2 Akademisyen hukuçu ve 1 CHP milletvekilinin Anayasa Mahkemesine yaptıkları başvuru sonucu Twitter engellemesinin kalkması hala tartışma konusu. Hukukçular mahkemenin kararı konusunda bir sorun görmezken, AKP’ye yakın hukukçular “usul”e itiraz ediyorlar.
Bilindiği gibi Anayasa Mahkemesi iç hukuk yolları tükendiğinde bireysel başvuruları kabul ediyor. İşte AKP’ye yakın hukukçuların itiraz noktası burada; iç hukuk yollarının tükenmediğini düşünüyorlar. Başvuruda bulunanlar ve AKP gibi düşünmeyen hukukçular ise, hem İdare Mahkemesinin kararının BTK-TİB tarafından uygulanmıyor olmasını, hem de bu konudaki dava açan 4 başvuruya karşı 12 milyon kişinin haklarının ihlal edildiğini öne sürüyorlar.
Bir yandan da AKP hükümeti, referandum ile getirdiği AYM’ye bireysel başvuru hakkı konusunda olumsuz düşünmeye başlamış gözüküyor. Önümüzdeki günlerde AKP hükümetinin bu konudaki bazı önlemlerini görmemiz kaçınılmaz.
Bunlar olup biterken, bir yandan da AKP’nin öne çıkan hukukçularından, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, kişilik haklarının ihlal edildiği gerekçesi ile sakıncalı içeriğin kaldırılması, bu mümkün değilse Twitter’in tamamen kapatılması talebiyle bireysel başvuru hakkını kullanarak Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
Kuzu, 1 sene kadar önce Twitter üzerinden kendisine hareket edildiği gerekçesi ile avukatları aracılığı ile savcılığa müracaat etti ve Türkiye’de muhatap olmadığı ve yargı yolunun devam edemediği için, sakıncalı içeriğin kaldırılması, bu mümkün değilse Twitter’in tamamen kapatılması talebiyle Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkını kullandı. Kuzu Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvurusunu şöyle anlattı :
“Bireysel başvuru hakkını 2010 yılından itibaren Anayasamıza koyduk, doğru da yaptık. O günden bu yana çok isabetli olmayan bir iki karar dışında bazı alanlarda hakikaten önemli mesafeler alındı. Bu kurumla alakalı olarak getirdiğimiz düzenlemede, bireysel başvuruda bulunabilmek için 2 tane şart öngördük. Bunlar, diğer mahkemelerin işine karışmama ve iç denetim yollarının tüketilmiş olması. En son çare ve İnsan Hakları Mahkemesi’ne gitmeden önce Anayasa Mahkemesi bu işi çözsün istedik. 2 tane gerekçemiz var, birincisi mali olarak yurtdışında ülkemiz büyük çapta tazminatlara maruz kalsın, ikincisi siyaseten neden yıpransın. Bu kurum son Twitter kararına kadar sorunlu gitmedi. Twitter kararı bir dönüm noktası ve bence önemli bir dönüm noktası. Gidilen yanlış yoldan gidilirse ülkede diğer mahkemelerin çok fazla anlamı kalmamış olur”
Kuzu başvurusunun bir misilleme olarak algılanmaması gerektiğini, kendisinin başına gelen böyle bir olayın gelmiş olduğunu ve Anayasa Mahkemesi’nin Twitter ile ilgili verdiği “denetim yolları tükenmiştir, gitse de sonuç alınamayacak” şeklindeki gerekçesinin tam da kendi durumuna uyduğunu söyledi. Kuzu şöyle devam etti :
“Elimde benim bir dosya var, bu dosyada Haziran 2013’de Twitter üzerinden burada okuyamayacağım çok ağır bir hakaret ve şahsımla alakalı. Bununla ilgili olarak savcılığa avukatlarım suç duyurusunda bulundular. Bu bilişim suçları kapsamında olan bir husus.
Burada Twitter’in merkezi yok, bürosu da yok. Bizim mahkeme kararlarımızı tanımıyor, Türkiye’yi adam yerine de koymuyor. Bütün Avrupa ülkelerini ve Arap dünyasını muhatap alarak hem o ülkede yaptığı hizmet karşılığı o ülkeye bir vergi ödüyor. 15 milyon takipçisi var Türkiye’de, bunun karşılığında 1 kuruş vergi ödemiyor, hem de binlerce hakaret öylece kalıyor. Özel hayatın gizliliği, özel hayatın korunması, kişilik hakları, devlet sırları ve kamu düzeni gibi çok temel kavramlar ayaklar altında sürünüyor.
Ben de bu tabloyu göstermek adına bir müracaatta bulundum. Anayasa Mahkemesi’nin Twitter kararından sonra bunu yapsaydım misilleme yaptığı söylenirdi, bu 1 sene önceki mesele, yeni bir olay değil. Bu Twitter kararı tam benim imdadıma yetişti.
Savcılık bu kararda diyor ki ; ‘muhatap bulamıyoruz, faili meçhul, ulaşamıyoruz, bizim kararlarımızı zaten Twitter tanımıyor.’ Zaman Aşımı Bürosu dediğimiz, kendi halinde depoya atılıyor, 8 yıl bekleme süresi var, ondan sonra zaten zaman aşımına uğramış oluyor bu talep. Şimdi bu hak arama özgürlüğüm bitmiş. Anayasa Mahkemesi’nin Twitter kararında verdiği bence çok yanlış olan, ‘denetim yolları tükenmiştir, gitse de sonuç alınamayacak’.
İşte bu durum tam benim bu olayımda var. Şu anda devam edemeyen bir yargı yolu, dosyam tamamen bırakılmış ve ben bekliyorum. Talebimiz, bir defa manen uğradığımız hakaret, bulunduğumuz konum itibariyle bir tazminat talebi. İkincisi bu sitedeki ilgili bölümün çıkartılması konusunda Twitter ile bir yazışma yapılması ve bu bölümün çıkartılması konusunda vereceği kararla bunu bildirmesi. Benimle alakalı bölümü çıkartamıyorsa TİB’e yazı yazarak Twitter’in tamamının durdurulmasını talep ediyorum. Madem çıkartamıyorsan bunu, o zaman tamamını durduracaksın”
Anayasa Mahkemesi’nin bu konuda ne karar vereceğini merak ettiğini söyleyen Burhan Kuzu,
“İfade özgürlüğü derken, Twitter’i bir nevi savunurken, birilerinin hakkı gözetilirken, benim özel hayatım, haysiyetim, şerefim, toplumdaki durumum, bu kadar küfürler, aşağılamalar ne olacak bakalım. İfade özgürlüğü dediğimiz bir tek Twitter üzerinden mi yapılır, başka kanallar yok mu dünyada? ‘Twitter gitti, ah biz öldük konuşamayacağız’ bu mudur yani. Burada verilen karar zaten yanlış, özellikle benimki tersinden gitme, tam Anayasa Mahkemesi’nin kararına cuk oturan, tam da onun şartlarını taşıyan bir tablo var, bakalım göreceğiz. Mahkemenin vereceği kararla Twitter’e karşı da bir dik duruşları olacak mı bunu görmek istiyorum”
derken, “Türk mahkemelerinin kararlarını tanımayan Twitter yetkilileri Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanıyacak mı?“ sorusuna karşı da şunu söyledi :
“Ben de onu merak ediyorum. Bakalım kendi kararlarını tanıyacak mı? Türkiye’de hükümete kararları uygulamıyorsun diye efelenenler, bakalım Twitter’e ne yapacaklar. Twitter ile alakalı 3 kişi müracaat etti 3 günde karar verdi, ben 1 haftaya razıyım”