Şimdiden şubat ayının sonuna ulaştık ama 2012’nin nasıl geçeceği konusu henüz netleşmedi. Bazıları kriz beklerken, diğer bazıları % 4 civarı büyümeden bahsediyor. Biz de konuyu, 2011 değerlendirmesi ile birlikte bilişim sektörünün en büyük cirosuna sahip olan grubunun başkanına sorduk. Index Grubun Başkanı (CEO) Erol Bilecik bakın bize neler anlattı (söyleşinin videosunu son bölümde izleyebilirsiniz) :
turk-internet.com : Erol Bey, merhaba.
Erol Bilecik : İyi yayınlar diliyorum.
turk-internet.com : Bugün sizinle 2011’de neler oldu, 2012’de neler bekliyorsunuz dosyamız kapsamında görüşüyoruz. Size “2011 yılında, bilişim sektöründe distribütör segmentinde ve teknomarketler alanında neler oldu” diye sorarak başlayalım.
Erol Bilecik : İnsanın bir sonraki yılı değerlendirmesine göre, bir önceki veya kapanan yılı değerlendirmesi daha kaliteli oluyor. Çünkü elimizde muazzam derecede veriler var. Duygularımızı da ekleyerek baktığımızda bazen çok daha ilginç resimler ortaya çıkıyor.
2011 yılı için sorunuza, birkaç segmentte keyifle yanıt vermek isterim. Öncelikle her yıl olduğu gibi, çok umutla başlamış bir yıldı. Bu olumsuzlukla kapandı anlamına gelen bir cümle değil ama 2011 yılının içinde 4 tane kapanan çeyrek varsa 3 farklı figürde, 3 farklı karakter renginde adeta olan bir süreç yaşandı diye düşünüyorum.
Türkiye ekonomisi ile bilişim sektörü arasında her zaman bir paralellik vardır. Ama her zaman şunu da söylemeliyim ki gerek büyüme oranları itibariyle, gerekse talepteki genç nüfusun ortaya koymuş olduğu değerle, bilişim teknolojileri sektörü her zaman Türkiye ekonomisinin üzerinde pozitif rakamlarla üretmiştir, bunu da memnuniyetle paylaşıyorum.
Tekrar 2011’e geldiğimiz zaman, 3 farklı renk gördüğümü söyledim dört çeyrek içerisinde; ilk çeyrek fevkalade bu anlamda pozitifti. Hatta bence sektörün toplam iş hacmine bakıldığı zaman bunun rahatlıkla onaylandığını görüyoruz. İlk çeyrek biraz da beklentilerin üzerinde bir çeyrek olarak kapandı; Ocak – Şubat ve Mart.
İkinci ve üçüncü çeyrek gerek yaz döneminin etkisi, gerekse Türkiye’deki siyasi gelişmeler ve gerekse Avrupa’dan gelen muazzam derecede ritim bozan seslerin ekonomimize etkisi, yani bunların hepsinin toplam yer aldığı parçada, ben keyifsiz bir periyod geçirildiğini düşünüyorum.
Bu periyodlar tabi bazı segmentlerde çok daha etkili oldu. Örneğin bireysel tüketicinin veya perakendede bu şekilde oldu. Kurumsal segmente kısmen daha az etkisi olduğunu söyleyebilirim, böyle geçen bir süreç var.
Ve son çeyreğe baktığımız zaman son çeyrek gerçekten beklentinin altında kapanmasına rağmen, genel olarak yine de ikinci ve üçüncü çeyreklerin biraz üstünde gerçekleşen bir çeyrek oldu.
Bütününe bakıldığı zaman da, büyüme yüzdesinin %4-5-6’larda olabileceğini düşünüyorum. 2011’in toplamına bakarsak, bir takım şeylerde muazzam bir değişimin, ritmin farklı bir noktaya gidişinin yılı olarak görüyorum.
turk-internet.com : Bilişim sektörünün Türkiye ekonomisine katkısını sizce siyasetçiler artık farkında mı?
Erol Bilecik : Şöyle söyleyebilirim Füsun Hanım, rakamlarımıza bakınca bilişim sektörü –muhtemelen diyorum– çünkü önümüzdeki günlerde tahmin ediyorum ilgili olan kuruluşlar bunları onaylayacaktır, telekom sektörünü bir kenara bırakırsak, sektör aşağı yukarı donanımıyla, yazılımıyla 7 milyar dolarlık bir iş hacminde. Buna bizim toplam GSMH’ya göre baktığımız zaman fevkalade düşük, yani nerdeyse yüzde yarımlar mertebesinde olan bir toplam yapısı var. Bu bakımdan hiç önemli bir noktada değil.
Ancak bizim sektörümüz yatay bir sektör, tamamıyla türev alanı veya kadraj beklentisi olan bir sektör. Bugün lojistik sektöründen tutum turizme kadar, inşaattan tutun gıda sektörüne kadar, basın-yayından tutun ulaşım sektörüne kadar hangi sektörün içine girerseniz girin en büyük iki kadrajlardan birinin bilişim teknolojileri olduğunu görürüz.
Çünkü bizim toplam ekonomiye kattığımız istihdama da bakarsak yani profesyonel bilgisayar alanında profesyonel olarak çalışan toplam insan sayısını global olarak ölçtüğümüz zaman 300-350 bin civarında bir rakam görüyoruz. Bu yine toplam çalışan sayısı içerisinde fevkalade küçük ve düşük yüzdeli bir rakam ifade edebilir.
Ama bunun kaldıraç etkisine bakıldığı zaman yani şöyle bir gözlerimizi kapatıp baktığımız zaman bir sistemin tamamıyla veya bir iki gün ortadan kalktığını düşünün, web sitelerinin herhangi bir yayın yapmadığını düşünün. Başımıza neler gelebileceğini görebilir, neyi kaldırdığımızı ifade edebiliriz diye düşünüyorum.
Böyle baktığınız zaman ben ekonomideki kaldıraç gücünün bilişim teknolojilerinden çok efor aldığını, çok solunum aldığını düşünüyorum. Bunu da zaman zaman hükümet yetkililerinden duymaktan memnunuz. Ama bu konularda söylenecek ve yapılacak şüphesiz ki çok şey var.
Bu söyleşinin devamını Erol Bilecik : Notebook Gibi Ürünlerde Fiyatlar, Avrupa ya da Diğer Ülkelere Kıyasla Çok Düşük – 2 başlığı altında okuyabilirsiniz.