Facebook moderatörlerinin şiddet, nefret söylemi, spam ya da terör ifadeleri için uyguladıkları kuralları açıklayan 25 sayfalık ayrıntılı bir dökümanı 40 farklı dilde yayınladı [1]. Facebook’un dünyada halen 7.500 içerik inceleyicisi var. Bu 1 yıl öncesine nazaran % 40 artış anlamına geliyor.
Daha önce bu kurallar halka açık hiç yayınlanmamıştı. Şimdi yayınlamasının nedeninin, salgın nedeniyle artan umutsuzluk ve endişe içinde insanların bazı ifadeleri daha kolay kullanmasına karşı yapacağı işlemlerin nedenini daha iyi anlatabilmek olduğu düşünülüyor. Çünkü endişeli insanlar bu engellemelere karşı da hızlı ve kızgın protestolara yapabiliyorlar.
Facebook geçmişte moderatörlerinin aldığı bireysel kararlarla epeyce eleştirilmişti. Örneğin tarihi bir olayı anlatan “Vietnamlı Napalm Kız” resmi çocuk çıplaklığı, İtalyan ressam Caravaggio’ya ait Amor Vincit Omnia (Aşk Herşeyi Yener) tablosu çıplaklı içerdiği gerekçeleri ile kaldırıldıktan sonra Facebook büyük eleştirilere uğramıştı [2].
Facebook kuralları, ABD, Almanya, Fransa, İngiltere, Hindistan ve Singapur’daki Facebook Forumları üzerinden gerçekleştireceği “Community Standards (Topluluk Kuralları)” etkinliklerinde anlatacak.
Kurallar Temelde Değişmiyor
Gerçi Facebook kuralları değişmiyor. Şimdi, kuralları detaylandırarak ve açıkça ilan ederek, bu tür protesto ve endişeleri baştan engellemeyi hedefliyor. Ama hala eleştirilecek çünkü artık nefret söylemi yüzünden azınlıkları dışarı atmıyor. Bunun yerine “çocuk koruması” var.
Ayrıca kaldırılan içeriğin geri alınmasına yönelik süreçlerde iyileştirilme planlanıyor. Şu anda bu tür durumlarda kullanıcıya, sayfa ya da gruba kaldırılma bilgisi veriliyor. Ama artık nefret içeriği, çıplaklık, şiddet benzeri kabul edilemez bir içerik gönderdiği zaman, kaldırılıyor ama bir yandan da bunu gözden geçirme talebi anlamına gelen “Gözden Geçirme” butonu konulacak.
Politikaları hakkında açık olmak, Facebook’a platformunda kötüye kullanımın önlenememesi nedeniyle eleştirildiğinde avantaj sağlayabilir. Aktivist gruplar, Facebook’un yeterince ana dilde moderatör bulunmadığı birçok gelişmekte olan ülkede sahte haberlerin ve nefret dolu konuşmaların yaygınlaşmasına ve şiddete yol açmasına izin verdiğini söylüyor.
Diğer yandan bu kurallar dizisi, Facebook’un bir değer sistemini empoze ettiği, dolayısıyla editöriyel bir yaklaşıma sahip olduğu yorumlarını da daha güçlendiriyor. Gerçi Facebook –aynen diğer OTT firmalar gibi–
“İçerik oluşturmuyoruz ve içeriği iyileştirmiyoruz”
dese de, sonuçta içeriği yönetiyor ve neyin görülüp, neyin görülemeyeceğine karar vermiş oluyor. Sonuçta şu yorum geçerli hale geliyor;
“Facebook ister medya şirketi isterse teknoloji şirketi olsun, oldukça karlı bir şirkettir. Her çeyrekte kazandığı milyarların birazını, politikaları dünya çapında eşit ve güçlü bir şekilde uygulamak için harcaması gerekiyor.”
[1] Publishing Our Internal Enforcement Guidelines and Expanding Our Appeals Process</a