Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan geçtiğimiz günlerde, “değişimden rahatsız olanlar var” sözleriyle, Türkiye’de sorunlardan beslenen bir kesim olduğunu, bu insanların da değişimden rahatsız olduğunu ifade ediyordu. Babacan bu sözleri Hazine’de gerçekleştirilen, “Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Koordinasyon Toplantısı” açılışında söyledi.
Birkaç gündür Türkiye’de VoIP yani, IP üzerinden ses iletimi yaptığı gerekçesiyle dava edilen kişilerin haberlerini okuyunca, telekom sektöründe değişim için direnenlerin kim olduğunu düşünmeye başladım.
Telekomünikasyon Kurumu, telekom sektörünü düzenleyen özerk bir üst kurul. Türk Telekom ise sabit ses iletimi konusunda sektörde tekel. Ancak biliyoruz ki 2003 yılı sonunda Türk Telekom’un tekeli kalkacak ve sektör rekabete açılacak. Bu serbestleşme, Türkiye’nin uluslararası anlaşmalara imzalarıyla da sabit. Ancak Telekomünikasyon Kurumu’nun bu yönde çıkaracağı uygulama yönetmelikleri gecikiyor.
İçki/alkol tekelinin rekabete açılması ile bu konudaki uygulama yönetmeliklerinin çıkması arasında iki yıl gibi bir sürenin olduğunu biliyoruz. Peki aynı durum telekom sektörü içinde mi geçerli olacak, uygulama yönetmeliklerinin çıkması ne kadar sürecek?
Türk Telekom, VoIP yaptığı, kanunda kendilerine tanınan imtiyazları kullandıkları gerekçesiyle kişi veya kurumları dava ediyor. Bu konuda haklı/haksız gibi bir hükme varmak niyetinde değilim. Ancak değişimin önündeki “gerçek” engellerin neler olduğunun iyi tespit edilmesi ve önlemlerinin alınması gerektiğine dikkat çekmek istiyorum.
Telekomünikasyon Kurumu Başkanı Ömer Arasıl 2003 yılı iş takvimini açıkladığı basın toplantısında, sabit ses iletim işletmeciliği hakkında lisans çalışmasının 2003 yılı Kasım ayında bitirileceğini söylüyordu. Bu çalışmanın 1 Ocak 2003 tarihine kadar yapılması gerektiğini Telekomünikasyon Kurumu’da biliyor. Bu konudaki çalışmalar: kısa, uzun mesafe ses iletimi, toptan trafik toplama, taşıma, lokalde trafik toplama ve taşıma ile aralarındaki ilişkileri içeren lisans konuları ve bunların bedelleri gibi kapsamlı çalışmayı içeriyor. Bu kapsamlı çalışma için Telekomünikasyon Kurumu’nun bu konudaki düzenlemeri yapmak için kendisine verdiği süre 11 ay ve sürenin bitmesine sadece 1 ay kaldı.
Ses tekelinin kalkması ile devletin ve özel sektörün ekonomik beklentileri nasıl değişeceği önem taşıyor. Türk Telekom’un serbestleşmesi ile Hazine’ye aktardığı pay düşecek, kamuda bir gelir kaybına neden olacak. Diğer yandan özel sektörün bu ses tekelinin kalkması ve rekabete açılması ile elde edeceği avantajlar var. Türkiye’de faaliyet gösteren tüm sektörlerin, özellikle ihracat sektörünün, ses tekelinin kalkması ile birlikte önemli bir maliyet unsuru olan telefon görüşmeleri ucuzlayacak. Bu faktör, hükümetin reel sektörün önünü açmak için, vergi, sigorta primlerinde indirim ve ucuz enerji politikasından farklı değil.
VoIP konusu AB üyesi ülkeler tarafından ilk defa 1998 yılında ele alındığı, AB Komisyonu tarafından 10 Ocak 1998 tarihinde bir tebliğ yayınlayarak VoIP’nin statüsünü netleştirdiği ve düzenlediği biliniyor. AB ile bütünleşme çabası içinde bulunan Türkiye’nin, telekom sektöründe AB’ye uyum konusunda gecikmişliği şimdilik 5 yıl.
Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan, Türkiye ekonomisinde yaşanan iyi ortamın yatırımlarla desteklenmesi gerektiğini, yatırım olmadan ihracat ve istihdamın artmayacağını vurguluyor. Bakan Babacan’ın söyleminden bir cümleyi, kamu sektöründe değişimin önünde duranların kulağına küpe olmasını diliyorum:
- “Türkiye’ye vakit kaybettirmeye, hayal kırıklıkları yaşatmaya, kendi çıkarları için ülke çıkarlarını heba etmeye ve değişimin önünde durmaya kimsenin hakkı yoktur.”