Toplum sağlığının korunması için geniş çaplı araştırmalara devam eden Sabri Ülker Vakfı, bu çalışmalarına bir yenisini daha ekledi. Doğu Akdeniz Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Erol’un liderliğinde hazırlanan “Pandemi Sonrası Yeniden Şekillenen Gıda Tüketim Alışkanlıkları Araştırması”nın sonuçları açıklandı.
Gıda tüketim alışkanlıklarına ışık tutan salgın sonrasındaki en kapsamlı araştırmalardan biri olarak öne çıkan çalışma, toplumun gıda güvenliği konusunda yeterli bilgi sahibi olmadığını ortaya koyuyor.
Topluma ne yediği konusunda bilgilendirici eğitimler düzenlenmeli
Araştırmanın, toplumda “gıda güvenliği” hakkındaki bilgi seviyesine dair çarpıcı veriler içerdiğini ifade eden Prof. Dr. İrfan Erol, ayrıca araştırmada yer alan tüketici davranışlarına dair bazı ifade ve verilere dikkat çekti. Buna göre; oransal çoğunluğu 18-24 yaş grubu bireylerden oluşan tüketicilerin %66,1’i gıda güvenliği kavramını hiç duymadığını belirtiyor. Diğer yandan araştırma, bozuk ve hatalı gıda ile karşılaşan tüketicinin tutumlarını da gösteriyor. Bozuk gıdayı şikayet etmeyenlerin %62,1’i gerekçe olarak “uğraşmak istemediğini” söylüyor.
Prof. Dr. Erol, gıda güvenliği kavramının toplumda oturmamış olmasında toplumun bu konularda doğru ve güvenilir bilgilerle yeterince aydınlatılmamasının rol oynadığını ve algıların önemli olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Erol, bu konuda gerek kamu otoritesinin yaptığı kontrol ve denetimlere ilişkin çalışma sonuçlarını toplumla paylaşmasının, gerekse gıda güvenliği alanında öne çıkan bilim insanlarının tüketiciyi doğru bilgilerle aydınlatmasının büyük önem taşıdığını sözlerine ekledi.
Gıda ürünleri eskiden daha güvenilir ve ulaşılabilirdi
- Araştırmaya göre; gıda tüketicisi ilk etapta ürünlerin son tüketim tarihi (%77,3), etiket bilgileri (%73,8) ile kalite ve lezzet (%73,5) kriterlerine dikkat ediyor. Tüketicilerin çoğunluğu “geçmişte gıda ürünlerini daha iyi bulduğunu” da belirtiyor. Ayrıca, tüketicilerin %60,8’i fiyatların geçmişte daha iyi olduğunu düşünürken, %19,5’i etiket bilgisini geçmişe kıyasla bugün daha iyi buluyor.
Denetimleri yetersiz bulanlar çoğunlukta
- Araştırmaya göre; her 10 katılımcıdan yaklaşık 7’si gıda kontrolünün yeterince yapılmadığını düşünüyor. Böyle düşünenlerin %62,7’si gerekçe olarak “yaptırımların/cezaların caydırıcı olmaması” yanıtını veriyor. Tüketicilerin %48,3’ü “Denetleme için mevzuatta eksiklikler olduğunu düşünüyorum” derken, %36’sı “Denetleyici kurumlarda çalışanların yetkilerinin sınırlı olduğunu” düşünüyor.
Her üç kişiden biri ALO 174’ten haberdar değil, haberdar olan da “uğraşmak istemiyor”
- Araştırmaya göre; her 10 katılımcıdan 3’ü bozuk veya hatalı gıda ürünüyle karşılaştığını ifade ediyor. Toplumun yarısı böyle bir durumda ALO 174 hattının aranabileceğinden haberdar olmasına karşın, katılımcıların %31,6’sı böyle bir hattın varlığından habersiz olduğunu ifade ediyor. Bozuk ve hatalı gıdayı şikayet etmeyenlerin %62,1’i şikayet etmeme nedeni olarak “uğraşmak istememe” yanıtını verirken, % 51,6’sı “sonuç almama” düşüncesiyle şikayette bulunmadığını belirtiyor.
Gıda ile ilişkilendirilen hastalıklarda kanser ilk sırada
Araştırmaya göre;
- Gıda ile ilişkilendirilen başlıca sağlık sorunlarında kanser, %34,4 ile ilk sırada yer alıyor. Gıda ile ilişkili sağlık sorunlarında ikinci sırada %25 ile obezite geliyor. Diyabet %19,5; gıda zehirlenmeleri %10,9; kalp ve damar hastalıkları ise %9,7 oranında pay alıyor.
“Toplum sağlığındaki bozulma büyük ekonomik yükleri de beraberinde getirebilir”
Araştırma sonuçlarının, daha sağlıklı bir toplum için pek çok noktada otoritelere çağrı niteliği taşıdığını vurgulayan Prof. Dr. İrfan Erol, gıda güvenliğine dair alınması gereken önlemlere de dikkat çekti. Prof. Dr. İrfan Erol, şunları söyledi:
“Araştırmanın da ortaya koyduğu üzere toplumda özellikle gıda güvenliği ve denetimler konusunda endişeli bir hava ve güvensizlik hakim. Bu noktada gıda güvenliği ve halk sağlığını korumaya yönelik gerekli tüm tedbirler alınmalı, toplumu bilinçlendirecek çalışmalar yürütülmeli. Gıda güvenliği ve beslenmeye ilişkin sorunların büyük ekonomik yükleri de beraberinde getireceği unutulmamalıdır.”
Salgın sürecinde değişen gıda tüketimi alışkanlıklarına ışık tutan “Pandemi Sonrası Yeniden Şekillenen Gıda Tüketim Alışkanlıkları Araştırması”, tüketicinin gıda alışverişi ve gıda güvenliği konusunda tutum ve davranışlarını net olarak ortaya koyuyor. Araştırma sonuçları; tüketicinin özellikle güvenli gıda ve denetimler konusunda endişeli olduğunu gösterirken, kamu otoritelerini de daha kuvvetli aksiyon almaya davet ediyor.