Hemen belirtelim, bu yazı ne tamamen futbolla ne de salt teknolojiyle ilgili. Teknoloji hayatın her alanına dokunduğu gibi futbola da e-bilet uygulamasıyla dokununca bu konuyu irdelemeden geçmek olmaz diye düşündük. İspanyol diktatör Franco ve Portekizli meslektaşı Salazar’la özdeşleşen 3F (fado, fiesta futbol veya fado, fatima, futbol) formülü oldukça tanınmış bir formüldür. Rivayete göre, futbol diktatörlerin halkı daha rahat yönetmek için kullandıkları 3 afyondan birisidir… Şimdi devreye sokulan e-bilet uygulamasının da bir yandan yeni rant alanları sağlarken bir yandan da rayından çıkan afyon durumundaki futbolu dizayn etmek için alelacele devreye alındığı tartışılıyor..
Dün akşam, futbolseverleri yakından ilgilendiren bir müsabaka vardı ve ezeli rakipler Beşiktaş ile Fenerbahçe, Atatürk Olimpiyat Stadı’nda kozlarını paylaştı. 2 kırmızı kartın çıktığı maç 1-1 beraberlikle sona ererken, en çok tartışılan konulardan birisi kısa süre önce devreye alınan [1] ve ilk kez bu hafta başlayan e-Bilet uygulaması oldu. Taraftarların büyük bir çoğunluğu, hem fişleme endişesi hem de e-Bilet hükümete yakınlığı ile tanınan Çalık Grubunun Alternatif Bank’ı üzerinden işlem yapıyor olması nedeniyle uygulamayı protesto edince, bu son derece önemli derbi maçında tribünler büyük ölçüde boş kaldı.
Beşiktaş’ta bazı taraftar grupları, elektronik bilet (e-bilet) uygulamasını protesto edip, derbiye gelmezken, karşılaşmayı 25 bine yakın sporsever izlediği ve bunun büyük kısmının kombine bilet sahipleri olduğu belirtildi. Sadece kombine kart ve passolig kartı bulunan taraftarların girebildiği derbide, passolig ile bilet alanların sayısının yaklaşık 8 bin olduğu öğrenildi.
Passolig’in Amacı Karaborsada Bilet Satışını ve Futbolda Şiddeti Önlemek mi?
Taraftarların e-Bilet uygulamasına neden karşı çıktıklarını işlemeden önce, bu uygulamanın niye devreye alındığına bakalım. Bu yeni uygulama aslında “Sporda Şiddet ve Düzensizliği Önleme Kanunu” diye bilinen 6222 sayılı yasanın getirdiği bir uygulama ve hazırlıkları uzun süredir yapılmakta. Amaç, bir yandan karaborsada bilet satışını önlemek bir yandan da biletli seyircilerin kendi koltuklarına oturmalarını sağlayarak güvenlik tedbirlerini artırmak.
Ülkemizde trübünlerde taşlı sopalı kavgalardan bıçaklı yaramalara dek olayların yaşandığı, pek çok maçta trübünlerden sahaya yağmur gibi yabancı madde yağdığı göz önüne alınırsa, bu uygulamanın çok da yanlış olduğu söylenemez… Ancak bu durum aslında pek çok yasal düzenleme için geçerli değil mi? Örneğin çocuk ve gençlerin zihinsel ve bedensel gelişimlerine zarar vermemek ve veya çocuk pornosunu engellemek için (yersek!) devreye alınan Güvenli İnternet uygulaması ya da nefret suçlarını, sosyal medyadaki hakaretleri engellemek için devreye alınan (ama ilk icraatları seçim öncesinde Twitter’ı ve YouTube’ü kapattırmak olan) yeni internet yasamız gibi…
3 Büyüğün Taraftarları e-Bilet’e Karşı
Peki taraftarlar niye bu uygulamaya karşı çıktılar? Bu sorunun yanıtını ülkemizde en çok taraftara sahip olan 4 büyük kulübün taraftar grupları UltraAslan, Genç Fenerbahçeliler, çArşı ve vira tribün grupları yaptıkları basın açıklamalarıyla [2], [3], [4], [5] aslında oldukça net bir biçimde ortaya koymuş durumdalar. Açıklamaların ortak noktası her türlü hava şartında ve zorlu koşullarda takımını destekleyen taraftarların birer “müşteri” konumuna düşürülmesinin yarattığı kızgınlık ile bu uygulama sayesinde “birilerine (Alternatif Bank’ın sahibi olan Çalık Grubu) RANT sağlanıyor mu?” düşüncesi.
Dün akşamki derbi maçın beklentilerin çok altında bir taraftar grubu tarafından stadyumda izlenmesi de çArşı grubunun başlattığı boykot kampanyasının etkili olduğunu gösteriyor. Hatta bu boykot, bizzat Beşikta kulübü yönetim kurulunun “hadi sizi görelim” açıklamalarına rağmen [6] etkisini gösterdi.
Hükümet tarafında ise, etraflıca tartışıldılıp, sezon sonunda/yeni sezon başında devreye alınması yerine şimdi / hemen uygulanmaya başlaması biraz manidar. Üstelik e-bilet uygulamasının ilk uygulanmaya başladığı maçlardan birisi de Beşiktaş – Fenerbahçe maçı. Yani uygulamaya ilk maruz kalanlar, Gezi Parkı eylemleri sırasında protestolara açıktan destek veren ve daha sonra yayıncı kuruluşun maçlar esnasında yapılan protestolar duyulmasın diye ekrandaki sesi kısmak zorunda kaldığı taraftar grupları.
Hükümetin 1 Mayıs ve sonrasında Gezi Parkı yıl dönümü öncesinde tribünleri baskı altına almaya çalıştığı ve bu yüzden uygulamanın apar topar devreye alındığını söyleyenler hiç de azımsanmayacak ölçüde. Çünkü ne de olsa “Futbol asla sadece futbol değildir!”
Son sorumuz şu; bakalım e-bilet savaşını kim kazanacak? Taraftar mı? Uygulamacılar mı?
[1]-e-Bilet Güvenlik mi, Fişleme mi?
[3]-GFB 06 Ankara’dan #EBileteHAYIR Yürüyüşü Genç Fenerbahçeliler
[5]-E-bilete hayır çünkü passo yalan! çArşı
[6]-BJK Resmi İnternet Sitesi Büyük Beşiktaş Taraftarına Çağrı