Yeni bir e-Ticaret modeli olan Alışverişlio’nun Genel Müdürü Mahmut Erol ile bu yeni modeli konuştuk.
– Gördüğümüz kadarıyla Erol grubun bir network marketing tecrübesi var. Dolayısıyla buradan başlayarak, bu Alışverişlio fikri nasıl oluştu?
Şirketimiz hem network marketing (ağ pazarlaması) alanında hem de yazılım ve e-ticaret alanında 16 yıllık bir tecrübeye sahip. Alışverişlio tüm bu tecrübelerin birleşiminden oluştu aslında.
Geçmişte tekstil alanı ve ağ pazarlaması alanında 7 yıllık bir faaliyetimiz oldu. Ancak o yıllarda dijital altyapının günümüzdeki kadar gelişmemiş olması, tekstildeki hareket alanımızı kısıtlıyordu. Kullanıcılarımızı dijitale taşımak adına 2008 yılında tablet PC’ler getirerek dijital dönüşümü ilk başlatan firma olduk diyebilirim. Akıllı telefonların yaygın olmadığı bir dönemde online kataloglar ürettik. Bu kataloglara müşterinin kolayca uyum sağlamasını beklemiyorduk ama pandemi sürecinde adaptasyon hızlı gerçekleşti.
Tekstil tarafındaki faaliyetlerimizi online ve ağ pazarlaması tarafından toptana dönüştürerek devam ettik. Grup şirketlerimiz arasında bugün hem iç piyasada hem yurtdışında söz sahibi olan bir giyim markamız var. Alışverişlio fikri ise 2008’den bu yana masamızda olan bir projeydi. Ancak pandemi sonrası doğru zaman olduğunu düşünerek aktif hale getirmeye karar verdik.
40 bin anlaşmalı nokta diyorsunuz. Bu firmalar neden indirim yapıyorlar? Tüketiciler bu indirimi nasıl kullanıyor?
Anlaşmalı noktalarımızın her birinin ayrı sebepleri var. Büyük ölçekli ulusal firmalar, büyüme potansiyeli gördükleri projede olmak isterken, KOBİ’ler pazarlama altyapımızdan yararlanmayı avantajlı görüyorlar.
Hiç yatırım yapmadan kullanabildikleri bu yazılım altyapısı ile hem yeni müşteriler kazanıyor hem de mevcut müşterilerinin sadakatini artırarak işlem hacimlerini büyütebiliyorlar.
Tüketicilerin kullanımı ise oldukça basit. Ödeme aracı olarak uygulamalarını kullanarak QR ile ödemelerini yapmaları ya da LioKart’ları ile alışverişlerini tamamlanmaları yeterli. Başka herhangi bir uğraşı yok. Alışverişlerinin hemen ardından mağazadan çıkmadan nakit iadeleri hesaplarına yatıyor.
Tavsiye sisteminiz var. Bu nasıl çalışıyor?
Memnun tüketici tavsiyesinin en etkin pazarlama enstrümanı olduğuna inanıyoruz. Kullanıcılarımıza yaşadıkları deneyimi tavsiye ederek, tavsiye ettikleri kişiler içinde karşılıksız bir fayda sağlamalarına olanak tanıyoruz. Ücretsiz şekilde indirilerek kullanılan bu uygulama ile tüm temel tüketim harcamalarından anında nakit iade kazanmak tavsiye etmeye değer bir fikir. Bundan kazanç elde etmek ise daha güzeli.
Bu tavsiye modelini ana pazarlama modeli olarak benimsiyoruz ve tanıtım reklam bütçemizi bu alanda kullanıyoruz. Bu sayede daha sadık ve etkileşimi yüksek bir müşteri kitlesine sahip olduk. Dönem dönem yaptığımız buluşmalar ve organizasyonlarla ise bunu bir sosyal tüketici hareketine dönüştürmeyi planlıyoruz.
KOBİ firmalara sunduğunuz altyapı olanağı nedir?
Kobilerimiz için kendi müşteri sadakatlerini sağlayacakları uygulama altyapısı sunuyoruz. Kurumlarına özel kampanya ve nakit iade kurgusu geliştirebilecekleri, müşterileri ile etkileşime geçebilecek ve pazarlama yapabilecekleri bir pazarlama altyapısı sağlıyoruz. Aynı zamanda ürünleri kargolanabilir ürünler ise online tarafta tüm ürünlerini satışa açarak tüm Türkiye için (yakında globale açılacağız) satış yapabilmelerine olanak tanıyoruz. Ve tüm bunlar için ne cihaz ne yazılım olarak herhangi bir yatırım ya da ücret istemiyoruz.
Alışverişlio’nun buradaki iş modeli nedir? Nereden para kazanıyorsunuz?
Alışverişlio kurumlarla yaptığı anlaşmaların bir kısmını (şu an için yüzde 1) kendisi için ayırarak aldığı iskontoların kalanını kullanıcıları ile paylaşır. Kendine ayırdığı yüzdelikte gerçekleşen alışverişlerden para kazanır.
Üyelik sisteminiz nasıl çalışıyor? Ne kadar üyeniz var? Üye profilinizi tanımlar mısınız?
Üyelik sistemi demeyi doğru bulmuyoruz. Alışverişlio’nun kullanıcıları var, KOBİ’leri ve iş ortakları var. Şu anda 70 binin üzerinde kullanıcısı var.
Türkiye’deki e-Ticaret ortamını değerlendirebilir misiniz? (Hukuki ve ticari altyapılar açısından nasıl değerlendiriyor)
Ülkemizde pandemi sonrasında çok hızlı gelişen e-ticaret sektörü için hala yolun başlarındayız denilebilir. Gerek hukuki gerek ticari olarak alınması gereken daha uzun bir yolumuz var diye düşünüyoruz. Ticari olarak şu anki operasyonel maliyetler ve üretim maliyetleri her sektörü olduğu gibi e-ticareti de fazlasıyla olumsuz etkiliyor. Alım gücü ile orantısız gelişen maliyet kalemleri doğal olarak hacmin düşmesine sebep oluyor.
Bununla beraber rekabetin oldukça zorlaşması, satıcıların pazar yerlerine mecbur kalması gibi durumlar karlılığı çok minimumda tutuyor, bu da işleyişi etkiliyor. Hukuki olarak ise yapılan düzenlemeler bazı yerleri onarırken başka alanlara zarar veriyor ve kafa karışıklığına sebep oluyor. Bütün bunlar düzenlemelere önümüzdeki yıllarda daha sağlıklı bir zemine oturacaktır. Enflasyonist ortamın geçmesiyle beraber e-ticarette ticari olarak büyümeye devam edecektir düşüncesindeyiz.
Yeni e-ticaret kanunu sizi nasıl etkiledi?
Yeni gelen düzenlemelerde bizi olumsuz anlamda etkileyen bir husus yok. Hatta cüzdan altyapıları ile ilgili yapılan düzenlemeler lisanslı cüzdan altyapılarının kullanımını artıracağı için bizim taraftaki işleyişe olumlu etki edeceğini düşünüyoruz.
Pazar yeri tarafımızda minimum komisyon oranları ile ilerlememiz yine satıcılarımız için tercih sebebi olacaktır. Ve Eylül 2023 itibariyle Biruni Teknopark bünyesinde yerimizi alıyoruz. Bu gelişme ile devam edeceğimiz geliştirmelerimizin önemli bir parçası, pazar yerimizi yurtdışına açmak ve global pazar yerlerine entegre etmek olacak. Bu da yine satıcılar tarafında kolaylıkla mikro ihracat yapabilmelerinden dolayı önemli bir tercih sebebi olacağımızı düşünüyoruz.
2022 temmuzunda yayınlanan yeni e-Ticaret kanunu güncellemeleri konusunda ne düşünüyorsunuz? Eksikleri ya da fazlalıkları var mıdır?
Gelen son düzenlemeyi değerlendirdiğimizde yapılan ana değişikliğin aslında tekelleşmeyi önlemek olduğunu görüyoruz. Bunu yaparken küçük ölçekli satıcıların desteklenmeye çalışılması olumlu gibi görünse de büyük oyuncular için ek külfetlerin getirilmesi son tahlilde yine fiyatlara ve komisyon oranlarına yansıyacağı için tüketiciye olumsuz yansıyabileceğini ön görüyoruz. Lisans ücretlerinin gelmesi, belirli ciroların üzerinde ek vergilerin gelmesi gibi konuların son tahlilde olumlu sonuç üreteceğini düşünmüyoruz. Satıcıya ödemelerin erken aktarılması, taklit ürünleri engelleme gibi unsurları içeren maddeler faydalı olacaktır.
Ancak pazar yerlerinin kendi markasıyla üretim yapmaması, pazar yerlerinin kendi kargo şirketlerine getirilen kısıtlama, reklam bütçelerinin kısıtlaması ve işlem hacmine göre ödenmesi gereken lisans ücretleri gibi başlıklar genel olarak fazlasıyla kafa karışıklığına neden oluyor. Mevcutta bir rekabet kurulu varken, sadece pazar yerleri özelinde ek rekabet kanunları getirilmesi de anlamsız aslında.
Olumlu görünen yanı normal e-ticaret siteleri büyük global yapılara karşı koruyabilme çabası diyebiliriz. Ancak bunlar yeterli mi, elbette değil. Küçük ve orta ölçekli girişimlerin bu düzenlemeler sayesinde pazar yerleri ile ve büyük oyuncularla rekabet edebilme imkanı fiilen mümkün değil. Eksikleri de fazlalıkları da var. Ancak alt alta koyduğumuzda bu düzenleme, son tüketiciye ne sağlıyor diye baktığımızda açıkçası değişen pek bir şey yok. Hatta maliyet artması demek son tüketiciye fiyat artışı olarak yansıması demek oluyor.