Çağımız “güvenlik mi?” ve “kişisel mahremiyet mi?” tartışmaları arasında geçiyor. Göçmen sayısının artması sonrasında, terörist hareketlerin de arttığı Avrupa’da önemli bir karar “kişisel mahremiyet” lehine olarak açıklandı.
Dava İngiltere’nin 2014 yılında yayınladığı, DRIPA (Data Retention and Investigatory Powers Act) kanunu ile ilgili.
Dünya’daki hükümetler artan “güvenlik” ihtiyacı ve terörizmi neden olarak göstererek, tüm vatandaşların e-posta ve elektronik haberleşmesini takip etmeye çalışıyor. Mahkeme, bizde BTK tarafından 2013’de alınan bir karar [1] ve geçenlerde Forbes haberi ile bir daha teyit edilen Procera isimli donanımın faaliyetleri [2], ABD’de ise Snowden [3] ile ortaya çıkan bu takipler gibi faaliyetlerin hukuk sınırlarının dışında olduğuna karar verdi.
AB’nin en yüksek mahkemesinin verdiği bu karara göre, e-posta ve elektronik haberleşmelerin hükümetler tarafından “genel ve ayrım gözetmeden kaydedilmesi ve saklanması” yasadışı.
Karar, Brexit öncesinde, AB parlamentosunda milletvekili olan David Davis ile İşçi Partisi Başkan Yardımcısı Tom Watson tarafından GCHQ ile ilgili mahkeme başvurusu nedeniyle verildi. Watson ve Davis, İngiliz Gizli Servisi GCHQ’nun telefon arama kayıtları ve çevrimiçi mesajların toplu olarak kayıt edilmesinin yasal olup olmadığını sormuşlardı.
Özetle, AB yüksek mahkemesinin kararı, İngiltere’nin yeni Soruşturma Yetkileri Yasası’nı (Snooper’s Charter olarak biliniyor) kişilik haklarına saldırı olarak görüyor.
Bunun tek istisnası, yine Avrupa Adalet Divanı (ECJ) tarafından verilen başka bir karar. O kararda “terörizm dahil ciddi suçlarla savaş” durumunda, hedefli trafik takibi ve lokasyon belirlemesi istisnası var. Ama belirtildiği gibi “belli” bir grup takip edilebiliyor. Tüm halk değil.
Davis ve Watson’un başvurusu üzerine geçen yıl İngiliz üst mahkemesinde aynı karar verilmiş ama İngiliz hükümeti tarafından bu karar temyize gönderilmişti. İngiltere hükümeti adına davaya katılan avukatlar, yakalanan iletişimlerin son yıllarda polis ve güvenlik hizmetleri tarafından soruşturulan her terörist davanın merkezinde bulunduğunu ileri sürmüştü.
Temyiz hakimleri davayı ECJ’ye gönderdi. Şimdi ECJ’den karar çıkmış durumda. Bu kararın tekrar ilk mahkemeye döneceği ve sonra İngiliz hukuk düzeni içinde uygulanacağı kaydediliyor.
İlk karar temyiz aşamasında ECJ’ye gönderildi. Bu da “gözetim-takip” konusunda AB’nin tavrının kesinleştirilmesini sağladı ama bu arada İngiltere AB’den çekildiği için ECJ kararı, artık İngiltere’de yetkiye sahip değil.
Mahkeme kararın özetinde, şu ifadeye yer vermiş;
“Verileri saklanması durumunda, insanların özel hayatlarıyla ilgili olarak çok hassas sonuçlara varılabilir. Bu nedenle de, trafik verileri ile lokasyon bilgilerinin korunmasına dair ciddi sonuçlar doğurabilir.
Elektronik haberleşme kullanıcılarının bilgisi olmadan yapılan veri kayıtları, kişilerin özel hayatlarının sürekli gözetlendiği duygusu yaratabilir. Sonuç olarak, bu tür müdahele ancak “çok ciddi suçlarla savaş” durumunda haklı görülebilir.
Verilerin genel ve ayrım gözetmeyen bir şekilde kaydedilmesini öngören yasalar, kesinlikle gerekli olan sınırları aşıyor ve demokratik bir toplumda haklı görülemez.
Bu tür verilere erişim sağlamak için, her bir olayda, mahkeme tarafından verilmiş bir izin gereklidir”.
Şu anda Brexit Bakanı olan Davis, DRIPA kanunu için, İngiliz hükümetinin, kişisel iletişim verilerinin tutulması ve erişime dair önlemleri görmezden gelmek suretiyle, tüm ulusa şüpheliymiş gibi davrandığını söyledi. Ama bakan atandıktan sonra bu davadan çekildi.
ECJ Kararı üzerine, İnsan hakları örgütü Liberty’nin direktörü Martha Spurrier, “Bugünkü karar, sıradan İngiliz halkının kişisel hayatlarını iyi niyetsiz bir şekilde gözetlememe hakkını destekliyor” dedi.
İnsan hakları örgütü Liberty’nin direktörü Martha Spurrier, “Bugünkü karar, sıradan İngiliz halkının kişisel hayatlarının, geçerli bir neden olmadan gözetlenmemesi hakkını destekliyor. Hükümet DRIPA kanununda hemen gerekli değişiklikleri yapmalıdır” dedi.
Watson ise, “Eğer gerçek ve sürekli bir terörist tehditiyle karşılaşırsak, güvenlik güçleri bu tür bilgilere erişim talebinde bulunabilir. Çoğumuz güvenlik gerektirdiği zaman mahremiyetimizin ihlal edilmesine göz yumarız ama bu telefon kayıtlarımızın ya da emaillerimizin sğrekli ve keyfi bir şekilde takip hakkı haline gelmemelidir. Bu karar bakanlarda değildir, hakimlere aittir” dedi.
[1] BTK’dan Mahkeme Kararı Olmadan Dinleme Yapmaya Yönelik Karar (18 Temmuz ve 401 Sayılı Karar)
[2] 2 Yıl Önce Sorduğumuz Soruya, Bugün Forbes Cevap Verdi
[3] ABD’de FBI ve NSA, 9 İnternet Firmalarının Sunucularından İnsanlar Hakkında Bilgi Topluyormuş