Facebook bugün “Social Dilemma” isimli Netflix belgeseline yönelik bir yanıt daha doğrusu bir hayli sert cevap yayınladı[1]. Çeşitli sosyal medya platformlarının yöneticiliğini yapmış kişilerin oluşturduğu bir platformun çektiği film, sosyal medyanın giderek daha bölücü ve tehlikeli hale geldiği iddialarını taşıyor. Hgerçi çoktandır bildiğimiz bir konuydu ama film zannettiğimizden daha fazla kontrol ve manipülasyon olduğunu iddia ediyor. Bu haliyle de epeyce tartışmaya yol açtı.
Tartışmaların bir kısmında, The Social Dilemma’nın bazı geçerli ve önemli noktaları ortaya koymasına rağmen, en nihayetinde ana mesajını sulandıran sansasyonalizme dönüştüğü iddiaları vardı.
Anlaşılan Facebook da rahatsız olmuş. Bunun nedeni ise belgeseli izleyen bir çok kullanıcının Facebook ve Instagram hesaplarını silmeyi düşündüğüne dair araştırmalar [2].
Facebook’un sayfalık yanıtındaki 7 madde şu şekilde;
- Sosyal medya bağımlılığı hakkında : biz anlamlı sosyal etkileşimlere öncelik veriyoruz
- Ürün olarak “siz” konusu : bilgilerinizi kimseye satmıyoruz
- Algoritmalar hakkında : Algoritmaları ‘çılgın’ olarak tasvir etmek komplo belgeselleri için iyi bir fikir olabilir, ancak gerçek çok daha az eğlenceli
- Veri kullanımı hakkında : Filmin anlattıklarına rağmen, işletmelerin bize insanlar hakkında hassas veriler göndermesini yasaklayan politikalarımız var
- Kutuplaştırma hakkında : İnsanların Facebook’ta gördüğü içeriğin ezici çoğunluğu kutuplaştırıcı ve hatta politik değil
- Seçim müdahalesi üzerine : Film, seçimlere müdahalede Facebook’un kullanılmasını engellemek ve güçlü savunmalar oluşturmak için 2016’dan beri yaptığımız şeyleri gözardı etmiş
- Yanlış bilgilendirme hakkında : Yanlış bilginin platformumuzda büyümesine izin verdiğimiz veya bu içerikten bir şekilde yararlandığımız fikri yanlıştır
Facebook geçmişte de eleştirilere hep benzer cevaplar verdi. Ama burada şaşırtıcı olan filmin daha popüler olmasını sağlayacak şekilde cevap verme ihtiyacı hissetmesi. Bu da birşeylerin o kadar da yanlış olmadığı izlenimi uyandırıyor.
Oysa bazı cevapları yanıltıcı unsurlar taşıyor. Örneğin, Facebook’taki ‘ürün sizsiniz’ iddiasına yanıt olarak, Facebook kişisel veri paylaşımı gibi cevaplıyor, ki bu belgesel yapımcılarının kastettiği tam olarak bu değil. Facebook bilgilerinizi doğrudan reklamverenlere sağlamasa bile, insanların kişisel bilgilerini kullanan gelişmiş reklam hedefleme sistemlerinden çok para kazanıyor.
Bu anlamda, insanlar üründür, veriler üründür ve Facebook, şimdiye kadar oluşturulmuş en karmaşık kişisel bilgi veritabanına sahiptir – Facebook’un belirttiği gibi, bu bilgileri doğrudan reklamverenlerle paylaşmasa bile.
Yani Facebook, yanıtlarında bu soruları yeniden şekillendirme ve odağı diğer alanlara kaydırma akıllığı gösteriyor. Örneğin, 2016’dan bu yana siyasi reklam çabalarını iyileştirmek için ne yaptığı gibi. Platformun 2016dan bu yana hala, dünya çapında siyasi yanlış bilgilendirme ve seçmen manipülasyon programları için kullanıldığına dair hala önemli endişeler var.
Yani Facebook endişelenmiş ve bu endişe ile bir hata yapmış gözüküyor. Sosyal medya kullanıcılarının kendilerine dikkat etmesi her zamankinden daha da önemli.