mı tercih ederiz, yoksa tek bir düğme ile İnternet’e giren bir cihazı mı? Yakında insan elindeki her cihaz ile İnternet’e bağlanabilecek.
O zaman işin içine kablosuz kavramı direkt olarak giriyor öyle değil mi?
Erim: Evet. Kablosuz kavramı mobiliteyi, yani hareketliliği ve özgürlüğü sağlıyor. Mobil telefonun gidebildiği her yerden İnternet’e girebilmek büyük bir özgürlük demek. İnternet’in gücünü anlamış ve vizyonlarını İnternet ile güçlendirmiş şirketlerin de mobil ticaret açısından büyük yatırımları olacak. Bunun için de öngörüleri zamanında gerçekleştirmek gerekli.
Peki, dünyada sizce kablosuz teknoloji ne kadarlık bir zaman dilimi içerisinde tam olarak oturacak?
Erim: Kablosuz teknoloji derken, öncelikle, ciddi bir altyapı desteğinin olması şart. Ses mesajı için kurulmuş bir altyapıdan görüntüyü yollamak çok kolay değil ve daha geniş bir band genişliğine ihtiyaç var. Önümüzdeki 2-3 sene bu genişliğin yerleşmesi için kullanılacak. UMTS ve GPRS gibi teknolojiler daha geniş bir kanal üzerinden çalışmak durumundalar. Telefon servis operatörleri bir servis portalı gibi davranmaya başlayacaklar. Yakın bir gelecekte, çok geniş bir band üzerinden her türlü haberleşme hizmetine kavuşulacak.
Türkiye’yi gelecekte kablosuz endüstrisi bakımından nasıl günler bekliyor?
Erim: Burada bir noktaya dikkatinizi çekmek isterim. Türkiye’yi çok fazla diğer ülkelerden ayırmamak lazım. Altyapımız dünya altyapısından o kadar da geri değil. Mesela, İsrail’in altyapısı bizden kötü, ama bizden çok İnternet kullanıcısı var. Biliyorsunuz, şu anda ülkemizde telefon operatörleri sayısı giderek artıyor. Zamanla bu operatörler ses servisi mi, yoksa içerik mi sağlayacağı konusunda bir karar vermek zorunda kalacaklar. O yüzden, Türkiye’yi de kablosuz konusunda oldukça hareketli günler bekliyor. Türkiye’nin gerçekten de bu konuda büyük bir pazar olduğuna inanıyorum.
Mobil ticaretin gelişmesi için neler yapılması gerekli?
Erim: Uygulamaların gelişmesi, band genişliğinin arttırılması, 3. nesil olarak adlandırdığımız teknolojiye geçmek gerekli. İçeriğin önemini burada bir kez daha görüyoruz, içerik olmadan mobil ticaretten söz edemeyiz. En geniş boruları döşeyip en güzel muslukları koysanız, ancak suyunuz yoksa o baraj ve musluklar hiçbir işe yaramaz. İşte, içeriğin önemi bu kadar değerli.
Son olarak, kablosuz teknolojilerin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Erim: Elbette ki, kablosuz teknolojinin geleceği olup olmadığını tartışmak abes olur. Bunun için kullanıcılardan, servis sağlayıcılara kadar herkesin hazırlanması lazım. Önümüzdeki iki sene içerisinde gerçekten büyük bir değişim olacak . Mesela, artık GSM operatörlerinin bundan böyle ISS bacağı olmaksızın bir portal kurabilmesi mümkün değil. Çünkü, içerik İnternet üzerinde yerleşiyor. İleride ISS bacağı ile GSM bacağı portallarda iç içe geçecek. Çok yakında bu dünyanın her yerinde başlayacak. Zaten, yakında avuç içi bilgisayarlar ve cep telefonları da iç içe geçecekler. Bu yüzden, yakın zamanda bizi daha hibrid yani, melez bir teknoloji bekliyor, çünkü ihtiyaçlar teknolojileri etkiliyor.