Assange’ın duruşmasının ikinci ve son gününde Assange yine duruşmaya katılamadı. Davanın siyasi amaçlı olduğunu söyleyen avukatlar, Assange’nın sağlık durumunun kötü olduğuna işaret ettiğini ve uzaktan bile seyretmediğini söylediler.
Buna karşılık ABD tarafı, İngiliz Yüksek Mahkemesinin Assange’ın neden ABD’ye iade edilmesi gerektiğine dair argümanlarını sundu. Bunun başında da, yüzbinlerce gizli ABD hükümeti belgesini yayınlayarak, masum hayatları riske attığı ve bunun casusluk olduğunu iddia ediyorlar ve Assange’a sıradan gazeteci veya Wikileaks’e sıradan yayıncı gibi davranılamayacağını söylediler.
Assange’ın avukatları onun ABD’de 175 yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya olduğunu söyledi ancak ABD hukuk ekibi kendi argümanında buna karşı çıkıyor.
Assange’ın hapishanede zihinsel sağlığının yanı sıra fiziksel sağlığının da bozulduğu kaydediliyor. Ekim 2021’de mini felç geçirdi. Ayrıca öksürürken kaburga kemiğini kırdı. Karısı erken yaşlandığını düşünüyor.
Bugünkü duruşma sonucunda, hakimler kararlarını açıklamadılar ve ne zaman açıklanacağına dair bilgi de vermediler. Karar daha sonraki bir tarihte açıklanacak.
Wilkie : “Bu yeterince uzun sürdü’
Assange Avustralyalı. Duruşmaya katılan Avustralyalı parlamento üyesi Andrew Wilkie, Avustralya parlamentosunun geçen hafta Assange’ın anavatanına dönmesine izin verilmesi yönündeki çağrısının, İngiltere ve ABD hükümetlerine hukuki mücadeleyi sona erdirmeleri yönünde güçlü bir mesaj gönderdiğini umduğunu belirterek “Bu yeterince uzun sürdü” dedi.
Başbakanlık Ofisine Yürüyüş
Yukarıdaki tweet ekindeki resimlerden de görüleceği üzere, mahkemenin dışında Assange’ın serbest bırakılmasını isteyen çok sayıda insan vardı. Assange’ın eşi Stella bir ara bu kalabalığa seslendi ve duruşma bittikten sonra İngiliz Başbakanının resmi konut ve ofisinin yer aldığı Downing Caddesine yürümeye çağırdı. ABD’deki davayı “acınası” olarak değerlendirdi.
ABD’nin devlet suçlarının ortaya çıkması nedeniyle Assange’ın gazeteci sayılmasının önüne geçmeye çalışıldığını söyleyen Stella Assange şöyle devam etti ;
“Mahkeme salonunda konumlarını giderek daha net hale getirmeleri gerekiyor. Yaptıklarının cezasız kalması için, gazeteciliğin suç sayılması gerekiyor. Bu, gerçeğin suç sayılmasıdır. Onlar yalancı, suçlu ve kendilerini ifşa eden gazeteciye zulmediyorlar.Dünya bu mahkemelerin bu davayı nasıl ele alınacağını izliyor.”
Sınır Tanımayan Gazeteciler de Davanın Düşmesi Çağrısında Bulundu
Sınır tanımayan gazeteciler (RSF) yani basın özgürlüğü grubu da ABD hükümetine Assange’a yönelik “bitmek bilmeyen zulme” son vermesi ve 13 yıldır devam eden davayı düşürmesi çağrısında bulundu.
Kampanya direktörü Rebecca Vincent şöyle dedi :
“Hiç kimse kamu yararına bilgi yayınladığı için böyle bir muameleyle karşı karşıya kalmamalı. Gazeteciliği, basın özgürlüğünü ve tüm bilme hakkımızı korumanın zamanı geldi. Artık Assange’ı serbest bırakmanın zamanı geldi.”