Büyüyen şirketlerdeki teknoloji yapılanması, İnternet’in popülerleşmesi ve yeni iş kolları ortaya çıkması, pazardaki B.T. çalışanı ihtiyacını arttırmaktadır. Amerika, Kanada, Almanya gibi gelişmiş ülkelerdeki B.T. elemanı açığı, Türkiye’den bir çok başarılı uygulama geliştiricinin de bu ülkelere göç etmesine sebebiyet vermektedir. Zaten kalifiye eleman sıkıntısı yaşayan Türkiye’de B.T. sektöründe ortalama iş değiştirme süresi altı ay gibi inanılmaz bir rakama inmiştir. Bu inanılmaz bir rekabet olduğunun ve şirketlerin kalifiye elemanlarını memnun edemediklerinin bir göstergesidir. İş değiştirme süresini arttırabilmek, uygulama geliştirme ortamlarının da verimini arttırmak demektir. B.T departmanlarında, uygulama geliştirme ortamlarında yaşanılan sıkıntıları, başarıya veya başarısızlığa giden yolları, kaos ortamlarını sizlere yazılarımda aktarmaya çalışacağım. Zaman zaman yeni teknolojilere değinip, sektörün lideri A.B.D’deki gelişmeleri yazılarıma dahil edeceğim.
1996 senesinde A.B.D’de, Rite Aid Corporation’da sistem mühendisi ve uygulama geliştirici olarak çalışıyordum. Bir gün, Eagle Managed Care şirketinin B.T. Direktörü olan John Benesole masama bir yazı bıraktı. B.T’de çalışan herkese bu yazıyı bıraktığını ve benim de, herkes gibi bu yazıyı okumam gerektiğini söyledi. Gitmeden önce de daha sonra gelip yazı hakkında ne düşündüğümüzü soracağını söyledi.
Yazı, Fast Company adlı dergiden fotokopi çekilmişti. Paul Roberts’ın yazdığı ve başlığı “Drop and Code Me Twenty” olan yazı, Seattle’da yapılan bir yazılım kampındaki beş günlük ilginç eğitimi anlatıyordu. Kampın kurucusu ve eğitimleri tasarlayan kişi Microsoft’un ünlü yazılım geliştirme yöneticisi Jim McCarthy’di. “Teamworx Software Development BootCamp” adlı bu kamp, Jim McCarthy’nin Microsoft’tan ayrıldıktan sonra kurduğu ve uygulama geliştirme sektörüne eğitim verdiği bir kamptı. Kampın yeri, Seattle’ın doğusunda şehir hayatından tamamen uzak bir ortamda, İnternet bağlantısının, bilgisayarların ve hatta sunum tepegözlerinin bile olmadığı bir ortamdı; beşer bin dolar verip kampa katılanları şaşırtan bir ortam. Mc Carthy’nin “İyi bir ekip olmadan iyi uygulama geliştirilemez.” ve “Hemen hemen tüm uygulama geliştirme ekipleri fonksiyon bozukluğu olan ailelere benzer” sözleri, eğitimin ana fikrini oluşturuyordu. Birbirleri ile ilk defa tanışan katılımcıların, beş gün boyunca bir yazılım üretmek için nasıl bir ekip oluşturduğu ve ekibin yaşadığı sorunlar, yazıda çok güzel bir şekilde tarif edilmişti. Kurumsal kültürün getirdiği hiyerarşik yönetim biçimlerinin, gerçekçi olmayan üretim planlarının ve çok akıllı elemanların çok uzun saatler çalıştırılmasının maalesef iyi ekipleri tamamen yok ettiğini söylüyordu Mc Carthy. İyi ekip kurabilmek için, hiyerarşik yapılar yerine düz yapılar kullanılması ve ekip üyelerinin birbirlerinden devamlı yardım istemesi gerektiği eğitimin her bölümünde anlatılıyordu. Kampta, bir ekibin ekip olabilmesi için, sağlam ve temiz bir fikir birliği gerektiği, ve bu fikir birliği olmadan ekibin başarısızlığa çeşitli yollardan ulaşacağı yaşanarak öğretiliyordu. Fikir birliğine ulaşan ekibe, yapabileceklerinin çok üstünde bir iş yükü koyulduğun da ekip üyeleri isyan ediyorlardı. Bu isyan ettirtme bölümü, kamptaki en önemli bölümlerden biriydi. İş yükü ne olursa olsun, yöneticilerin baskısı ne olursa olsun, zaman ne kadar kısıtlı olursa olsun, ekipte çalışanların gerçekçi olmayan şeyleri kabullenmemesi gerektiğini ortaya koyuyordu. Kamp eğitmenleri yazıda geçen ekibin çok direndiğini ve bunun da çok pozitif bir şey olduğunu söylüyordu. Kampın kapanışında eğitim süresince yaşanılanların herhangi bir şirkette yaşanılmasının çok normal olduğu belirtiliyordu. Kamptaki ortaya çıkan tepkilerin, esasında, normal insan davranışları olduğu ve uygulama geliştirme ortamlarında bu tepkilerin bastırılmaması gerektiği vurgulanıyordu.
İşte bu güzel yazıyı okuduktan sonra, aynı gün içinde John Benesole proje yöneticimiz ile gelip benim üyesi olduğum ekibi etrafına topladı ve fikirlerimizi almaya başladı. Bu arada toplantı odasında değildik. 350 küp çalışma masasının olduğu ve herkesin bizi rahatça duyabildiği bir yerdeydik. John ne düşündüğümüzü sordu ve ekledi: “Bu yazıyı ben yazmış olabilirdim.” Kendisi, o zaman, elli yaşlarında ve tüm kariyerini IT sektörüne adamış biriydi. Amerikan ordusundan, bir çok özel şirkete kadar değişik ortamlarda uygulama geliştirme ekipleri kurmuş ve yönetmişti. Bizim ekip, yazıdaki konulara esprili yaklaşımlarla bağlantılı olarak yaşadığımız sıkıntıları dile getirdi. Hepimiz yazının üst düzey bir yönetici tarafından bize zorla okutturulmasına şaşırmıştık. Yazı hakkındaki düşüncelerimizi ölçülü ve politik biçimde ifade etmeye çalışıyorduk. Ancak, görünen şey çok basitti. Ders alınması gereken bir sahneydi. Biz bile bu yazıyı tamamen destekleyen yöneticiye sıkıntılarımızı açık açık dile getiremiyorduk. Projemizde yaşanan problemleri basite indirgeyememiştik. Çok sıkıştığımızda duygusal patlamalar yaşıyorduk, ama bir yönetici elini kolunu sallaya sallaya gelip “Nedir problemler? Anlatın bakalım.” dediğinde amacımıza ulaşmaya çalışırken ne gibi engellerle karşılaştığımızı objektif olarak anlatamamıştık.
İşte, bu olay beni çok düşündürdü. Yazıda belirtilen kampta verilmek istenilen mantığı tam olarak anlamamız isteniyordu. Bunun bir tek sebebi vardı, aynı amaç doğrultusunda, bir takım olarak verimli çalışabilmek. Niye? Çünkü, biz bir projeyi hayata geçirmeye çalışıyorduk ve bu proje çalıştığımız firma için çok önemli bir projeydi. Hedefimize ulaşmak politik çekişmelerden, şirket kültüründen, şirket sadakatinden daha önemliydi. İşte, bu yönetici de ekibinin inancını paylaşan, hatta bu inancı devamlı sorgulayıp sağlamlaştıran birisiydi. B.T. çalışanlarının, özellikle teknik elemanların, şirkete sadık olmaktan daha çok projeye sadık olduklarını gözlemlemiş birisiydi. Teknolojiyi uygulamanın zevkini tatmış ve yönetici olarak da elemanlarının teknolojiyi uygulamaktan zevk aldığını bilen birisi. Hiyerarşik düzen içinde olan, fakat bu düzene inanmayan birisi.
İşte, bu gibi yöneticiler çok başarılı projeleri zamanında tamamlanan, iyi ekipleri oluşturan ve verimli çalıştırabilen yöneticilerdir. B.T operasyonlarında, yönetici olmak farklıdır. İster yazılım şirketi olsun, ister herhangi bir şirketin B.T departmanı olsun, yönetmekten çok ekiplere liderlik ve yol göstericilik yapmak gerekmektedir. Yöneticilerimize duyurulur.