Geçen hafta Alman Federal Ekonomi Bakanı ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) Genel Başkanı Sigmar Gabriel’in, Türkiye’ye satılacak internet takip ve gözetim araçlarının kısıtlanmasını istediği ve “İnternet özgürlüğünü kısıtlayan ve hukuka aykırı şekilde insan haklarına zarar veren rejimlere bu teknolojiyi satmamak lazım.” şeklinde konuştuğunu haber yapmıştık[1]. Konuyu daha detaylandırmak için İstanbul’daki Alman Başkonsolosluğundan bilgi istedik.
Alman Başkonsolosluğundan gelen cevapta, Berlin’deki Alman Dışişleri Bakanlığı Basın sözcülüğünün aşağıdaki açıklaması vardı. Bu açıklamada AB’nin yönetmeliğinde değişiklikten bahsediliyor. Dolayısıyla bu kararın AB’ye yansıyabileceği düşünülebilir. Açıklamayı aynen yayınlıyoruz :
Federal Almanya Hükümeti’nin amacı, insan haklarının hiçe sayıldığı ve vatandaşların baskı altında tutulduğu devletlere gözetim teknolojilerinin ihracatını önlemektir. Bundan dolayı Federal Almanya Hükümeti, Wassenaar Düzenlemesi’nde alınan en son uluslararası kararların olabildiğince çabuk şekilde Avrupa düzeyinde yetkili olan mercide uygulanmasını ve bu amaçla Avrupa Topluluğu Çifte Kullanım (EG-Dual-Use) Yönetmeliği’ndeki kontrol listelerinin uyarlanmasını desteklemektedir.
Ancak Federal Almanya Hükümeti şimdiden, Wassenaar Düzenlemesi çerçevesinde karar verilen uluslararası kontrollere uyulmasını önemsemektedir. Bu özellikle devlet truvaları ve internet, cep telefonu ve uydu iletişimini gözetme sistemlerinin ihracatını ilgilendirmektedir. AB Komisyonu ilgili yönetmelikteki değişikliği uygulamadığı sürece, karar verilen kontrollere uyulması için, Federal Almanya Hükümeti mevcut olan ulusal araçları kullanmaktadır. Bunun için Federal Almanya Hükümeti’nin alt makamları ihracat kontrollerinde yakın bir iş birliği içerisindedirler.
İhracat kontrolünün tüm alanlarında olduğu gibi ihracat izninin verilip verilmeyeceğine dair yapılan incelemede, her zaman tüm önemli soruları hesaba katarak duruma göre bir değerlendirme yapılması söz konusudur. Hangi teknolojinin, kime, ne işe teslim edileceği incelenecektir. *Özel durumda verilecek karar için, hedef ülkedeki insan hakları sorularının değerlendirilmesi önemli bir kriterdir.
FinFisher Hollanda/Almanya Ofislerinde Geliştiriliyor
İlk haberimiz yayınlandığında, “Almanlardan zaten hangi takip teknolojisini alıyoruz ki?” diye soran mailler aldık. Çünkü uzun zamandır ülkemizde kullanılmak üzere satın alınan takip/gözetim cihazlarının ABD, İsrail ya da Çin menşeli olduğu görülüyor.
Bu nedenle bir örnek veriyoruz; Türkiye’de kontrol sunucularından birisinin olduğu iddia edilen[2] ve “baskıcı rejimlerin, siyasi aktivistleri takip etmek için kullandığı” şeklinde tanımlanan FinFisher isimli yazılımı üreten firmanın geliştirme ofisleri Hollanda ve Almanya’da bulunuyor[3].
Şimdi merak edilen, Alman’ların bu açıklaması bir ambargo anlamına mı geliyor? Giderek AB’nin bütününe yansır mı?
ABD’de Firmalar da Satış Yapmıyor
Ülkemizde daha çok Amerikan menşeli cihaz ve yazılımlar kullanılıyor derken, ABD’den benzer bir açıklama olmamakla birlikte, bir okuyucumuzun gönderdiği cihaz sözleşmesine bakılırsa, Amerikalı cihaz üreticileri, bazı şartları (DARPA, Hükümet koşulları vs) zaten uzun zamandır talep ediyor. Ayrıca sektörde konuşulanlara bakılırsa, yakın bir zamanda “uygun değil” denilerek, devlete cihaz satmayan bir firma olmuş.
Diğer yandan Amerikan IPS/IDS cihazlarında, bazı ülkeler (İran, Suriye, Kuzey Kore) için bloklama olduğu belirtiliyor. Yani bir Kuzey Kore’li kullanıcı, bu cihazlar nedeniyle Amerikan sitelerine giremiyor deniliyor.
Baskıcı Rejimlere Satılmazsa, Kime Satılır?
Burada bir soru da şu; “bu cihazlar/yazılımlar madem insan haklarına aykırı, o zaman hiçbir yere satılmasın”. Bu noktada “terör” kavramına dikkat çekiliyor. Zaten günümüzün en önemli ikilemi de bu; bir tarafta “güvenlik”, diğer tarafta “özgürlük” var. Hangisine ağırlık versek, diğeri açısından sorun yaratıyor.
[1] Almanlar Türkiye’ye İnternet Denetimi ve Gözetleme Cihazları Satışını Durdurmak İstiyor
[3] Baskıcı Rejimlere Yardımcı Olan Casus Yazılım FinFisher’ın İhracat Belgeleri Gün Yüzüne Çıkıyor