Perşembe akşamı ITO Cemile Sultan Korusunda gerçekleştirilen 19 Bilişim ve Telekom Sivil Toplum Örgütünün (STK), Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binal Yıldırım ile gerçekleştirdiği ve 100 kişinin katıldığı “Diyalog Toplantısı”[1] sırasında bakanlıkla STK yetkilileri arasında karşılıklı bir görüşme yapıldı. Bu görüşmede derneklerin ilettiği sorunları bu yazımızda kısaca özetleyeceğiz.
Aşağıda anlattığımız talepler, 7 şubat 2013 tarihli “Diyalog Toplantısı”nda bilişim-telekom STK’ları tarafından bakanlığa rapor olarak sunuldu. Ayrıca bu konular toplantı sırasında bakanlığa iletildi. Bakan Binali Yıldırım bu konularda çeşitli cevaplar verip yorumlarda bulunurken, bakanlık yetkilileri de çeşitli notlar aldılar. Şimdi taleplere bakalım;
ARGE Talepleri
Son yıllarda devlet tarafında ARGE konularına daha çok önem verilir oldu. Gerek çıkarılan ARGE kanunu, gerek oluşturulan çeşitli fonlar, talepte bulunan ya da bulunacakları da konunun daha derinleşmesi için çalışmaya itti. Örneğin en tepeden bakarsak, daha önceleri sadece “ARGE desteği olmalı” denilirken, şimdilerde “ARGE’nin AR’ı kadar GE’sine de destek verilmeli” şeklinde ifadelere yer verilir oldu.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ile yapılan Diyalog toplantısındaki konuların başında da ARGE ile ilgili talepler geliyordu. Bu taleplere kısaca bakalım;
Ama taleplerden önce bu konuda, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın, Evrensel Hizmet Fonunda biriken paradan 300 milyon TL’yi aktardığı yeni fonu olduğunu hatırlatalım.
- Yazılıma ARGE Desteği Teşvik veren devlet kurumları (Tübitak ya da Kosgeb ya da bakanlıklar), yazılım firmalarına ARGE desteği istendiğinde, bunu değerlendirmekte zorluk çekiyor. Özellikle de mevcut bir yazılımın geliştirilmesi için destek istendiğinde, bunun ARGE olmadığı çünkü araştırılacak, patent alınacak bir yenilik olmadığı şeklinde cevaplanarak, reddedilebiliyor.Oysa 10cu Ulaşım Şurasında karara varılan önemli maddelerin başında bilişim-telekom ürünleri için 160 milyar $’lık hedefi var. Bu hedefin gerçekleşmesi için en önemli fırsatlar yazılım sektöründedir. Bunu da ancak bu sektörün teşviklerine sınırlar koyarak değil, nasıl yapılması gerektiği daha detaylı incelenerek gerçekleştirmek mümkün olacaktır.
- Gençlerin Girişimciliği için “Girişimci Şirket” Tanımı YapılmalıdırGençlerimiz kendi imkanları ile bir dijital ürün ürettikleri zaman bunun satışını gerçekleştirebilmek için mutlaka resmi bir işletme kimliğine sahip olmaları gerekiyor. Ancak bu belirli maliyetleri beraberinde getiren ve ticari risk almayı gerektiren bir durum. Acaba mevcut üç işletme tanımının yanına dördüncü bir girişimci şirketi tanımı eklenmesi gerekiyor. Vergiden muaf, ihracat kolaylıkları sağlanmış ve dijital dünyanın gereksinimlerine cevap verebilen böyle bir işletme tanımı pek çok parlak fikre sahip gencimizin önünün açarak Türkiye’nin küresel bir oyuncu olması için elzemdir.
- Online Yayıncılar ve İçerikçiler de ARGE Desteği İstiyorOnline yayıncılar, mevcut altyapılarını (web sitelerini), Web 2.0, Web 3.0 gelişmelere ayak uyduracak, güvenlik konusunda kendilerini son çıkan tehditlere göre ayarlayabilecek şekilde geliştirme yapmak yani ARGE’nin GE faslından yararlanmak istiyorlar.Aynı şekilde; Dijital yayınlar (tablet veya internet ortamında) üreten yayıncılar için bu emeklerinin teşvik edilmesi düşünülmelidir.
- Yazılım sektörü için Yerinde ARGE Eleman Zorunluluğu 50 araştırmacıdan 5’e DüşürülmeliBu madde nedeniyle bugün sadece çok büyük yazılım firmaları yerinde ARGE desteği alabiliyor. Çok büyük firmaların ARGE desteği alması da iyi bir şey olmakla birlikte, yazılım sektöründe daha küçük firmaların, özellikle de KOBİ tanımının K’si yani “KÜÇÜK” tanımına giren firmalar bu desteği alamıyorlar. Oysa yazılım 2 kişiyle bile yapılabiliyor. Bu nedenle daha küçük firmaların da destek alabilmesi için sayı 5 gibi bir düzeye düşürülmelidir.
- Büyük kamu projelerinde Önce ARGE ihalesi düzenlenmeli, ardından Satınalma ihalesi açılmalıTürkiye’nin küresel bir teknoloji markası yaratması için de ArGe çalışmaları çok önemli. Ancak yerli geliştirme ve tasarım ürünlerinin uluslararası pazarlarda rekabet edebilmesi için öncelikle ulusal pazarda benzer ithal çözümlerle rekabet edebilir olması gerekiyor. Büyük projelerde önce ArGe ihalesi düzenlenmesi, ardından satınalma ihalesi açılması bu konuda çok fayda sağlayacaktır.
- Elektronik’in stratejik sektör olarak tanımlanmasıOtomotiv elektroniği ve akıllı sistemler gibi yeni iş alanları açılması. Mobil sektörün verimliliğini arttırmak üzere, altyapı, baz istasyonları, vergiler gibi konularda iyileştirmelerin yapılması. ArGe çıktılarının üretime dönüşümü teşvik edilmesi. Yerlileşme oranının arttırılması için politika ve kararlılık sağlanması. ArGe ihaleleri düzenlenerek yerli geliştirme ve tasarıma rekabet imkanı tanınması. Tematik ve güdümlü projelerde üniversite ile işbirliğini teşvik edici önlemlerin alınması.Stratejik alanlarda ulusal yetenek kazanımının artırılması için öncü firma güdümlü proje/ihale çağrılarının yapılması.
- Bilişim-Telekom Strateji Geliştirme PlatformuDünyanın bir köye dönüştüğünü görüyoruz. Bu dönüşüm içinde küresel faaliyetler gösteren firmaların, hukuki açıklardan faydalanarak, elde ettiği faydanın kaynağına bir dönüşüm sağlamadığını da gözlemlemekteyiz. Google’ın dijital reklam pazarında aslan payını alması ve bu süreçte Türkiye gibi gelir elde ettiği ülkelere vergi vermemesi örnek gösterilebilir. Dünyanın değişen bu kurallar manzumesinde klasik düşünce şekilleri ve temelini binlerce yıl öncesinden alan beşeri hukuk kuralları maalesef esnek ve yeterince hızlı çözümler üretmemektedir. Türkiye’nin bu küresel dönüşüme uyum sağlaması için muhtelif sektörlerden fikir ve düşünce insanlarının bir araya geleceği ve ülkemiz yöneticileri ile fikir istişaresinde bulunacağı bir platformunun kurulması özellikle 2023 hedeflerine ulaşmak açısından gereklidir.Aşağıda yer alan bakanlıklar arası koordinasyon başlığı da aynı kapsamda ele alınabilir.
- Oyun Geliştiriciliği Özel Olarak DesteklenmelidirOyun sektörünün geliştirilmesi için son dönemde çıkarılan teşvikler oldukça motive edici olmakla birlikte Türk Oyun sektörünün Kore ve Çin gibi gelişmiş pazarlarla rekabet edebilmesi için yeterli değildir. Bu alanda farklı teşvikler ve özellikle maddi teşvikler dışında yapılabilecekleri organize etmek üzerine bir birim kurulmalı ve spor tarafı ile Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı olan TUDOF (Türkiye Digital Oyun Federasyonu) oyun geliştiriciler konusunda bilişimin bağlı olduğu Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile koordineli çalışmalıdır.
- İnternet Cafeler için Özel Projeler OluşturulmalıdırTürkiye’de her türlü zorluğa rağmen 25.000 üzerinde internet kafe’nin bulunduğu ve buralara giden milyonlar seviyesindeki insanları göz önüne alırsak, bu kafelerin daha sağlıklı ortamlar haline dönüştürülmesi ile ilgili projeler yaratmak zorundayız.
Offset Anlaşmaları
Görüşülen diğer bir konu Offset anlaşmaları hakkındaydı. Dünyada eskiden beri yapılan “Offset” anlaşmaları, bir pazara, bir şirkete ya da kamuya mal satmak isteyen firmalara, satmak istediği proje-hizmet ile ilgili olarak yapılacak çalışmaların bir kısmını o pazardaki kaynaklarla sağlaması ve bu yolla kazandığı parayı aynı pazara bırakması anlamına geliyor. 3G ihalesinde konulan, lisans alacak operatöre 500 mühendisli ARGE merkezi kurma zorunluluğu ve altyapı yatırımında kullanacağı cihaz ve bu cihazların kurulması için yapılacak hizmetlerin % 40’ını yerli KOBİ firmalardan alma zorunluluğu bu tür bir çalışmaydı. Benzer bir şekilde, AB’nin HP, Nokia gibi firmalara geçen hafta koyduğu “700.000 yeni iş yaratma” anlaşması da aynı kapsamda bir gelişmedir. Bilişim-telekom STK’ları da bu tür anlaşmaların çok daha fazla arttırılması gerektiği düşüncesinde. Bu konudaki notlar şu şekilde;
- Yerli Yazılımın, Offset Anlaşmalarına KatılmasıTüm sektörlerdeki offset uygulamalarında büyük ölçekli alım yapılmış olan yabancı kuruluşun, offset tutarının %50 sini, yazılım sektörümüzün önde gelen STK’ları aracılığıyla yazılım sektöründen temin etme şartı getirilmelidir.
- 3G ihalesinde % 40 KOBİ’lerden Alım Şartı Uygulamasında Sorun Var3N hizmetlerinin yetkilendirmesinde Usul ve Esaslar mevzuatı kapsamında operatörlerin yerli üreticilerden donanım ve yazılım tedariği” zorunluluğunun (%40 yerinde AR&GE mevzuatında yetkilendirilmiş kuruluşlardan ve %10 yazılım ve donanım ihtiyacının Türkiye’de ürün veya sistem geliştirilmek üzere kurulmuş KOBİ niteliğindeki tedarikçilerden alınması) operatörler tarafından tam olarak yerine getirilmiyor.Operatörlere yönelik yerli ürün üreten ve operatörlerden, bu ürünlerin ihtiyaçlarını karşıladığına dair referans mektupları edinmelerine ya da teşvik alarak bu ürünleri üretmiş olmalarına rağmen, kendilerinden yerli ürün tedariki yapılmayan KOBİ’ler sınırlı imkanlarıyla yaptıkları hatırı sayılır yatırımlar tehlikeye girmiş durumdadırlar. Tedarikler yabancı ürünleri yerli tedarikçiden alınması şeklinde yapılabiliyor.
- 3G İhalesinin Yazılım-Donanım için % 10 Koşulu “Üreticiden” Olmalı3G ihalesinde yerli üretimin korunması için %10 mevzuatının “tedarikçilerden” değil de “üreticilerden” olarak değiştirilmesi gereklidir. Çünkü %10 mevzuatında “tedarikçi” tanımı, ithal ürünün yerli firmadan temin edilip operatöre sağlanması imkanını da beraberinde geitmektedir.
- 500 Nüfusun Altındaki Mobil Altyapı İhalesinde de Offset OlmalıEvrensel Hizmet kapsamında 500 nüfusun altında mobil altyapısı bulunmayan yerleşim yerlerine evrensel hizmet yükümlüsü olarak hizmet verecek olan işletmecinin belirlenmesi için yapılan ihale kapsamında yerli üreticiden belli bir oranda alım şartı getirilmesinin yine yerli kobilerimizi desteklemekte büyük katkı sağlayacağını düşünmekte idik ancak bu ibare ihale şartnamesinde yer almadığından böyle bir imkan bulunmamaktadır.
- Google gibi firmalarla benzer anlaşmalarOnline yayıncılığın sınır tanımaması nedeniyle, zaman zaman büyük para gücü olan firmaların üstünlüğü ile yerel yayıncılar istene yere gelemeyebiliyor. Google’ın Fransa’da yaptığı gibi, Türkiye’den kazandıklarının bir kısmını yerel yayıncılarla paylaşmasının yolu açılmalıdır.
Kamu İhalelerinde Yerli Ürün ve Hizmetlere Pozitif Ayrımcılık
Bilişim sektörünün 3 ana müşterisi vardır. Kamu, Finans ve Telekom sektörleri. Oysa kamu ihalelerinde yıllardan beri yerli ürün ve hizmetlerden adeta kaçılıyor. Bunun nedeni başarısızlık durumunda müfettişlere hesap verememe olarak yorumlanmakla birlikte, devletin kendisinin güvenmediği bir sektör nasıl gelişir diye sormak lazım. Bu kapsamda 3 madde var..
- Yerli Yazılım “Ürün” Kabul EdilmeliKamunun eşit seçenekler arasında yerli yazılıma pozitif ayrımcılık yapması sağlanmalıdır. Kamu ihalelerinde yerli yazılımlar “ürün” yerine “hizmet” şeklinde kabul ediliyor. Halbuki yabancı yazılımlar “ürün” olarak alınıyor. Bu durumda, yabancı yazılıma ilave istendiğinde, ilave para talep ediliyor ama yerli yazılıma, yan dairenin başkanı bir şey, diğer dairenin başkanı başka bir şey ilave ediyor ve ilk fiyatın üzerinden talep edilen ilave taleplerle iş zarara dönüyor.
- Offset Anlaşmaları YapılmalıBunu yukarıda anlattık. Yabancı firmalardan alım yapılsa bile, içine yerli katkı payı özellikle de KOBİ’lerden alım şartı konulmalıdır.
- Hizmet fiyat tarifeleri Tespit EdilmelidirBilişim sektöründe hizmet gelirleri dünya ortalaması olan % 40’ın çok altında olup % 10’lar civarında seyretmektedir. Verilen hizmetlere ilişkin minimum hizmet tarifesi oluşturulması ve denetlenmesi sektörün istihdamını ve hizmet kalitesini artıracaktır.
Eleman Konusu
Bilişim-telekom sektörü firmaları son yıllarda bilinçli standardizasyon, nitelikli eleman, sektör envanteri konularında önemli çalışmalara imza atıyorlar. Bu kapsamda bakanlıktan talepler, toplantı sırasında istenilenler şu şekildeydi;
- Nitelikli Eleman Yetiştirme-YönlendirmeYazılım sektörünün “Nitelikli Ara Eleman” Problemini çözmek amacıyla yazılım alanında faaliyet gösteren STK’ların geliştirdiği ülke çapındaki büyük ölçekli nitelikli eleman yetiştirme projelerine bütçe/fon desteği sağlanarak, Teknik Liseler, Meslek Yüksek Okulları, MEB ve YÖK gibi ilgili kamu kuruluşlarıyla STK’lar arasında koordinasyon sağlanmalıdır. Çünkü her yıl ilgili konulardaki liselerden 350.000 mezun olmasına rağmen, bilişim sektörü bu kademede eleman bulmakta zorluk çekiyor. Bu 350.000 kişinin çok azı değerlendirilebiliyor. Gerisi kayboluyor. Bu durum 3 taraf için de kayıp anlamına geliyor; devlet istihdam kaybediyor, yazılım firmaları eleman, mezunlar kendilerine uygun iş bulamıyor.
- Çağrı Merkezlerinin “Tehlikeli İşKolu” tanımlamasına Alınması Doğru DeğildirÇağrı merkezi faaliyetlerinin İş Sağlığı ve Güvenliği Tehlike Sınıflamaları kapsamında “tehlikeli” işkolu olarak öneren tebliğde değişiklik yapılması ve sektörümüzün “az tehlikeli” sınıfa alınması uygun olur.
- Bilişim sektöründe AB denkliği de olacak olan mesleki belgelendirmenin özendirilmelidirBilişim sektöründe belirlenen mesleklere ilişkin standart ve yeterlilik oluşturma konusunda Tübider’in çalışmalarıyla önemli bir yol alınmış ve Mart 2013’te Mesleki Yeterlilik Kurumu onaylı meslek sertifikaları verilmeye başlanacaktır. Sektörde özellikle giriş ve orta kademe işgücü sorununu çözecek bu çalışmanın desteklenmesi sektörün standartlarının yükselmesine katkı sağlayacaktır.
- Bilişim Yayınları Eleman Teşviki İstiyorBilişim yayınlarının “ihtisas” isteyen bir konu olması ve sektörün ihtiyaçlarına daha doğru cevap vermesi, haberciliğin gelişmesi açısından eleman desteğine ihtiyaç var. Genellikle “reklam” modeliyle çalışılan yapı olunması, nitelikli eleman çalıştırılmasını zorlaştırıyor. Bu konuda SGK primleri ve/veya vergi açısından avantaj sağlanmalıdır.
Envanter
Bilişim firmaları özellikle KOBİ’ler yatırım yapacakları zaman hangi alanın boş olduğunu görebilmek için devletin TÜİK gibi kurumlarının envanter çalışması yapmasını istiyorlar.
- Yazılım Sektörü EnvanteriYazılım sektörünün envanter bilgi sistemi altyapı projesi için bütçe-fon ayrılmalıdır. Bu ülke çapındaki iddialı proje sayesinde tüm yazılım ve bilişim sektörünün ana ve alt kırımlılarında ki pazar büyüklüğümüz, güçlü olduğumuz alanlar, yatırım yapılması gereken alanlar, yazılım sektörü kapasitelerimiz, yetkinliklerimiz gibi çok önemli bilgiler ve analizler tüm ilgili kurumlar tarafından online izlenebilir hale gelebilir.
- Kanal (Şirket) EnvanteriBilişim sektöründe teşviklerin faydalı, bilişim şirketlerinin doğru yönlendirilebilmesi için Sektör Firma Envanteri gerekmektedir. Ayrıca çıkarılacak sektör firma envanterinin de canlı tutulması gerekmektedir. Bir diğer nokta haksız rekabeti önceyi tedbirler alınmalıdır. Sektörü temsil edecek bir kuruma da ciddi ihtiyaç vardır. Bunu TOBB altında etkin, yaptırımları olan yapılanma olarak düşünüyoruz.
- “Türk Profesyonelleri Veri Tabanı” ile “Şirketlerimiz Veri Tabanı”SİNERJİTÜRK’ün tersine beyin göçü yerine, yurtdışında çalışan her Türk’ün bulunduğu yerde bir üst pozisyona gelmesinin ülkemiz için çok önemli bir kazanım olduğu bilinciyle bu yönde de gayret gösterecek ve böylece yurt içinde ve yurt dışında daha üst konumlara gelmiş ve güçlenmiş şirket ve profesyonellerle bir yandan Türkiye büyür ve gelişirken öte yandan ülkemizin bu ülkelerde daha da güçlü lobi faaliyetlerinde bulunması mümkün olacaktır.
Telekomünikasyoncuların Talepleri
Telekom dernekleri, rekabetin adl ve yürüyebilir olmasını sağlayacak ve operasyonu rahatlatacak bazı taleplerde bulundular.
- Türk Telekom’un kullanımında olan milli altyapıdaki kanal ve gözlerin en kısa zamanda paylaşıma açılmasını bekliyoruzBTK tarafından “Fiziksel Şebeke Altyapısına Erişim” Pazar analizi hakkında kamuoyu görüşleri alındı. Bunun ardından TT’nin EPG olarak belirlenmesi ve Referans Teklifini yayınlaması bekleniyor.
- Türk Telekom Port’dan bazlı ADSL tarifesi bekliyoruzİşletmecilerin ADSL hizmetlerini farklılaştırabilmesi için gerekli olan ve 2-3 yıldan bu yana konuşulmakta olan port bazlı toptan tarifelerin oluşturulması için BTK Kurul kararları aldı ancak Türk Telekom bu tarifeleri oluşturmaktan kaçınıyor, kabul edilemez tarife önerilerinde bulunuyor.
- İşletmecilerin E-Fatura gönderme imkanı sağlanmalıdırTT, TTNet ve üç GSM işletmecisi abonelerine E-Fatura gönderebiliyorlar. Bu imkan Telkoder üyesi yeni nesil işletmecilere tanınmıyor.
- Telekomünikasyon işletmecileri Tüketici Hakları yönünden BTK denetimine tabi, ancak aynı zamanda Sanayi Bakanlığı denetimine de tabiler. Bu sorunun giderilmelidirTelekomünikasyon işletmecileri Tüketici Hakları yönünden BTK denetimine tabi, ancak aynı zamanda Sanayi Bakanlığı denetimine de tabiler. Bu işletmeciler için 2 kere aynı konunun incelenmesi anlamına geliyor ve sorun oluşturuyor.
Katma Değerli Servislerin Önünde Engeller Var
- e-Ticaret Kanununda Düzelmesi Gereken Bölümler Var : e-Ticaret Kanun Tasarısının 6. Maddesindeki ifadenin mobil pazarda bir daralmaya sebep olabileceği öngörülüyor. Bunun tekrardan ele alınması gereklidir. TBMM Genel Kurulunda kısa süre içerisinde görüşülmesi beklenen ‘Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun Tasarısı’nın 6. Maddesinde “ancak önceden” izin şartı getirilmekte ve önceden onay alınmaksızın gönderilen ticari elektronik iletiler yasaklanmaktadır.
- Katma Değerli Servislerde Rekabet Aykırılık Sorunu VarÇağdaş ödeme sistemleri ve iletişim teknolojisi sayesinde tüketiciler dünyanın her noktasında sunulan Katma Değerli Servislere ulaşabilmektedir. Yerli firmalar, yabancı firmalar ile fiili olarak aynı pazar altında yer almakta ve yabancı firmalarla doğrudan rekabet etmek zorunda kalmaktadırlar. Türkiye’de faaliyet gösteren mobil katma değerli servis şirketleri ile yurt dışından Türkiye’ye ürün ve hizmet satışı yapan Apple, Samsung gibi firmalar arasında vergi ve regülasyonlar açısından rekabete aykırı bir durum oluşmaktadır.
- Katma Değerli Servislerde % 25 ÖİV’nin Düzeltilmesi GereklidirGider Vergileri Kanunu’nun 39. Maddesi ile özel iletişim vergisi düzenlenmiş durumdadır ve mobil elektronik haberleşme hizmet sağlayıcılığı kapsamındaki tüm işlemler %25 oranında özel iletişim vergisine tabi tutulmaktadır.Burada verginin konusunu oluşturan hizmetler olan elektronik haberleşme hizmetlerinin tanımı, verginin hangi faaliyetlere uygulanacağının belirlenmesi açısından çok büyük önem arz etmektedir. Öyle ki, bilgilendirme, oyunlar, şarkı ve video gönderimi gibi içerik servislerinin, tüketici tarafından doğrudan veya uygulama mağazaları (app store, chrome web store) aracılığıyla internet üzerinden temin edilmesi halinde bu hizmetler için ÖİV uygulanmamakta ancak aynı içeriklerin mobil operatör aracılığıyla SMS, MMS ve benzeri yöntemlerle temin edilmesi halinde % 25 ÖİV uygulanmaktadır.Ayrıca Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından alınan telsiz ücretlerinde de M2M’e ilişkin istisna getirilmesinde büyük fayda olacaktır.
Elektronik Atık Konusu
Bu konuda bakanlığa toplantı öncesinde Mobilsad tarafından detaylı bir rapor sunuldu. Bu raporda 31/12/2012 itibariyle ülkemize giren cep telefonu sayısı şöyle verildi;
- 2012 sonu itibariyle İthalat – 145.560.000 adet (31,801,810,000 TL CIF)
- 2005-2012 arasında Yolcu Yanında getirilen – 5,945,750 adet (1,394,175,000 TL)
- 2005 sonrası kayda alınan – 19 milyon – 3,135,000,000 TL
- TOPLAM – 170,505,750 adet (36,330,985,000 TL CIF)
Yukarıdaki verilerden hareketle, ülkemize getirilen toplam cihaz sayısı ile mevcut abone sayısı karşılaştırıldığında “atıl cihaz” sayısına ulaşılması mümkün olacaktır. 2012 yılı sonu itibari ile yaklaşık 65 milyon GSM abonesi olduğu kabul edildiğinde, aynı tarih itibari ile 1994 yılından bu yana 105,5 milyon adet cep telefonunun atıl duruma geldiği hesaplanacaktır. Buna göre cari CIF fiyatları itibari ile atıl duruma gelen/getirilen cihazların parasal değeri yaklaşık 23,1 milyar USD dir.
Mobisad bu konuda 2 öneri yapıyor;
- 2.el Cep Telefonu ticaretinde KDV oranı % 1’e çekilmelidir.
- Atıl cep telefonlarının geri kazanımı amacıyla sektöre mahsus elektronik atık yönetimi yani “Atık Fon İşletmesi” Kurulmalıdır.
Bulut Bilişim ve Veri Güvenliği Konusunda Düzenleme Gerekli
Bulut bilişim altyapılarında veri güvenliği ve hasta mahremiyeti açısından bakıldığında yabancı firmaların Türkiye’deki bulut yapılanmalarının dikkatle ele alınması ve veri güvenliği ve mahremiyet açısından denetleyen bir mekanizma kurulması gereklidir.
Bakanlıklar Arasındaki Çalışmalar – Koordinasyon
Bu toplantıda yer alan bilişim-telekom STK’larının pek çok konusunda farklı bakanlıkların sorumlulukları aynı anda söz konusu olabiliyor. Bu nedenle de, katılımcıların bir sorusuda buydu. Örneğin Sağlık Bilişim Derneği, kendileri ile ilgili konularda Sağlık ve Ulaştırma, Denizcilik, Haberleşme Bakanlığının koordinasyonunu nasıl yapabileceğini sorarken, aynı konuda TUDOF (Digital Oyunlar Federasyonu) için de geçerliydi.
Diğer yandan ARGE konularında Ulaştırma, Denizcilik, Haberleşme Bakanığı ile Sanayi Bakanlığı, Maliye Bakanlığının koordinasyonu bazı konularda karmaşık sorunlar yaratabiliyor. Dolayısıyla bu konuda da bir koordinasyon şart.
STK’lar aynı kapsamda Bilgi Toplumu stratejisinin uygulama sürecinin yönetilmesine yönelik nasıl bir organizasyon yapısı olacağını da soruyorlar.
[1] Binali Yıldırım, Bilişim-Telekom STK’ları ile Diyalog Yemeğinde Buluştu