Büyük İşveren projesi iki araştırma öğesinden oluşuyordu: İlk olarak bölgedeki iş arayanlar arasındaki iş trendlerini inceleyen nicel bir anket ve ikinci olarak bir grup lider şirket ve Uluslararası İş Organizasyonu içinde işle ilgili yararları ve işverenlerin İyi İşverenler olmak için odaklanmaları gereken noktaları inceleyen bir araştırma.
Nicel bileşen (EMEA iş trendleri anketi) 2005 yılının Haziran ve Ağustos ayları arasında 15 ülkede (Avusturya, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Almanya, Yunanistan, İsrail, İtalya, Norveç, Güney Afrika, İspanya, İsveç, İsviçre, Türkiye ve İngiltere) uygulandı. Anket her katılımcı ülkenin Manpower ana sayfasında bulunan bir pop-up link üzerinden online olarak gerçekleştirildi.
Manpower ayrıca son 12 ayı Unilever, Prudential, BT ve Zurich Finans Hizmetleri çapında nitel bir endüstri araştırma konsorsiyumunun bir parçası olarak geçirdi. Araştırmanın amacı, çalışanların gelecekte nasıl çalışmak istediğini ve çalışanların motivasyonu, istihdamı ve işine bağlılığını ve son olarak iş karlılığını sağlamak konusunda İyi İşveren olmanın olumlu etkilerini ortaya koymaktı. Uluslararası İş Organizasyonu tarafından onaylanan anket bulguları, genel analizin özünü oluşturdu.
İnsan Kaynakları sektöründe bir dünya lideri olan Manpower Inc., “İyi Bir İşveren Nasıl Olmalıdır?” sorusuna cevap arayan yeni ve büyük bir araştırma projesinin sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı. Alınan sonuçlar, 15 ülkedeki yaklaşık 12.000’den fazla elemanın, işverenlerinden ne beklediğini, gelecekle ilgili endişelerini ve iş dünyasındaki trendleri ortaya koyuyor.
Araştırmaya göre; katılımcıların %49’u gelecek 12 ay içinde işsiz kalma endişesi taşıyor. Aynı zamanda, finansal kaygı ve iş güvenliğiyle ilgili korkuların, iş dünyası içinde ağırlıklı yer alan, çalışan endişeleri olduğu ortaya çıkmıştır. EMEA katılımcılarının %43’ü, hedeflenen emeklilik yaşına geldiklerinde finansal açıdan çalışmayı bırakacak kadar güvende olmayacağını belirtmiştir. Ülkelere göre, bu kaygının en baskın olduğu katılımcılar ise %54’lük bir oranla İtalya, %49 ile Almanya ve %41 ile İngiltere olarak tespit edilmiştir.
Anket sonuçları, katılımcıların %47’lik bir oranla kurumsal sosyal sorumluluk bilinci gelişmiş şirketlerde çalışmayı tercih ettiğini göstermektedir. Önem derecesi olarak İsviçre (%74) ve Finlandiya’daki (%67) iş arayanlar öne çıkarken, konu en az İsveçli (%17) adaylar arasında değer bulmuştur. Türkiye’deki her iki katılımcıdan biri, sosyal konulara ağırlık veren bir şirkette çalışmayı tercih edeceğini belirtmektedir. Avrupa’daki, özelikle İspanya ve Türkiye’deki iş arayanların %28’i, iyi bir işverenin etik davranması gerektiğine inanmaktadır.
Katılımcıların %70’i esnek çalışma şartlarının sağlanması durumunda emekli olduktan sonra da çalışabileceğini ifade ederken, yalnızca %22’lik bir kısım bu şartların sağlanması karşılığında, maaşlarında kesinti yapılmasına ılımlı bakmaktadır.
Çalışma hayatında en önemli hakkın hangisi olduğu sorulduğunda, maaş ve ikramiye paketinin dışında, masrafları işveren tarafından karşılanan kurs ve eğitimlerin ağırlıklı olduğu görülmüştür.
Manpower, EMEA İnsan Kaynakları ve Kurumsal İlişkiler Direktörü Daniel Kashmir, bu araştırmaya göre, çalışanların giderek kendi gereksinimlerini karşılayabilecekleri, güvenli fakat esnek çalışma ortamına sahip işlere yöneldiğini belirtmektedir. Kashmir; “Okul ve üniversite sonrasında da devam eden yaşam boyu eğitim de başlıca faktörlerden biridir. Anket aynı zamanda günümüz çalışanlarının güçlü bir sosyal bilince sahip olduğunu ve etik organizasyonlar için çalışmak istediğini de göstermektedir.” ifadesiyle sonuçları yorumlamaktadır.
Araştırma sonuçları “aile kurma” konusundaki çalışan düşüncelerini de yansıtıyor. Katılımcıların %27’si kendilerinin ya da eşlerinin çocuk sahibi olmak için kariyerine ara verebileceğini düşünürken, %21’lik kesim ise bir aileye sahip olmanın kariyerlerini olumsuz etkileyeceği kaygısı taşıdığını ifade ediyor. Bu konuda en çok endişe duyulan ülkeler %38’lik bir oranla İspanya ve %26 ile Yunanistan olarak gözükmektedir.
Kashmir konuşmasına şöyle devam ediyor: “Genel olarak veriler, büyük çoğunluğunda doğum oranlarının ve nüfusun giderek düştüğü ve gitgide yaşlanan işgücünün söz konusu olduğu Avrupa’da, belirgin demografik farklılıkları ortaya koymaktadır. İyi bir işveren tüm bunların farkında olmalıdır. Çalışanlar için önemli faktörler, güven ve istihdamın çevresinde toplanmaktadır. Çalışanlar için çalıştıkları organizasyonun etik davranması ve iş dünyasına yeni katılan genç bir insanın, aile kurmak için işine ara veren bir çalışanın ya da emeklilikten sonra çalışmayı sürdürmek isteyen bir elemanın çıkarlarını koruyacağına dair güven duyabilmesi, en önemli faktördür.”
Türkiye’de Durum Nedir?
Manpower Türkiye web sitesi üzerinden anketi yanıtlayan Türk katılımcıların çizdiği iyi bir işveren portresinde de ilginç sonuçlara rastlanıyor.
Türk katılımcıların %56’sı ödenen maaş ve sağlanan hakların iyi olmasını en önemli etken olarak görürken, %46’sı güvenlik ve stabilitenin sağlanmasını, %41’i ise kariyer gelişimi fırsatının sunulmasını “büyük bir işveren olma” klasmanında artı değer olarak düşünüyor.
Türkiye’deki katılımcıların %84’ü esnek çalışma koşulları sağlanması durumunda, emeklilikten sonra da çalışabileceğini söylüyor, fakat katılımcıların sadece %40’ı işverenlerinin işyerinde çeşitlilik politikasına uyduğunu belirtiyor.
Katılımcıların ’lik kısmı daha kısa çalışma karşılığında daha az ücret almayı kabul ederken, yarısından fazlası çalışma saatlerinin esnek olması koşuluyla hafta süresince daha uzun çalışabileceğini söylüyor. Buna karşın, evden çalışılabileceğine ve daha verimli olunabileceğine inananların oluşturduğu onda üçlük oran gösteriyor ki, Türk çalışanların gözünde evden çalışmak olumlu bir durum değil.
Türkiye sonuçlarına göre, katılımcıların sadece onda dördü ortalama emeklilik yaşında finansal olarak yeterince güvende olacağına inanıyor ve %32’lik kısım çocuk sahibi olmak için ne kendilerinin, ne de eşlerinin kariyerlerine ara verebileceğini düşünüyor.