Anlaşılan Avrupa-ABD arasındaki sular ısınıyor. Yıllardır Amerikalı internet devlerinin servislerini kullanan ve karşılığında Spotify dışında önemli bir şirket çıkaramayan ya da Skype örneğindeki gibi büyük olacak girişimlerini ABD’ye satmayı tercih eden Avrupa şimdi, bir yandan Amerikalı şirketlere karşı yasal önlemler alırken, bir yandan da kendi bünyesinden şirket çıkarmayı istiyor.
Spotify’ın kurucusu Daniel Ek, servetinin 1 milyar Euro’luk kısmını Avrupa’nın “moonshot projelerine” yatırmayı taahhüt etti. Slush isimli her yıl Helsinki’de düzenlenen teknoloji konferansı ile ilgili bir sohbette
“Hepimiz en büyük zorluklardan birinin sermayeye erişim olduğunu biliyoruz. İşte bu yüzden bugün kişisel kaynaklarımdan 1 milyar Euro’yu girişimciler ekosistemine ayıracağımı belirteyim. Ve bunu, fark yaratmak için derin teknolojiye odaklanan özel projeleri (moonshot benzetmesi kullanmış) finanse ederek yapacağım. Bunun için de bilim adamları, girişimciler, yatırımcılar ve hükümetlerle birlikte çalışacağım”
Ek, 10 yıl içinde Avrupa’dan, ABD’dekilere benzer süper girişimler çıkması için çalışmak istediğini söyledi.
“Avrupa’nın ekosistemin gelişmesi için daha fazla süper şirkete ihtiyacı var. Ancak daha da önemlisi, toplumlarımızın şu anda uğraştığı sonsuz karmaşık sorunların üstesinden gelme şansımız olacaksa, şirketler, hükümetler, akademik kurumlar, kar amacı gütmeyen kuruluşlar ve hepsinden çok da yatırımcılar dahil olmak üzere farklı paydaşlar olarak birlikte çalışmaya ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.”
Daniel Ek, Spotify’ı yöneterek, satmadan 2018’de halka açmayı başardı. Şimdi pek çok Avrupalı kurucunun girişimlerini erken dönemde satmasına üzüldüğünü söylüyor;
“Avrupalı girişimcilerin, sürecin çok erken safhalarında satış yaparak şaşırtıcı vizyonlarından vazgeçtiklerini gördüğümde gerçekten üzülüyorum. Çıtayı yükseltmek ve ilham kaynağı olmak için daha fazla süper şirkete ihtiyacımız var”
Ek, kısa vadeli kârlılık veya finansal getiri şansı olmayan iddialı, keşifsel ve çığır açan çözümler üzerinde çalışan şirketlere bakıyor. Bunlar genellikle derin teknolojik girişimler olarak adlandırılıyor. Ek yatırım yapacağı bazı alanları makine öğrenimi, biyoteknoloji, malzeme bilimleri ve enerji olarak tanımladı.
Ek uzun zamandır sağlık teknolojilerine de ilgi gösteriyor. 2013’te Financial Times’a yaptığı açıklamada , gelecekte doktorların “kitlesel üretilen ilaçlar” yerine, hastaların DNA’sını kullanacağını düşündüğünü söyledi. Ayrıca boş zamanlarında genetik ve DNA dizilemesi üzerine okumakla geçirdiğini, ancak teknolojinin olması gereken yerde olmadığını da söyledi. Bu yedi yıl önceydi – ve teknoloji o zamandan beri gelişti: Bunun bir örneği, genleri düzenlemek için kullanılabilen DNA teknolojisi olan Crispr-CAS9’dur.
Bu yılın başlarında , sağlık teknoloji şirketi 140 milyon Euro’luk C Serisi turu topladığında, İsveç teletıp start-up’ı Kry’den 16 milyon Euro’luk küçük bir hisse satın aldı .
Ek bir yıl önce, 2019’un başında da, İsveçli girişimci Hjalmar Nilsonne ile birlikte bir yapay zeka şirketi kurdu. HJN Sverige adlı şirket, doktorların hastalıkları daha kolay iyileştirdiklerinde daha erken tespit etmelerine yardımcı olacak ürünler ve hizmetler geliştirecek. Ek, şimdiye kadar bu şirkete yaklaşık 3 milyon € yatırım yaptı.
Ama Dainel Ek, yalnızca sağlık teknolojileri girişimlerine yatırım yapmıyor. 2016 yılında Spotify’ın kurucu ortağı Martin Lorentzon ve melek yatırımcı Shakil Khan ile birlikte İngiliz çevrimiçi konut piyasası Student.com’a yatırım yaptı. Aynı yıl, Ek’in nişanlısı, şimdiki eşi Sofia Ek, Ek’in Güney Kıbrıs’taki offshore hesabı aracılığıyla İsveçli kan testi şirketi Werlabs’a yatırım yaptı. Güney Kıbrıs zenginler için bir vergi cenneti olarak biliniyor ve Ek’in 2011 yılında orada açtığı hesap, şirketi DGE Investments aracılığıyla Kry, Werlabs ve Student.com’daki yatırımlar için kullanıldı.
Ek, Slush sohbetinde, küresel sorunlara daha bütünsel bir yaklaşıma ihtiyacımız olduğundan bahsetti.
“Bir soruna tekil bir çözüm bulmak yerine, sistem çapında bir çözüm düşünmemiz gerekiyor, sağlık hizmetleri bunun harika bir örneğidir. Sağlık hizmetlerinde birçok yapısal sorun var ve tıpkı Spotify’da yaptığımız gibi, parça parça gitmeli ve aslında tüm paydaşlar için bir kazan-kazan olan bir şey yaratmalısınız.
Avrupalı şirketler bugünlerde Amerikalı internet devlerine karşı kendilerini korumaya yönelik önlemler almaya çalışıyorlar. Ama savunmaya çekilmek yerine, saldırı yapmak yani bir süper şirket yaratmak daha akıllıca gibi gözüküyor. Bakalım Daniel Ek gerçekten bir fark yaratacak mı?