İstanbul Üniversitesi(İ.Ü.), Enformatik Bölümü’nün, düzenlediği “Bilişim Hukuku ve Güncel Sorunları Sempozyumu” gerçekleştirildi.
İ.Ü. Rektörlüğü Doktora Salonu’nda gerçekleştirilen sempozyumun açılışında bir konuşma yapan İ.Ü. Enformatik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sevinç Gülseçen, bilişimde yaşanan gelişmeleri takip ederek, öğrencilere faydalı olmaya çalıştıklarını söyledi. Enformatik Bölümü’nün, 1997 yılında kurulduğunu anlatan Gülseçen, e-öğrenmeden veri madenciliğine kadar geniş bir yelpazede müfredata sahip olduklarını ifade etti.
Daha sonra, moderatörlüğünü İ.Ü. Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abuzer Kendigelen’in, yaptığı oturumda katılımcılar işlenen bilişim suçları ve yasal düzenlemeler hakkında bilgiler verdiler.
Üsküdar Cumhuriyet Savcısı Akif Özgün, “Cep Telefonu ile İşlenen Suçlarda Delil Tesbiti ve Genel Durum” konusunda bir tebliğ sundu. Cep telefonlarının internetten daha hızlı bir yayılım gösterdiğini anlatan Özgün, bu manada IMEI numarasının da artan ölçüde önem taşıdığını ifade etti. Telefon tamircileri arasında IMEI numaralarının gidip geldiğine dikkati çeken Özgün, SIM kartını kopyalayarak iki ayrı cihazdan görüşmenin yapılabildiğini söyledi. TİB kanalıyla gerçekleştirilen nitelikli soruşturmalarda, bilgi taleplerine verilen cevabın uzun zaman alabildiğini hatırlatan Özgün, bunun, çocuk kaçırma gibi vakalarda sonucu önemli ölçüde etkileyebildiğini ifade etti. Cihazların kullanımının neredeyse sınırsız olduğunu belirten Özgün, bunun, ihtiyaçlar nisbetinde sınırlandırılmasının dolandırıcılık olaylarının da azaltılmasında faydalı olabileceğini söyledi. 18 yaşından küçük bireylerin de mobil telefon kullandıklarını ifade eden Özgün, bu cihazları sonraki dönemlerde kimlerin kullanacağının tespit edilmesinin önemli olduğunu söyledi.
“İnternet Ceza Sorumluluğu” konulu bir sunum gerçekleştiren İ.Ü Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Selami Mahmutoğlu da, yapılan ilk çalışmanın basın yayın hukuku üzerine ve “cevap ve düzeltme hakkı” konusunda olduğunu ifade etti. Demokratik bir toplumda basının özgür alanını titizlikle korumak gerektiğine vurgu yapan Mahmutoğlu, buna karşı hukuk düzeni gerektiren yasal çalışmaların da sürdürülmesi gerektiğini ifade etti. İnternet yayımcılığı yapan kişi ve kuruluşların, “Impressum” olarak bilinen künye bilgilerini yayınlanmalarının önemine değinen Mahmutoğlu, internet mecrasındaki yayıncılık düzenlemelerinin zamanın gereklerine uyarlanması gerektiğini söyledi.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Alper Tunga Akgül ise “Kişisel Verilerin Korunması ve Bilişim Hukuku” başlıklı tebliğiyle konu hakkında bilgiler verdi. Kişisel verilerin korunması hususunun, ‘olmazsa da olur’ şeklinde değerlendirilemeyeceğini belirten Akgül, gerekli düzenlemelerin yapılmaması dolayısıyla AB’nin zaman zaman bilgi paylaşımından kaçındığına dikkati çekti. Kişisel verilerin korunmasının, ülkelerin sınırlarının kalkması konusundan daha önemli bir hale geldiğini ifade eden Akgül, Aralık 2009 tarihine kadar bu konudaki çalışmaların tamamlanmasının öngörüldüğünü söyledi. Kişisel verilerin, amacın sağlanmasının ardından ilgili şirket tarafından kayıtlardan silinmesi gerektiğini anlatan Akgül, vatandaşların gerektiği kadar bu konuya hassasiyet göstermediğinin altını çizdi.