Kullanıcılara ücretsiz İnternet erişim hizmetleri sağlayan bir şirket olan Juno Online Services yeni oluşturacağı süper bilgisayar ağı ile ücretsiz abonelerini paraya dönüştürmeye hazırlanıyor. Proje şirketin hizmetlerinden ücretsiz olarak yararlananların bilgisayarlarının gücünden yararlanarak süper bilgisayar ağının oluşmasını sağlayacak. Fakat bu proje anlaşmadaki bazı maddelerden dolayı bazı gizlilik sorunlarını da beraberinde getiriyor.
Juno Yönetim Kurulu Başkanı Charles Ardai geçtiğimiz Perşembe günü yaptığı bir açıklamada Juno Virtual Supercomputer Network adı verilen süper bilgisayar ağının yakında duyurulacağını belirtmişti. Fakat yeni proje şirketin kullanıcılarla yaptığı servis anlaşmasının değişmesini gerektirdi. Şirket projeyi halka duyurmadan önce 18 Ocak’ta eski anlaşmasını kaldırarak yeni servis anlaşmasını sitesinden ilan etti. Yeni anlaşmaya göre şirketin ücretsiz İnternet hizmetlerinden yararlanan kullanıcıların bazı yazılımları indirmeleri ve kullanmasalar bile bilgisayarlarını açık tutmaları gerekiyor.
Örneğin anlaşmada: “Computational Software’i indirmeniz ve çalıştırmanızla bağlı olarak Juno bazı durumlarda bilgisayarınızı çalışır durumda bırakmanızı gerektirebilir ve bilgisayarınızı çalıştırdığınız ama kullanmadığınız anlarda ekran koruyucunuzun yerini alabilir…”, “Juno’un kurduğu ekran koruyucu yazılımı Computational Software yazılımının bir parçası olarak Juno’nun seçtiği bazı reklamları ve resimleri görüntüleyebilir. Computational Software’in tüm bileşenlerinin ya da ekran koruyucu yazılımının operasyonlarını kaldıracak ya da engelleyecek hareketlerde bulunmayacağınızı kabul etmeniz gerekir” gibi bazı maddeler yer alıyor.
Fakat anlaşma bu kadarla kalmıyor ve abonelerin üzerine bazı mali sorumluluklar da yüklüyor. Anlaşmaya göre kullanıcıların bilgisayarlarının yapılan işlerin sonuçlarının bildirilmesi için İnternet’e uzun süre bağlanmadıkları takdirde belirli aralıklarla Juno’nun anabilgisayarına telefonla bağlanmasını kabul etmeleri gerekiyor. Kullanıcıların ayrıca bu aramalardan doğacak tüm maliyetleri kabul etmeleri gerekiyor.
Juno Yönetim Kurulu Başkanı Ardai, Juno’nun ücretsiz abone tabanını paraya dönüştürecek olan bu programın hissedarlarına karşı bir sorumlulukları olduğunu belirtiyor.
Bu anlaşma metni hakkında bazı endişeler de bulunuyor. Cole Raywid & Braverman hukuk bürosunun Telekomünikasyon ve İnternet bölümünün başı Christopher W. Savage Juno’nun bu anlaşmayla ne yapmak istediğini tam olarak anlatmadığını belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “Eğer ben bu anlaşmayı kabul edersem bilgisayarımı istediğim zaman kapatamayacağım ve yükledikleri yazılımın yapacağı her türlü işlemi kabul etmiş olacağım. Anlaşmanın 2-5 maddesi çok açık değil. Müşterilerinin cesaretini kırmak istemiyorlar. Bu yüzden ne yaptıklarını ya da yapacaklarını tam olarak söylemiyorlar” diyor.
Ardai ise Juno’nun izin vermeden hiçbir kullanıcıyı bu programa dahil etmeyeceğini belirtiyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “İzni olmadan kimseden bir şey yapması istenmiyor. Herkes ne olup bittiği hakkında bilgi almakta serbest. Biz her zaman müşterilerimizle çok iyi ilişkiler kurduk ve onlara karşı açık olduk”.
Ardai yeni program uygulanmaya başladıktan sonra abonelerin programa katılma, ücretli aboneliğe geçme ya da başka bir İnternet servis sağlayıcı seçme seçeneklerinin olacağını belirtti.
Ardai sözlerine şöyle devam etti: “Hala yeni programımızı nasıl uygulayacağımız konusunda karar verme sürecindeyiz. Herkesin çok açık bir seçeneği olacak. Tüm ücretsiz kullanıcılarımızın ya da bazılarının programa katılmalarını isteyebiliriz”
Yeni anlaşma şimdilik sadece yeni abone olan ücretsiz kullanıcıları etkileyecek. İleride eski abonelerin de bu programa katılmaları söz konusu olabilecek. Şirket yetkilileri ücretsiz hizmeti çok kullanan, yani şirket kaynaklarını daha çok harcayan abonelerin bu programa katılmalarının istenebileceğini belirttiler.
Juno’un sanal süper bilgisayar ağı fikrinin altında Berkeley Üniversitesinin Uzay Bilimleri Laboratuarındaki bazı araştırmacılar tarafından yönetilen SETI@home projesi yatıyor. SETI@home projesinde katılımcıların bilgisayarları Arecibo’da bulunan 305 metrelik radyo teleskop tarafından alınan radyo sinyallerinin analiz edilmesi için kullanılıyor. Projeye katılan kullanıcılar SETI@home’dan bir ekran koruyucu yazılımı çekiyorlar ve bunu bilgisayarlarına kuruyorlar. Kullanıcılar bilgisayarlarını kullanmadıkları zamanlarda ekran koruyucu aktif hale geçtiğinde radyo sinyalleri verilerini inceliyor. Kullanıcı bilgisayarının başına geçtiğinde yazılım elde ettiği sonuçları SETI@home merkezine gönderiyor.
Tek bir makineden oluşan geleneksel süper bilgisayarlara baktığımızda bunların bugün çok sayıda paralel işlemciden oluştuklarını görüyoruz. SETI@home yetkilileri dünyanın en hızlı süper bilgisayarı olan IBM ASCI White’ın 12 TeraFlops gücünde olduğunu ve yaklaşık 110 milyon dolar olduğunu belirtiyorlar. SETI@home yetkilileri kendi projeleri için şu ana kadar 500 bin dolar para harcadıklarını ama 15 TeraFlops gücünde bir sanal süper bilgisayar elde ettiklerini belirttiler. SETI@home projesinin yaklaşık 3 milyon katılımcısı bulunuyor.
Juno’nun kayıtlı abone sayısı ise yaklaşık 14.2 milyon civarında. Ardai süper bilgisayar ağı üzerinde çalışan mühendislerinin kendisine tüm abonelerinin aynı proje üzerinde aynı anda çalışması halinde petahertz bariyerini aşabileceklerini söylediklerini belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “Tüm bilgisayarların aynı problem üzerinde aynı anda çalışmasını sağlamak biraz zor, ama bunu yaparsanız büyük bir güç potansiyeli anlamına geliyor”
Juno’nun banner reklamları teknolojisi SETI@home’un ekran koruyucusuyla benzer bir yöntemle çalışıyor. Reklamlar, işlenecek bilgiler isteniyor ve bitirilen işler şirketin bilgisayarlarına yükleniyor. Ardai, “Müşterimize gönderdiğimiz veriler bir reklam gibi görünecek ama aslında bunlar yazılımın küçük bir parçası olacaklar” dedi.
Ardai Juno’nun başlangıçta süper bilgisayar zamanını yüksek bilgi işlem gücüne ihtiyaç duyan ilaç şirketleri ve tıp araştırma merkezlerine satacağını ama süper bilgisayarların gücüne ihtiyaç duyan diğer şirketlerin de hedeflendiğini belirtti.
Projenin başında önceden Applied Biosystems’de çalışan ve biyoinformatik alanında 13 yıllık deneyime sahip olan Yuri Rozenman getirilmiş. Ardai Rozenman’ın geçmişinin ve ilişkilerinin servis için anlaşma imzalayan müşteriler için çok büyük değer taşıdığını söyledi.